Güncelleme Tarihi:
23 Kasım 2011 tarihinde kurban yakınlarıyla Bellevue Sarayı’nda bir araya gelen ve onlara “Acılarınızı paylaşıyoruz. Hep sizlerin yanında olacağız” mesajı veren dönemin Alman Cumhurbaşkanı Christian Wulff, bir tanıdık işadamından aldığı faizsiz kredi suçlamaları yüzünden istifa etmek zorunda kaldığı için, kurbanları anma töreninde konuşmayı Başbakan Angela Merkel yaptı.
Merkel, cinayetlerin önlenememesinin, hatta kurban yakınlarından şüphe duyulmasının Almanya için utanç verici olduğunu söyledi.
“Bizi affedin” dedi.
Başbakan Merkel, aynı konuşmasında hem kurban yakınlarına hem de bu ülkede yaşayan herkese bir söz de verdi.
Merkel, “Federal Almanya Cumhuriyeti’nin başbakanı olarak size söz veriyorum: Bu cinayetleri aydınlatmak ve yardım edenleri, arkasında olanları ortaya çıkarmak, suçluların hak ettikleri cezaya çarptırılmaları için elimizden gelen herşeyi yapacağız” dedi.
***
Christian Wulff’un istifasından sonra Cumhurbaşkanı seçilen Joachim Gauck da Bellevue Sarayı’nda 2013 yılında kurban yakınlarıyla bir araya geldi.
Gauck, bazı devlet kurumlarında yapılan hatalardan kendisinin de endişe duyduğunu dile getirdi.
Kurban yakınlarına “Sizler, ülkemize ve kurumlarına güven duydunuz. Bu güveniniz sarsıldı. Ancak ben yeniden güven duymanızı istiyorum. Ben, devlet birimlerinin olayları gereken şekilde aydınlatması ve hataları hata olarak tanımlamasının takipçisi olacağım” sözü verdi.
Federal Meclis’te 21 Kasım 2011’de kurbanlar anıldı.
Dönemin Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert, tüm milletvekilleri adına kurban yakınlarından özür diledi.
“Bu Almanya için utanç vericidir” dedi.
Cinayetlerin aydınlatılması için gereken her şeyi yapacakları sözü verdi.
Almanya’da döner cinayetleri olarak kayıtlara geçen bu cinayetlerin NSU teröristleri tarafından işlendiğinin ortaya çıkmasından sonra söyleşi yaptığım bütün politikacılar hep aynı sözü verdiler: Bu cinayetlerin aydınlatılması, kim veya kimlerin yardım ettiğinin ortaya çıkarılması, faillerin yasalarda öngörülen en ağır cezaya çarptırılmaları için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
***
Evet, 2013 yılında başlayan NSU davası 5 yıl 2 ay sonra bitti.
Cinayetlerin hayattaki ‘tek baş suçlusu’ Beate Zschaepe, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Suç ortaklarından bir sanık 10 yıl, ikisi üçer yıl, biri de 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nin bu kararı, kurban yakınlarını bir kez daha yıktı.
Bu insanların Alman adaletine olan güvenleri sarsıldı.
Mahkemenin kararı yalnız kurban yakınlarında değil, sağduyulu herkeste güven kaybına yol açtı.
***
Evet, NSU davası bitti.
Verilen sözler, sözde kaldı.
Tabii Almanya’da yargı bağımsızdır.
Cumhurbaşkanı Frak-Walter Steinmeier’in de, Başbakan Angela Merkel’in de, diğer politikacıların da müdahale hakkı yoktur.
Zaten demokratik hukuk devletinde doğru olanı da budur.
Ama şu gerçek de hiçbir zaman gözardı edilmemelidir.
NSU terör örgütünün, bir banka soygunundan sonra yakalanacaklarını anlayınca içinde bulundukları karavanda intihar eden Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt ile ömür boyu hapis çabasına çarptırılan Beate Zschaepe terör üçlüsü ile sınırlı olduğu inandırıcı değildir.
Bu cinayetlerde başka kimlerin parmağının, arkasında kimlerin olduğu
hala açıklık kazanmamıştır.
Federal Anayasa Koruma Teşkilatı ile Eyalet Anayasa Koruma Teşkilatları, Federal Kriminal Dairesi ile Eyalet Kriminal Daireleri, Askeri Haberalma Federal Dairesi ile çeşitli bölgelerdeki emniyet birimlerinin bilgi ve belgeleri vermemekte direnmeleri, insanın aklına farklı sorular getirmektedir.
Gizlenen bilgi ve belgeleri ortaya çıkarmak hukuk devletinin görevidir.
Yalnız kurban yakınları değil, sağduyulu her yurttaş, hukuk devletinin bu görevi yerine getirmesini beklemektedir.