Doner Cinayetleri

Acı gerçekler

Kuzey Ren-Vestfalya Başbakanı Hendrik Wüst, Keup Caddesi’nde girişilen ‘çivili bombalı’ saldırısının 20’nci yılında Hürriyet’e yazdı. Kurumların o dönem yaptığı hatalardan dolayı özür dileyen Wüst, demokratik ortanın dar zihniyete karşı ‘birlikte’ ayağa kalkması gerektiğini söyledi.

‘Döner cinayetleri’, ‘Mafya işi’ palavraları

Almanya’da ırkçı cinayetler hep görmezden gelindi. Katledilen Türklerin arkasından hep aynı palavralar atıldı: “Döner cinayetleri”, “Mafya hesaplaşması”, “Uyuşturucu ticareti”, “Aile içi kavga”... Bu ifadeleri hep kelli felli siyasetçiler kullandı. Alman medyası da bu şekilde yazdı. Ta ki terör örgütü NSU ortaya çıkana kadar.

Analım ama önce aydınlatalım

Almanya’da, 2030’a kadar kurulması planlanan ‘NSU Dokümantasyon Merkezi’nde aşırı sağ terörünün tarihini içeren bir arşiv, kütüphane ve anma mekânı olacak. NSU kurbanlarının unutulmaması, anıtlar dikilmesi ve ‘anma mekânı’ oluşturulması tüm demokrasi sevdalılarının arzusudur. Ancak hukuk devletinden en büyük beklenti, bu cinayetlerin tüm boyutlarıyla aydınlatılmasıdır. Politik sorumlular tarafından verilen sözlerin bir an önce tutulmasıdır. Barış içinde birlikte yaşam ve devlete güven için bu daha önemlidir.

Irkçılardan camiye siparişle tehdit

Almanya’nın Bielefeld kentindeki bir camiye yine telefonla veya internet üzerinden verilen yemek siparişlerini müşterilere ulaştıran Lieferando şirketi aracılığıyla ölüm tehdidi ve nefret mesajları gönderildi.

Asla unutturmayacağız

Evet... Bundan tam 30 yıl önceydi. 29 Mayıs 1993’te Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV-NRW) eyaletinin başkenti Düsseldorf yakınlarındaki Solingen kentinde aşırı sağcı Alman Neonaziler, Türklerin oturduğu bir binayı kundakladılar. 4 yaşındaki Saime Genç, 9 yaşındaki Hülya Genç, 12 yaşındaki Gülüstan Öztürk çocukluklarını, 18 yaşındaki Hatice Genç de gençliğini yaşayamadan cayır cayır yanarak can verdiler.

AYDINLANMADI MI AYDINLATILMADI MI

Almanya’da bundan 10 yıl önce iki üyesinin bir banka soygununun ardından intihar etmesiyle ortaya çıktı aşırı sağcı NSU adlı terör örgütü... 8’i Türkiye kökenli 10 insanı katleten bu örgüt demokrasiye ağır bir darbe vururken Başbakan Angela Merkel’in “Alman hukuk devletinin bu cinayetleri tüm yönüyle aydınlatacağı” yönünde verdiği sözler de lafta kaldı... Gerçekler hâlâ bir türlü ortaya çıkmadı, çıkarılamadı...

Neo-Naziler 8’i Türk 10 kişiyi öldürmüştü... 10 yıl geçti Merkel o sözünü tutmadı

Almanya’da 8’i Türk 10 kişiyi öldüren neo-Nazi NSU terör örgütünün ortaya çıkmasının bugün 10’uncu yılı. NSU davasında sadece ‘Nazi gelini’ lakaplı Beate Zschaepe ceza aldı. Almanya Başbakanı Merkel’in ‘aydınlatma’ sözüne rağmen cinayetlerin arkasında kimlerin olduğu hâlâ ortaya çıkmadı.

Almanya’da NSU terör örgütünün ortaya çıkmasının üzerinden 10 yıl geçti

Almanya’da 2000-2007 yıllarında 8’i Türk, 10 kişinin öldürülmesinin arkasında aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün olduğunun ortaya çıkmasının üzerinden 10 yıl geçti.

Irkçılık bir zehirdir ve toplumumuzda vardır

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, demokrasi sevdalısı bir devlet adamıdır. Yerli-yabancı ayırımı yapmadan, ülkede yaşayan herkese ırkçılığa, yabancı, Yahudi ve İslam düşmanlığına, ayrımcılığa karşı kararlı bir biçimde karşı çıkarak demokrasiye sahip çıkmaları çağrısında bulunmaktadır.

