Uzun süredir beni takip edenlerin aklına gelmiştir ‘Neden bu adam hep İspanya veya Japonya gibi ülkelerin deniz ürünleri lokantalarını ve oralarda yediklerini ballandıra ballandıra anlatıyor’ diye. ‘Bizi beğenmiyor mu’ sorusunu soranlar da vardır. Cevabı belli aslında; biz denizleri tükettik gibi. İstisnalar hariç bu işi onlar kadar da iyi bilmiyoruz. Şimdi o istisnaların birinden bahsedeceğim...
#Deniz ÜrünleriYeni keşfettiğim Ataşehir’deki The Salaş eşim için çok güzel bir sürpriz oldu. Sahibi Hasan Bey (Söğüt) hem mangal ustası hem de etten çok iyi anlıyor. Nazende ise şu sırada sadece İstanbul’da değil, dünyanın önde gelen gastronomi merkezlerinde bile nadir bulunacak lezzette yemekler çıkarıyor. İyice karamelize edilmiş oğlak incikle gelen Bursa kestaneli içpilav, oğlak kokoreç sarma, ağır ağır pişmiş düve kavurma gibi tabakların hepsi de olağanüstü.
#Anadolu YakasıAtaşehir’deki The Salaş sakatat ağırlıklı bir menü sunuyor. Özellikle kuzu ve oğlak... Ayrıca burada, yediğim en lezzetli yağlı kara, bir de Kıbrıs’ta tattığım en lezzetli şeftali kebabı düzeyinde bir şeftali kebabı var... Bunlara gününe göre değişen süper bir çorba, tatlı ve piyasa düzeyinin 10 kat üstü bir şalgamla ayran da ekleyin...
#The SalaşBir yılı geride bırakırken tattığım ve beğendiğim lezzetler arasında öne çıkanları paylaşmak istiyorum. Sıralamam 1’den 10’a değil, bahsedeceğim mekânların hepsi gözümde eşit değerde. Listemde iyi düşünülerek hazırlanmış bir salata da var, içliköftelinin sakatatlı versiyonu da…
#YemekSon yazımdan sonra Nazende’ye iki kez daha gittim ve hazzın doruğuna bazen yaklaştım, bazen de çıktım. İç bakla ve arapsaçlı sarma eski İstanbul’da bulacağınız gerçek zeytinyağlı. Deniz ürünü isterseniz yerli kalamar ızgarayı kaçırmayın. İlginç ve seveceğinizi düşündüğüm bir hamurişi de var: ‘Çılgın pide’. Ama asıl Nazende farkı, et ve sakatatlarda ortaya çıkıyor. Oğlağın süt bağırsağından elde edilen sarma benim için 2023’ün en iyi 10 yemeğinden biri olmaya aday. Oğlak kelle de o düzeyde. Yanak, beyin ve dil. Bir de iç organlardan yahni... Bunlar artık hiçbir yerde bulunmayan, gastronomik geçinen lokantalarda karşımıza çıkmayan ve maalesef gençlerin bilmedikleri için yemedikleri çok özel yemekler... Birini bile bulmak zor. İyi pişirilmiş bulmak daha da zor. Hepsini bu düzeyde aynı mekânda bulup tatmak denizde hazine keşfetmek gibi...
#Vedat MİLORGaleri Baraz’ın kurucusu Yahşi Baraz, 50 yıla yakın bir süredir ülkemizin ressamlarını evlerinde ve stüdyolarında fotoğraflıyor. Tamamen amatör ruhla çekilen kareler sanatçıların samimi anlarına tanık olma, iç dünyalarını keşfetme fırsatı sunuyor.
#Meltem FıratlıSiyasetin içinde geçen 25 yıl; kaymakamlıkla başlayıp zoraki bir belediye başkanlığı dönemi, 12 Eylül sonrası ANAP’ın kurucularından, milletvekilliği, bakanlık… Son 20 yıldır da siyasetin içinde değil ama “Dışında da değilim, elimden geldiğince tecrübelerimi aktarıyorum” diyor. Sağ siyasetin duayenlerinden Mehmet Keçeciler ile buluştuk. Hem geçmiş günleri dinledik hem bugünlere çıkarılacak dersleri konuştuk.
#Mehmet KeçecilerElinin lezzetiyle nam salmış bir iş insanıyken arkadaşlarının “Bir restoran aç. Kulüp gibi, yiyelim-içelim” demesiyle 2019’da Caddebostan’daki Nazende’yi açtı. Kısa sürede İstanbul’un en revaçta mekânlarından biri haline getirdi. Yazarımız Vedat Milor’un “Nazar değmesinden korkuyorum” dediği Nazende’yi, şefi Uluç Sakarya’dan dinledik.
#İpek İZCİ11-13 Ağustos’taki Bergama Tiyatro Festivali bu sene ‘neşe’ye vurgu yapıyor. Yerli seçkisinde bir arada eğlenmeyi anımsatan oyunlara yer veren festival, yerelle ve Bergama’nın antik dokusuyla iç içe bir program hazırlamış. Festivali direktörü Öner Eren Arıkan’dan dinledik.
#Bahar ÇuhadarZihni Göktay’la beraberiz. Onu Tosun Paşa ve Atla Gel Şaban gibi kült filmlerle beraber Bizimkiler, Cennet Mahallesi gibi dizilerden de tanıyoruz. Ancak asıl evi; 49 yılını geçirdiği İstanbul Şehir Tiyatroları… Lüküs Hayat’ın 28 yıl boyunca hiç değişmeyen tek oyuncusu. “Bugüne kadar 76 oyunda, 30’dan fazla filmde oynadım, dünyanın senaryosunu okudum. İyi ezber yaptığımdan bana ‘Hafız Zihni’ derlerdi. O dönemin meşhur ‘Grundig TK176 teybi gibiydim” diyor...
#Zihni GöktayGeride bıraktığımız yıl boyunca tattıklarımı değerlendirdim. Aklımda kalan en özel yemekleri düşündüm, bir araya gelseler sihirli bir yemek deneyimine dönüşecek bir liste çıkardım. Başlangıç için yumurta ve soğan, nefis bir denizkestanesi, ardından ravioli, oğlak ciğer ve bugüne kadar tattığım en iyi kuzu... Finaldeyse ülkemizin baldan tatlı inciri, dutu...
#Tadım Menüsü