Çok insan babaanne, anneanne ile dedenin verdiği kültürel kalıplarla şekillenmiştir. Üzerinde teyzesinin emeği, annesininkinden çok olanlar vardır. Ama Türkiye’de endüstrileşme ve çarpık şehirleşmenin paletleri bütün bu insanları sildi. Yerine yenileri türedi. Baba anneyi dövüyor, boşanıyorlar. Kadın, üzerinde hiçbir etki yapmamış bir sevgili buluyor. Yeni gelen adamın işi, çocukları istemem demekle başlıyor. Çocuk yok ediliyor, en son örneğini birkaç gün evvel gördük.
#ÇOCUKAlgan Sezgintüredi ve Mesut Demirbilek’in birlikte kaleme aldıkları ‘Kavgaz: Çantacı’, cinayet masasına yeni katılan genç bir dedektifin ilk soruşturmasını anlatıyor. Son sözü ilk baştan söyleyebilirim; polis işlemlerine ağırlık veren polisiye türünün Türkçe edebiyattaki en iyi örneklerinden birisi, belki de en iyisi...
#Kavgaz: ÇantacıFranco sonrası -yeni- İspanyol edebiyatının en parlak yazarlarından Antonio Munoz Molina, ‘Merdivendeki Ayak Seslerin’de karısının dönmesini bekleyen bir adamın yalnızlığını, takıntılarını, umut ve kaygılarını büyük bir titizlikle, zarafetle ve melankolik bir sesle anlatıyor. “Ayrıntı ustası, sessizliklerin ve yoğunlukların yazarı” nitelemesini hak ettiğini kanıtlayan çok iyi bir romana daha imza atmış Molina.
#Antonio Munoz MolinaKitaplar pek çok açıdan bizle için öğretici olarak göze çarpar. Yabancı romanlar ise yabancı ülkelerin insan tipleri ve problemleri ile tanışmamızı sağlamaktadır. Bu romanların çok satan ve çok tanınan yapıtlarından birisi ise Madam Bovary kitabıdır. Peki Madam Bovary kitabını kim yazmıştır? Madam Bovary kitabı özeti, konusu ve karakterleri kimlerdir? İşte, tüm detaylar.
#Madam Bovary Kitabını Kim Yazmıştır?İsveç ve İskandinav polisiye edebiyatının yaşayan en büyük yazarlarının başında hiç şüphesiz Hakan Nesser geliyor. Milyonlarca satan kitapları sinemaya ve TV dizilerine de uyarlanan Nesser, Türkiye’de yeni yeni tanınıyor. Yeni çıkan ‘Sevgili Agnes’ ve ‘Yılan Çiçeği’yle tamamlanan dört kitaplık ‘Intrigo’ (Entrika) serisi Nesser polisiyelerini merak edenler için iyi bir fırsat.
#Hakan NesserHakan Nesser Türkçeye ilk kez 2004 yılında, ‘Karambol’ romanı ile çevrilmiş ama hak ettiği ilgiyi bulamamıştı. Oysa Nesser hem ülkesi İsveç’te hem de 25 dünya dilinde 13 milyonu bulan satış rakamıyla uluslararası düzeyde çok okunan ve sevilen bir yazar. Bu ay içerisinde yayımlanan üç Hakan Nesser polisiyesi umarım yazarın ülkemizde de tanınmasını sağlar.
#Hakan NesserNorveçli yazar Ingvar Ambjörnsen, ‘San Sebastian’da Hüzün’de polisiye ile yeraltı türleri arasında gidip gelen bir hikâye anlatmış. Türkiye’de ‘İnsan Postuna Bürünmüş Köpek’, ‘Beyaz Zenciler’, ‘Tavandaki Kukla’, ‘Gece Gündüzü Düşlüyor’ ve ‘Berkvik Cinayetleri’ romanlarıyla tanıdığımız Ambjörnsen, bir kez daha Norveç’in öteki yüzünü sergiliyor...
