Analım ama önce aydınlatalım

Güncelleme Tarihi:

Analım ama önce aydınlatalım
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2024 09:37

Almanya’da, 2030’a kadar kurulması planlanan ‘NSU Dokümantasyon Merkezi’nde aşırı sağ terörünün tarihini içeren bir arşiv, kütüphane ve anma mekânı olacak. NSU kurbanlarının unutulmaması, anıtlar dikilmesi ve ‘anma mekânı’ oluşturulması tüm demokrasi sevdalılarının arzusudur. Ancak hukuk devletinden en büyük beklenti, bu cinayetlerin tüm boyutlarıyla aydınlatılmasıdır. Politik sorumlular tarafından verilen sözlerin bir an önce tutulmasıdır. Barış içinde birlikte yaşam ve devlete güven için bu daha önemlidir.

Haberin Devamı

Analım ama önce aydınlatalım
ALMANYA’nın Nürnberg kentinde Enver Şimşek (38) 11 Eylül 2000’de, Abdurrahim Özüdoğru (49) 13 Haziran 2001’de, İsmail Yaşar (50) 9 Haziran 2005’te, Hamburg’da Süleyman Taşköprü (31) 27 Haziran 2001’de, Münih’te Habil Kılıç (38) 29 Ağustos 2001’de, Yunanistan vatandaşı Theodoros Boulgarides (41) 15 Haziran 2005’te, Rostock’ta Mehmet Turgut (25) 25 Şubat 2004’te, Dortmund’da Mehmet Kubaşık (39) 4 Nisan 2006’da, Kassel’de Halit Yozgat (21) 6 Nisan 2006’da ve Heilbronn’da da Alman kadın polis Michele Kiesewetter (22) 25 Nisan 2007’de NSU kısa adıyla tanınan aşırı sağcı, ırkçı ‘Nasyonal Sosyalist Yeraltı’ terör örgütü üyeleri tarafından öldürüldü.
Analım ama önce aydınlatalım

*
İşte bu ırkçı cinayetlerin unutulmaması, unutturulmaması için Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’den (FDP) oluşan koalisyon hükümeti ilk somut adımı attı.
Almanya’nın eski başkenti Bonn’daki Federal Politik Eğitim Merkezi (bpb), tarafından hükümet adına hazırlanan bir raporda, NSU cinayetlerinin bütün boyutlarıyla yer alacağı bir ‘NSU Dokümantasyon Merkezi’ kurulması ve kurbanların anılması, kurban yakınlarıyla dayanışma sergilenmesi için bir ‘anma mekânı’ oluşturulması yer aldı.
Tabii güvenlik birimlerinin ihmalleri ve hataları, toplumsal kontrol mekanizmalarının başarısızlıklarının da bu Dokümantasyon Merkezi’ndeki kayıtlara geçmesi de önerildi.
Henüz bu ‘Dokümantasyon Merkezi’nin nerede kurulacağı belli değil ama 2030 yılına kadar açılması ve Almanya’da aşırı sağ terörünün tarihini içeren bir arşiv, kütüphane ve konuyla ilgili etkinlikler düzenlenecek salonların olması planlanıyor.
Aynı zamanda bir ‘anma mekânı’ oluşturulması da.

Haberin Devamı

KOALİSYON SÖZLEŞMESİNDE VAR
SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan ve 8 Aralık 2021 tarihinde göreve başlayan koalisyon hükümetinin temelini oluşturan ve 7 Aralık 2021’de imzalanan ‘Koalisyon Sözleşmesi’nde böyle bir ‘Dokümantasyon Merkezi’ kurulması yer almaktadır.
Hatta 11 Mart’ın ‘Terör Kurbanlarını Anma Günü’ ilan edilmesi de.
NSU kurbanlarının unutulmaması, unutturulmaması tüm demokrasi sevdalılarının arzusudur, hedefidir, beklentisidir.
Kurbanların anılması, anıtlar dikilmesi ve ‘anma mekânı’ oluşturulması da.
Ama demokratik hukuk devletinden en büyük beklenti, bu cinayetlerin tüm boyutlarıyla aydınlığa kavuşturulması, perde arkasındakilerin ortaya çıkarılmasıdır.
Bu ilk etapta hiç şüphesiz Almanya’da politik sorumluluk taşıyanların, adalet makamlarının ve güvenlik birimlerinin görevidir.

