Hürriyet Seyahat gezginlerimizden Serda Büyükkoyuncu, ‘Antik Yunan Mitolojisi: Tanrıların Aşk Hayatı’ adlı ilk kitabının heyecanını yaşıyor. Lisansta bilgisayar mühendisliği, yüksek lisansta istatistik okuyan ve on parmağında on marifet olan gezgin yazarımızla kitabını konuşmak için buluştuk. Bize ‘bu kadar meraklı nasıl olunur’u anlattı.
#Heraklesİktisat okuyup, bankacılık yapsa da Rana Durak’ın hayatının içinde el işçiliği, zanaatkarlık hep yer alır. Tiyatro/ dramatik yazarlık okuyan Eda Durak Yüksel’in de yaşamında sanat ve yaratıcı işler hep olur. İşin fitilini ise Rana Durak’ın aktif beyaz yakalı iş hayatını sonlandırması ateşler. Rana Durak, hayalini kurduğu yaşam için atacağı adıma kız kardeşi Eda Durak Yüksel’i de ortak eder. Ve iki kız kardeş, sanatı ve tasarımı incecik porselenlerle buluşturma hedefiyle İzmir’de Maji Atelier’i kurar. İlham kaynağı mitoloji olan el yapımı porselen ve ketenlerle sofralara konuk olan kardeşlerin gündeminde ise yurtdışı var.
#1Kamu yönetimi okusa da yeme içmeye olan merakı nedeniyle Dilara Şafak Kılıç’ın hayali 3-5 masalı bir kafe açmakmış. Bu hayalini gerçekleştirmek için doğru adresin Bodrum olduğuna karar vermiş ve Ankara’daki işinden ayrılıp turizm cennetine taşınmış. Öncesinde eşinin restoranında işletmeciliği öğrenen Kılıç, pandemiye rağmen Tinto’yu hizmete sunmuş. Hedefinde ise çekirdeklerini kendisinin kavuracağı ünlü bir kahve markası olmak var.
#İzmirGünümüz Türk edebiyatının en çok kazanan yazarlarından Nermin Bezmen, merakla beklenen Shura’nın devam hikayesini nihayet yazdı. Kitabında Shura’nın Paris’te 1924-26 yılları arasında yaşadıklarını anlatan Bezmen, son anda geri çekilen cinsel istismar önergesi hakkında da bir kadın edebiyatçı olarak şu yorumu yaptı: “Canım ülkemin canım insanları için düşünülen, hazırlanan gelecek o kadar içimi acıtıyor ki. Bir tabir vardır ya; ‘gözyaşlarım kurudu’ diye. Yaşadıklarımız sonrasında benim de günlerce ağladığım zamanlar oldu.”
#Cengiz SemercioğluTürkiye Cumhuriyeti bugün 91’inci yaşını kutluyor. Bu kutlu günde tarihte iz bırakan ‘Cumhuriyet kadınları’nı hatırlıyoruz. Sanatta, sporda, siyasette hep öncü oldular. Kimi bilimde çığır açtı, kimi söylediği şarkıyla gönlümüzde taht kurdu. Ülkemizi ileriye taşıdılar. İşte Cumhuriyet’in sembolü 91 kadın...
Bu ülkede en çok dinlenen ama en çok da eleştirilen popçuların başında gelir Serdar Ortaç. “Serdar Ortaç’sız Türkçe pop, üç notası eksik kalmış müziğe benzer” diyenler mi istersiniz; “Sekiz notadan bu kadar şarkı nasıl çıkar?” diye kıllananlar mı? Buna rağmen şarkılarını milyonlar dinler, konserleri tıka basa dolar. Peki nedir bu elitist tavır? Marjinal ve cool görünmek isteyenler yıllarca Orhan Baba’nın şarkılarına da aynı muameleyi çekmemişler miydi? Eninde sonunda adam Beethoven değil ya. Yaptığı işin adı “Sevilecek, sevişilecek ama asla evlenilmeyecek bir kadın”a benzeyen pop müzik... Her neyse efendim, bu sosyolojik ahkamları bir kenara bırakalım da Serdar’ın fantastik dünyasının kapılarını aralayalım. İrlandalı manken sevgilisi Chloe Loughnan, onun hayatına tam bir dinginlik getirmiş. Üçümüz birlikte tatlı bir sohbete daldık. Kuşkusuz “Yeter artık sıkıldık bu Serdar Ortaç röportajlarından” diyenler olacaktır. Ee tabi Serdar Ortaç ile oturup da ekonomik konjonktürlerden konuşacak
Bilinen tüm eski uygarlıkların içinde Eski Mısır´ın önemi ve ayrıcalığı vardır. Çok uzak geçmişin içinden birdenbire fışkıran Mısırlılar, belki de ölüm ve ötesiyle ilgili kendilerinden sonraki tüm inançların kaynağı oldular. Hatta bir dönem, tek bir Allah´a inanan tek ulustular. İnançlarıyla, yaşamlarıyla, lanetleriyle Mısır´ın gizemi hala çözülemiyor.
Biri bana "Pusudaki Ten"den söz etti. "İzmirli bir rejisör tarafından yazılmış müthiş bir kitap, mutlaka bul bir yerlerden ve oku" dedi. Okudum. Ve inanamadım. Cinsel sapkınlıkların arkasında yatan gerekçelerin tartışıldığı, okurken insanın gözlerinin yuvalarından fırladığı bir kitap. Sıradışı bir kitap. İnsanı sarsan bir kitap. Erkek mitini yıkan bir kitap. Geç okudum. Ama olsun, gittim yazarını buldum. Sordum da sordum. İnanılmaz şeyler öğrendim. Ne yazık ki Ergüven’in anlattıklarının yüzde 10’u bu röportajda yok. Gönül isterdi ama Hürriyet aile gazetesi. Siz en iyisi Agora’dan çıkmış "Pusudaki Ten"i alın, okuyun, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Seçim günü sizi farklı bir yerlere götürmek istedim, artık olduğu kadar...