Ahmet Külahçı / Fotoğraf: dpa
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2020 09:06
Almanya’da Enver Şimşek, Abdurrahim Özüdoğru, Süleyman Taşköprü, Habil Kılıç, Mehmet Turgut, İsmail Yaşar, Mehmet Kubaşık, Halil Yozgat isimli Türk vatandaşları ile Yunan kökenli Theodoros Boulgarides ve Alman kadın polis Michele Kiesewetter 2000-2007 yılları arasında öldürüldüler.
TÜRKLERE dönük bu cinayetlere hep ‘döner morde’ (Döner cinayetleri) gözüyle bakıldı.
Bu cinayetlerin mafya işi olduğu söylendi.
Uyuşturucu ve kadın ticareti yapan çetelerin iç hesaplaşması, örgütsel suç çetelerinin işi olduğu söylendi.
Hatta kurban yakınlarına cinayet zanlısı gözüyle bile bakıldı.
Ancak 4 Kasım 2011’de bir banka soygunundan sonra yakalanacaklarını anlayınca, bindikleri karavanın içinde Uwe Mundlos ile Uwe Böhnhardt’ın intihar etmelerinden sonra bu cinayetlerin NSU kısa adıyla tanınan Nasyonal Sosyalist Yeraltı teröristleri tarafından işlendiği ortaya çıktı.
Beate Zschaepe’nin de suç ortağı olduğu.
NSU duruşmaları 6 Mayıs 2013’te Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde başladı.
5 yıl sonra 438’inci duruşmada Beate Zschaepe ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
NSU teröristlerine yardım eden Carstens Schulz ile Holger Gerlach’a 3’er yıl, Ralf Wohlleben de 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Andre Eminger de 2 yıl 6 ay hapis cezasına.
Wohlleben ile Eminger kısa bir süre sonra serbest bırakıldı.
NSU terör örgütünün sadece bu ‘üçlüden’ mi oluştuğu açıklık kazanmadı.
Hessen Anayasa Koruma Teşkilatı Kassel’de Halit Yozgat’ın öldürülmesiyle ilgili dosyaya 120 yıl ambargo koydu.
Niçin ve neden?
*
9 Haziran 2004’te Köln’deki Keupstrasse’de çivili bomba patlatıldı.
Türkiye kökenli bir gencin işlettiği kuaför dükkanı tamamen tahrip olurken, 22 kişi yaralandı.
Daha olayın ardında kim veya kimlerin olduğuna dair hiçbir ipucu yokken, dönemin Federal İçişleri Bakanı Otto Schily, “Güvenlik birimlerimizin şu ana kadar elde ettikleri bilgiler bu saldırının terör değil, kriminal çevreler tarafından işlendiği yönünde” içerikli bir açıklamada bulundu.
2005 yılında öldürülen Theodor Boulgarides’in yakınlarının avukatlığını yapan Yavuz Selim Narin, Keupstrasse’deki bombayı yerleştirenlerin, yıllar sonra NSU teröristleri oldukları belirlenen Uwe Mondlos ile Uwe Böhnhardt olduğunun bölgedeki gözetleme kameralarında çok açık bir biçimde göründüğüne dikkati çekti.
Müzik kanalı Viva’nın gözetleme kameralarındaki bu görüntülerin ilgili birimler tarafından ciddi bir biçimde değerlendirilmediğine de.
3 Şubat 2008 tarihinde Ludwigshafen’da bir evdeki yangında Türkiye kökenli 5’i çocuk 4’ü kadın 9 kişi yaşamını yitirdi.
Çökme tehlikesi olduğu için binanın içinde hiçbir araştırma yapılamadığı halde, dönemin Rheinland-Pfalz Eyalet Başbakanı Kurt Beck, “Kundaklama değil” diye açıklamada bulundu.
Yabancı düşmanı motifli olmadığını da söyledi.
*
Almanya, NSU’dan ders almadı.
Nazi diktatörlüğünün çöküşünün, milyonlarca Yahudi’nin soykırıma uğradığı Auschwitz ve diğer toplama kamplarının Sovyet Kızıl Ordu tarafından kurtarılışının 75’inci yılında Almanya’da ırkçı saldırılar arttı.
Sağ popülist Almanya için Alternatif’in (AfD) güçlenmesine ve Yahudi düşmanı, İslam düşmanı, sığınmacı düşmanı söylemlerle oy avcılığı yapması ırkçıları cesaretlendirdi.
Daha geçen hafta 12 Alman, aşırı sağcı terör hücresi üyesi olma şüphesiyle gözaltına alındı.
İşte son olarak Hessen Eyalet sınırları içindeki Hanau kentinde ırkçı bir Alman, tek suçları (!) göçmen kökenli olmak olan 4’ü Türk 9 kişiyi öldürdü.
Federal Başsavcı, bu eylemin ‘buram buram ırkçılık koltuğuna’ dikkati çekerken, AfD’li politikacılar ise, “Terör eylemi değil” açıklamasında bulundular.
“Ruh hastası birinin bireysel eylemi” dediler.
Ama ruh hastası birinin neden ve niçin bilinçli olarak göçmen kökenlileri hedef aldığını bir türlü açıklayamadılar.
Başta Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier olmak üzere bu ülkedeki sağduyulu herkes bu kanlı eylemi kınarken, kurban yakınları ve diğer göçmen kökenlilerle tam bir dayanışma sergilediler.
Evet...
Gün, ırkçılığa karşı dayanışma günüdür.
Gün, barış içinde birlikte yaşamın korunması için dayanışma günüdür.
Gün, özgürlükçü demokrasiyi korumak ve yaşatmak için dayanışma günüdür.