Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraf: dpa
Oluşturulma Tarihi: Mart 07, 2020 12:19
Federal Meclis’in perşembe günü gündemi, aşırı sağcı terör saldırılarıydı. Hanau’da 4’ü Türkiye kökenli olmak üzere göçmen kökenli 9 kişinin öldürüldüğü ırkçı saldırı ‘Aşırı sağ terörizmi ve nefret’ başlığı altında gündeme getirildi. Alman Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in ‘konuklar tribününden’ izlediği oturumda kürsüye çıkan CDU/CSU, SPD, Yeşiller, Sol Parti ve FDP’li politikacılar, aşırı sağcı ırkçı saldırıları şiddetle kınarken, daha fazla zaman kaybetmeden gereken her türlü önlemlerin alınmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladılar.
FEDERAL Meclis’teki ‘ana muhalefet’ konumundaki sağ popülist AfD’yi de ırkçı saldırıları körüklemekle, hatta suç ortağı olmakla suçladılar.
AfD’liler ise her zaman olduğu gibi bu yöndeki suçlamaları geri çevirdi.
CDU’lu Federal Meclis Başkanı Wolfgang Schaeuble, “Devlet, aşırı sağ tehlikeyi uzun süre küçümsediğini itiraf etmeli” dedi.
CSU’lu Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer, “Ülkemizdeki en büyük tehdit aşırı sağdır” dedi. “Aşırı sağa karşı sonuna kadar kararlı bir biçimde mücadele edeceğiz” dedi.
SPD’li Federal Adalet Bakanı Christine Lambrecht, “Aşırı sağdan gelen tehditlere karşı savaş” dedi.
*
Ben de tüm bu söylenenlerden sonra, “Günaydın
Almanya!” diyorum.
“Almanya’da yıllardır politik sorumluluk taşıyan, ancak görevlerini tam olarak yerine getirmeyen, ama şimdi yavaş yavaş uyanmaya başlayan Alman politikacılara GÜNAYDIN!” diyorum.
Aşırı sağcı ırkçı terör bu ülkede yıllardır vardır.
Ve aşırı sağcı ırkçı terör hep küçümsenmiştir.
Almanya’da aşırı sağcılar 1980’li yılların ortalarından beri aralarında çok sayıda Türk vatandaşı ve Türkiye kökenli Alman vatandaşının da bulunduğu 200’ün üzerine insanı öldürdüler.
Bunlar aydınlatılan ve kayda geçen veriler.
‘Skinheads’ denilen ‘Dazlaklar’ 24 Temmuz 1985’te Hamburg’da bir lokalde tartıştıkları Mehmet Kaymakçı isimli Türk’ü takip ederek bayıltıncaya kadar dövdüler.
Daha sonra bir beton parçasıyla kafasını ezip öldürdüler.
Yakalanan aşırı sağcı ‘Dazlaklar’ mahkemede, “Biz Türk’ü bitirmek istedik” diyerek ırkçı saldırıyı itiraf ettiler.
21 Aralık 1985’te yine Hamburg’da yine ‘Dazlaklar’, Ramazan Avcı isimli Türk’e sokak ortasında sopalarla saldırdılar.
30’a yakın ırkçı aşırı sağcının bayıltana kadar vurduğu Ramazan Avcı, kaldırıldığı hastanede yoğun bakımdan çıkamadı ve 3 gün sonra yaşamını yitirdi.
23 Kasım 1992’de Mölln’de aşırı sağcılar Türklerin oturduğu bir binayı kundakladı.
Yeliz Arslan (10), Ayşe Yılmaz (14) ve Bahide Arslan (51) can verdi.
29 Mayıs 1993’te Solingen’de aşırı sağcılar Genç Ailesi’nin evini kundakladı.
Gülüstan Öztürk (12), Gürsün İnce (28), Saime Genç (5), Hülya Genç (9) ve Hatice Genç (19) yaşamını yitirirdi.
9 Eylül 2000’de Enver Şimşek (39) Nürnberg’de, 13 Haziran 2001’de Abdurrahim Özüdoğru (49) Nürnberg’de, 27 Haziran 2001’de Süleyman Taşköprü (30) Hamburg’da, 29 Ağustos 2001’de Habil Kılıç (37) Münih’te, 25 Şubat 2004’de Mehmet Turgut (24) Rostock’da, 9 Haziran 2005’te İsmail Yaşar (49) Nürnberg’de, 4 Nisan 2006’da Mehmet Kubaşık (38) Dortmund’da, 6 Nisan 2006’da Halit Yozgat (20) Kassel’de, sonradan aşırı sağcı terör örgütü olduğu ortaya çıkan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) teröristleri tarafından öldürüldü.
NSU teröristleri, 15 Haziran 2005’te Münih’te Yunan kökenli Theodoros Boulgarides (41) ile 25 Nisan 2007’de Heilbron’da Alman kadın polis Michele Kiesewetter’i (20) de öldürdüler.
Almanya’daki Türk medyası bu cinayetlerin aşırı sağcılar, ırkçılar tarafından işlenmiş olabileceğine dikkati çektiği halde, Almanya’daki emniyet birimleri de, politik sorumlular da her seferinde ‘yabancı düşmanı motifli değil’ açıklamasında bulundular.
‘Mafya ve uyuşturucu kaçakçıları arasında iç hesaplaşma’ olduğunu ileri sürdüler.
Hatta aile bireylerine bile şüpheli gözüyle baktılar.
Alman medyası da ‘döner cinayetleri’ olarak nitelendirdi.
Kundakçılar da, ‘Dazlaklar’ da birkaç yıl yattıktan sonra serbest kaldılar.
Yani olan ölenlere, geride kalanlarına ve yakınlarına oldu.
Doyasıya yaşayamayan kurbanlara.
Aradan yıllar geçtiği halde, hâlâ aynı acıları yaşayan, yüreklerinde hisseden kurban yakınlarına da.