Son dakika.... NSU davasında yeni gelişme: 3 sanığın temyiz başvurusu reddedildi!

Almanya'da Federal Yargıtay, 8'i Türk 10 kişiyi öldüren aşırı sağcı NSU terör örgütünün üyesi Beate Zschäpe ile birlikte iki sanığın temyiz başvurusunu reddettiğini duyurdu. Bu karar sonrası Zschäpe'ye verilen müebbet hapis cezasını onandı

Açın artık şu gizli NSU dosyalarını

Enver Şimşek 9 Eylül 2000’de Nürnberg’de öldürüldü. Abdurrahim Özüdoğru da 13 Haziran 2001’de Nürnberg’de. Süleyman Taşköprü 27 Haziran 2001’de Hamburg’da. Habil Kılıç 29 Ağustos 2001’de Münih’te. Mehmet Turgut 25 Şubat 2004’de Rostock’da. İsmail Yaşar 9 Haziran 2005’te Nürnberg’de. Theodor Boulgarides (Yunan kökenli) 15 Haziran 2005’te Münih’te. Mehmet Kubaşık 4 Nisan 2006’da Dortmund’da. Halit Yozgat 6 Nisan 2006’da Kassel’de. Michele Kiesewetter (Alman polis memuru) 25 Nisan 2007’de Heilbronn’da.

Unutmadık da unutturmayacağız da

Enver Şimşek. 1961 yılında Isparta’nın Şarkikaraağaç ilçesine bağlı Salur köyünde doğdu. Çocukluğu ve gençliğinin bir bölümü orada geçti. Dağlarda koyun, keçi otlattı. O zamanlar Almanya’da olan çocukluk aşkı Adile ile 1979’da evlendi.

Almanya görene kadar 10 kişiyi öldürdüler: NSU

Hem devlet hem de istihbarat birimleri tarafından görmezden gelinen, failleri aramak yerine ‘döner cinayetleri’, ‘mafya hesaplası’ olarak nitelendirilip ‘Almanya’nın sağ gözü kör’ dedirten, davası bile yıllarca süren Nasyonel Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütü.

‘Irkçılık bir zehir ve bu zehir toplumumuzda var’

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Hanau’da yaşanan ırkçı terör saldırısı üzerine, “Irkçılık bir zehir ve bu zehir toplumumuzda var” dedi. Nazilerin 1930’lu yıllarda üstün Alman ırkının dünyaya hâkim olması gerektiği ideolojisiyle ektiği bu zehir, sadece Almanya’yı değil, tüm dünyayı felakete götürdü.

Günaydın Almanya

Federal Meclis’in perşembe günü gündemi, aşırı sağcı terör saldırılarıydı. Hanau’da 4’ü Türkiye kökenli olmak üzere göçmen kökenli 9 kişinin öldürüldüğü ırkçı saldırı ‘Aşırı sağ terörizmi ve nefret’ başlığı altında gündeme getirildi. Alman Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in ‘konuklar tribününden’ izlediği oturumda kürsüye çıkan CDU/CSU, SPD, Yeşiller, Sol Parti ve FDP’li politikacılar, aşırı sağcı ırkçı saldırıları şiddetle kınarken, daha fazla zaman kaybetmeden gereken her türlü önlemlerin alınmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladılar.

Gün dayanışma günüdür

Almanya’da Enver Şimşek, Abdurrahim Özüdoğru, Süleyman Taşköprü, Habil Kılıç, Mehmet Turgut, İsmail Yaşar, Mehmet Kubaşık, Halil Yozgat isimli Türk vatandaşları ile Yunan kökenli Theodoros Boulgarides ve Alman kadın polis Michele Kiesewetter 2000-2007 yılları arasında öldürüldüler.

Cevap böyle geldi: Naziler gizli gizli döner yer

Danimarka’dan Güney Afrika’ya hamburgere kafa tutuyor ama büyük zincirlerin aksine küçük işletmeler sistemiyle yayılıyor. Birçok Avrupa kentinde sayıları binlere ulaştı. Sempozyumlar düzenleniyor, tezlere konu oluyor. Yurtdışındaki macerasına kaldırım kenarlarında başlayan Türk döneri ikinci vatanı Almanya’da ‘yeni nesil dönerci’lerle sınıf atlıyor; dünyanın önemli otellerinin mönülerine giriyor. Üstelik artık kuvvetli bir siyasi sembol. Nasıl mı?

