Güncelleme Tarihi:
27 yaşındaki Gürsün İnce, minicik yavrusunu kucağına alıp, ona sıkıca sarılarak hayatta kalabilmek umuduyla, alevler içindeki binanın balkonundan aşağı atladı.
Gözü gibi bakıp sevdiği yavrusunu kurtarırken kendisi yaşamını yitirdi.
Aynı binada oturan 14 kişi de yaralandı.
Evet...
Genç Ailesi’nin 5 yavrusu ırkçılığın kurbanı oldu.
Aradan tam 30 yıl geçti.
İşte Solingen faciasının, daha doğrusu katliamının 30’uncu yıl dönümünde Solingen’de kurbanları anma etkinliği düzenlendi.
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier de etkinliğe katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Steinmeier, “Aşırı sağcılar ve ırkçılar bireyleri onlardan nefret etmek için insanlıktan çıkarıyorlar ve böylece kurban olabilecek herkese korku saçıyorlar. Ben bunu terör olarak tanımlıyorum. Bu sağcı terör Solingen’deki ölümlerden sorumludur. Bu sağcı terör, Solingen’den önce de vardı, Solingen’den sonra da var. Ülkemizde aşırı sağcı ve ırkçı şiddettin sürekliliği var” dedi.
Gerçekten de öyle...
‘GÖZÜ DÖNMÜŞ BİREYSEL SUÇLULAR...’
Cumhurbaşkanı Steinmeier, “Ülkemiz çok uzun süre sürekli tekrarlanan ama dayanağı olmayan bir iddiaya kandı. Buna göre failler gözleri dönmüş bireysel suçlular. Olayların arkasındaki yapılar ve faillerin ideolojisi uzun bir süre görmezden gelindi ve kısmen yok sayıldı. Burada aşırı sağcılık, ırkçılık ve insan düşmanlığından bahsediyorum” dedi.
Gerçekten de öyle.
Almanya’da ırkçı saldırılara yıllarca ‘sıradan bir cürüm’ gözüyle bakıldı.
NSU teröristlerinin ilk kurbanı Enver Şimşek’in ailesine ‘aile için cinayet şüphelileri’ gözüyle bile bakıldı.
“Kara para aklama”, “Haraç toplama”, “Uyuşturucu kaçakçılığı” gibi ‘yapmacık’ nedenler bulunarak, ırkçı terör cinayetleri Alman kriminoloji tarihine ‘Döner cinayetleri’ olarak geçti.
Irkçılık ve terör unsuru yıllarca görmezden gelindi.
‘BAŞ SAĞLIĞI TURİZMİ İSTENMİYOR’
Almanya’nın o dönemdeki Başbakanı Helmut Kohl, Mölln’de aşırı sağcı ırkçıların 23 Kasım 1992’de kundakladığı evde yaşamını yitiren Yeliz Arslan (10), 14 yaşındaki Ayşe Yılmaz (14) ile büyükanneleri Bahide Arslan’ın (51) cenaze törenine katılmamıştı.
O zamanki Hükümet Sözcüsü de “Tanrı biliyor ki, Başbakan’ın daha önemli randevuları var. Baş sağlığı turizmi istenmiyor” demişti.
Ben de kendisine o basın toplantısında “Şayet kurbanlar Yahudi kökenli olsaydı, aynı açıklamayı yapabilir miydiniz?” diye sormuştum.
Eveleyip gevelemiş, yanıt vermekte zorlanmıştı.
Kohl, Solingen kurbanlarının cenaze törenine de katılmadı.
Cumhurbaşkanı Steinmeier, Genç Ailesi’ne “Bu acı asla dinmeyecek” dedi.
Evet...
Biz de “Solingen’i de, Solingenleri de asla unutmayacağız ve unutturmayacağız” diyoruz.