Haberin Devamı

TESADÜF SONUCU ORTAYA ÇIKTI
Almanya’da baştan beri bu cinayetlerin aşırı sağcı, ırkçı boyutları göz ardı edildi.
Alman medyası “Döner cinayetleri” dedi.
Emniyet birimleri “Aile içi hesaplaşmalar”, “Uyuşturucu mafyası hesaplaşması”, “Kara para aklama”, ‘Haraç toplama” gibi uyduruk gerekçelerin arkasına sığınarak bu cinayetlerin üzerine doğru dürüst gitmedi.
Politikacılar da öyle.
Onlar görmezden geldi ama bu ırkçı cinayetler tamamen bir tesadüf sonucu ortaya çıktı.
4 Kasım 2011’de bir banka soygunundan sonra Uwe Böhnhardt ile Uwe Mundlos, kaçtıkları karavanın içinde ölü bulundu.
Aynı gün, sonradan ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Beate Zschaepe, Zwickau’da sonradan NSU teröristleri oldukları belirlenen bu iki kişiyle birlikte yaşadıkları karavanı ateşe verdi.
Bazı belgeler yanmış olsa da işte bundan sonra her şey bir bir ortaya dökülmeye başladı.
Bu cinayetlerin “Döner cinayetleri” değil, NSU teröristlerinin cinayetleri olduğu belirlendi.
Tabii haklı olarak insanların aklına, “Almanya gibi bir ülkede nasıl olur da bu cinayetler 10 yılı aşkın bir süre aydınlatılamaz?”, “Bu teröristlerin yardımcı ve yaltakçıları var mıydı?”, “Federal Anayasa Koruma Teşkilatı ile Eyalet Anayasa Koruma Teşkilatları bazı şeylere göz mü yumdu?” gibi bazı sorular geldi.

Haberin Devamı

VERİLEN SÖZLER LAFTA KALDI
NSU duruşmaları 6 Mayıs 2013’te Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde başladı.
5 yılı aşkın süre devam etti ve 11 Haziran 2018’de yapılan 438’inci duruşmada Beate Zschaepe ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
NSU teröristlerine yardım eden Carstens Schulze ile Holger Gerlach’a 3’er yıl, Ralf Wohlleben’e de 10 yıl hapis cezası verildi.
Ama Ralf Wohlleben kısa bir süre sonra serbest bırakıldı.
Andre Eminger de 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Mahkeme salonundaki NSU yandaşları tarafından ayakta alkışlanan Andre Eminger, kısa bir süre sonra serbest bırakıldı.
Tabii “Berlin’de hâkimler var” ilkesi de altüst oldu.
23 Şubat 2011’de Berlin’deki Konzerthaus’da (Konser Evi) NSU kurbanları için bir anma töreni düzenlendi.
Dönemin Şansölyesi Angela Merkel, “Federal Almanya Cumhuriyeti’nin Başbakanı olarak size söz veriyorum. Bu cinayetleri aydınlatmak ve yardım edenleri, arkasında olanları ortaya çıkarmak, suçluların hak ettikleri cezaya çarptırılmaları için elimizden gelen her şeyi yapacağız” sözü verdi.
Sorumluluk taşıyan diğer politikacılar da.
Ama bunların hepsi lafta kaldı.
Bazı belgelerin Alman makamlar tarafından imha edildiği, bazı bilgilerin gizlendiği ortaya çıktı.
Hatta Hessen hükümeti, bazı dosyaların 120 yıl gizli kalmasına karar bile verdi.
Tepkiler üzerine bu süre 30 yıla düşürüldü.
Ama ırkçı NSU cinayetleri hâlâ tüm boyutlarıyla aydınlığa kavuşturulamadı.
Kavuşturulmadı...
*
‘NSU Dokümantasyon Merkezi’, kurbanları ‘anma mekânı’ açılması tabii önemlidir.
Ama NSU cinayetlerinin her yönüyle aydınlatılıp ortaya konulması, barış içinde birlikte yaşam ve demokratik hukuk devletine güven için daha önemlidir.
Tabii demokratik hukuk devletinin kalıcı olması için de...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!