Güncelleme Tarihi:
NSU teröristleri Uwe Böhnhardt ile Uwe Mundlos bir banka soygunundan sonra yakayı ele vereceklerini anlayıp 4 Kasım 2011’de bir karavanın içinde intihar edince, bu cinayetlerin ‘döner cinayeti’ değil, ‘ırkçı cinayetler’ olduğu ortaya ortaya çıktı.
Suç ortakları Beate Zschaepe de, birkaç gün sonra polise teslim oldu.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Şubat 2012’de Berlin’de düzenlenen NSU kurbanlarını anma etkinliğinde, bu cinayetleri her yönüyle aydınlatma, suçluların ve suç ortaklarının hak ettikleri cezalara çarptırılmaları sözü verdi.
*
NSU duruşmaları 6 Mayıs 2013’te Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde başladı.
5 yılı aşkın süre devam etti.
11 Haziran 2018’de yapılan 438’inci duruşmada Beate Zschaepe ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
NSU teröristlerine yardım eden Carstens Sculze ile Holger Gerlach’a 3’er yıl, Ralf Wohlleben’e de 10 yıl hapis cezası verildi.
Ama Ralf Wohlleben kısa bir süre sonra serbest bırakıldı.
Andre Eminger de 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Bu hafif ceza, mahkeme salonundaki NSU yandaşları tarafından ayakta alkışlandı.
Nitekim kısa bir süre sonra Andre Eminger de serbest bırakıldı.
Tabii Almanya’daki bağımsız mahkemelerin bağımsız yargıçların bu ‘bağımsız kararı’ ülkedeki aşırı sağcılar için olumlu bir sinyal oldu.
“Berlin’de hakimler var” ilkesi de altüst oldu.
5 yılı aşkın süren duruşmalar boyunca NSU kurbanlarının yakınlarının avukatlarına birçok belge verilmedi.
2006’da Kassel’de işlettiği internet kafede Halit Yozgat’ın NSU teröristleri tarafından öldürüldüğü sırada orada bulunan ve hiçbir şey görmediğini söyleyen Hessen Anayasa Koruma Teşkilatı elemanı Andreas Temme’nin ne gibi bir bağlantısının olduğu ortaya çıkmadı.
Hessen Eyalet Hükümeti, dosyaların 120 yıl gizli kalmasına karar verdi.
Başbakan Angela Merkel’in bu cinayetlerin her yönüyle aydınlatılacağı konusunda verdiği söz havada kaldı.
Almanya’daki gerçek demokratların ise hiç sesi çıkmadı.
*
Kısa bir süre önce Hessen Eyalet sınırları içindeki Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke, evinin terasında kafasına sıkılan tek kurşunla öldürüldü.
Cinayetin Stefan E. isimli yıllardır neonazilerin içinde olan aşırı sağcı bir Alman tarafından işlendiği ortaya çıktı.
Terör uzmanları, 2015 yılında Başbakan Angela Merkel’in Suriyeli sığınmacılara ülkenin kapılarının açılması politikasına destek veren ve Hıristiyan değerlerin bunu gerektirdiğini savunan Walter Lübcke’nin katilinin, NSU teröristlerini örnek aldığı görüşünde birleştiler.
“Almanya yaşamaya ve buranın değerlerini savunmaya değer. Bu değerleri savunmayan her an Almanya’yı terk edebilir. Bunda her Alman özgürdür” diyen Walter Lübcke’nin düşünceyi ifade özgürlüğünü ve insani değerleri savunduğu için katledildiğine dikkati çektiler.
Neonaziler sosyal medyada cinayete övgüler yağdırdı.
Bu cinayetten kısa bir süre sonra, Merkel’in sığınmacı politikasını desteklediği için birkaç yıl önce aşırı sağcı birinin bıçaklı saldırısına uğrayıp yaralanan Köln Anakent Belediye Başkanı Henriette Reker’e ölüm tehditleri içeren mailler gönderildi.
Altena Belediye Başkanı Andreas Hollstein’a da.
NSU davasındaki müdahil avukatlardan Türkiye kökenli Seda Başay Yıldız’a da.
*
Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke cinayeti, Almanya Federal Cumhuriyeti’nin 70 yıllık tarihinde bir politikacıya dönük ilk suikasttır.
Bu, aynı zamanda Almanya’da demokrasiye suikasttır.
İşin ilginç yönü, daha doğrusu tehlikeli yönü ise birtakım yazılı ve sözlü açıklamaların dışında Almanya’da bu cinayete ve tehditlere ciddi hiçbir tepkinin olmamasıdır.
Sokaklara dökülüp bu cinayeti protesto etmek yerine ülkedeki gerçek demokratlar adeta sessizliğe gömülmüştür.
Gerçek demokratlar demokrasiye sahip çıkmadıkça, Almanya’da aşırı sağcılar, neonaziler ve sağ popülistler tarafından gelecek tehdit ve tehlikelerin artacağı kesindir.
İşte Almanya’nın geleceği ve demokrasinin korunması için “Demokratlar neredesiniz?” diye soruyoruz.