#SAN SEBASTIAN’DA HÜZÜNDünyanın hiçbir yerinde bir bölgeyi beslemeye başlayan turizm gibi endüstrinin dayandığı bitki örtüsü veya panorama, tabii ve tarihi kalıntılar ve görünümler yok edilmez, çünkü arkası geliverir. Size açık söyleyeyim: Göreme ve Kapadokya denen vadi halen güzel ama 1970’lerdeki gibi değil artık... Eski ve dolma yakışıksız yapılar çıkmaya başladı. Böyle giderse ömrü çok uzun olmaz. İstanbul’un da bu hale gelmesi 60 yıldan beri yönetenlerin suçudur. Bari hiç değilse Suriçi İstanbul’unu sakinlerine bırakınız, yani İstanbul’un sahiplerine...
#YazarlarAhmet Ümit’in iki yıl önce yayımlanan ‘Elveda Güzel Vatanım’ romanı, Bartu Bölükbaşı tarafından çizgi roman haline getirildi. Romanında, Şehsuvar Sami’nin Fransız İhtilali’nden etkilenerek, İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katılma hikâyesini işleyen Ümit’le, çizgi romanı konuştuk.
#Elveda Güzel VatanımHayatta başa çıkmanız gereken yeterince stres var. Patronunuz, eşiniz, arkadaşlarınız, çocuklar derken zaten yeterince çaba sarf ediyorsunuz. Ve gün boyunca yaptığınız işlerin üzerine bir de çevrenizde enerjinizi emen insanlarla uğraşmak sizi daha fazla yoruyor. Bu nedenle iç enerjinizi ve dengenizi korumak amacıyla bu gibi insanlardan uzak durmalısınız.
#İyi Gün DostlarıCumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suriye’nin kuzeyindeki Kürt grupları Beşar Esad rejimiyle işbirliği yapmakla suçlayarak, “Düne kadar oradaki Kürtlere düşmandı Esed. Bizim görüşmelerimizin iyi olduğu zaman Suriye’de yaşayan Kürtlere kimlik kartı vermiyordu, pasaport vermiyordu. Biz ona baskı yapıyorduk, ver, bunlar senin vatandaşın diye. Ama şimdi bayağı kuzu sarması oldular, bu hale geldiler” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin insani krizler karşısında verdiği onurlu mücadelesinde yalnız bırakıldığını belirterek, "Yaklaşık 5 yıldır Suriye ve Irak'tan gelen 2,5 milyon göçmenin yol açtığı ekonomik ve sosyal yükün tamamını ülke olarak tek başımıza karşıladık, sırtlandık" dedi.
Hepimizin hayatına bir yerden dokunan nadir öykülerdendir Küçük Prens. Büyüyünce unuttuklarımızı sayfaları çevirdikçe hatırlatır. Kaç defa okuduğunu sayabilen oldu mu? Toplumla ilgili analizleri, ortaya serdiği insan tipleri ve diyaloglarla hayatımıza ilham veren Küçük Prens'ten 13 bilge söz
#Küçük PrensPerihan Mağden uzun zamandır suskun. Yeni romanı ‘Yıldız Yaralanması’nı çıkardıktan sonra da konuşmamayı seçti. Çünkü soru sorulduğunda kendini tutamayıp cevap vermekten ve kitabının güme gitmesinden şikâyetçi. Uzun süredir ondan haber bekliyordum. Sonunda kabul etti. Arnavutköy’deki evinde buluştuk. Ve yine ne oldu dersiniz?
‘Gıcık olduğunuz 10 kişi’ sorusu hedef küçültülüp sadece magazin dünyasına yönelik sorulsaydı, muhatapların çoğu belki gülüp geçecek; Sedat Ergin de bu kadar gerilmeyecekti. Ergin üzerinden konuya girmemin nedeni, diğer isimlerin başlığı pek sorun etmemiş görünmesinden. Hakikaten zor başlık; yanıt vereni de, yanıtı verileni de hedef tahtasına koyacak cinsten. 4 YÜZ ekibi birer birer girdi stüdyoya, biz de aynı sırayla gözlediklerimizi not ettik, sonra da başlığa uygun olarak beş gıcık sorumuzu sorduk.