Demokratlar neredesiniz?

Almanya’da ‘NSU’ kısa adıyla tanınan Nasyonal Sosyalist Yeraltı örgütü teröristleri, 2000-2007 yılları arasında ülkenin çeşitli kesimlerinde 8’i Türk, biri Yunan ve biri Alman kadın polis olmak üzere suçsuz günahsız 10 kişiyi katletti. Bu cinayetler Alman medyasında genelde hep ‘döner cinayetleri’ olarak yer aldı.

İçişlerimize karışmayın

Almanya’daki okullarda Türkiye kökenli çocuklara Türkçe dersleri verilmesi yönünde Türk politikacılar açıklama yaptıklarında, Alman politikacılardan genelde hep şöyle bir tepki gelir: “Burası Almanya. Neyin nasıl olacağına biz kendimiz karar veririz. Türkiye bizim içişlerimize karışamaz.”

5 yıl, 438 duruşma, 600 tanık ve bilirkişiler... İşte 5 ciltlik NSU kitabı

Almanya’da 2000-2007 yılları arasında 8’i Türk 10 kişiyi öldüren, bombalı saldırılar düzenleyen ve banka soygunlarını gerçekleştiren NSU terör örgütü davasında mahkeme, tutanak tutulmasına izin vermedi. Ancak dört gazeteci, NSU davasındaki her sözcüğü bir bir not etti. Tarihi belge değerindeki notlar şimdi beş cilt halinde kitap olarak yayınlandı.

Hepimiz Almanya’yız sinyali

Almanya’da iç istihbarattan sorumlu Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkan Yardımcılığına Türkiye kökenli Sinan Selen’in getirilmesinin planlandığı yönünde haberler yayınlandı.

‘Size söz veriyorum’

Almanya’da NSU kısa adıyla tanınan aşırı sağcı, ırkçı, yabancı düşmanı Nasyonal Sosyalist Yeraltı örgütü teröristleri tarafından 2000-2007 yılları arasında katledilen 8 Türk, bir Yunan ve bir Alman polis için 23 Şubat 2011’de bir anma töreni düzenlendi.

Acaba devletin bilinmesini istemediği birileri mi var?

“Belgelere ‘120 yıl gizlilik’ kararı konulması, ister istemez insanın aklına “Acaba devletin saklamak, gizlemek istediği; bilinmesini, duyulmasını istemediği birileri mi var?” sorusunu getiriyor.”

Karar çarşamba açıklanacak ama neden hedef seçildikleri halla belli değil

Almanya’da Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde 5 yılı aşkın süredir devam eden aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü davasında sona gelindi. 6 Mayıs 2013’te başlayan ve Almanya’da İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en uzun mahkeme süreçlerinden biri olan NSU davasında karar 11 Temmuz’da açıklanacak.

Unutturmayacağız

Irkçılığa karşı mücadelenin öncüsüydü. Yurttaş hakları mücadelesinin de. O bir özgürlük savaşçısıydı.

‘NSU’nun cinayet yerleri’ Berlin'de sergileniyor

.

Bitmeyen duruşmalar

ENVER Şimşek 9 Eylül 2000’de Nürnberg’de, Abdurrahim Özüdoğru 13 Haziran 2001’de Nürnberg’de, Süleyman Taşköprü 27 Haziran 2001’de Hamburg’da, Habil Kılıç, 29 Ağustos 2001’de Münih’te, Mehmet Turgut 25 Şubat 2004’te Rostock’ta, İsmail Yaşar 9 Haziran 2005’te Nürnberg’de Yunan kökenli Theodoros Boulgarides 15 Haziran 2005’te Münih’te, Mehmet Kubaşık 4 Nisan 2006’a Dorutmund’da, Halit Yozgat 6 Nisan 2006’da Kassel’de, Alman kadın polis Michele Kiesewetter 25 Nisan 2007’de Heilbronn’da katledildiler.

Almanya’da geçen yılın en kötü kelimesi seçildi

Almanya’da 2016 yılının en kötü sözcüğünün ‘vatan haini’ olduğu açıklandı. Alman Dil Birliği tarafından belirlenen yılın en kötü sözcüğü ‘vatan haini’nin, Birinci Dünya Savaşı sonrası Nasyonal Sosyalistler tarafından kullanıldığına atıfta bulunuldu.