Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, Grand Tarabya Oteli'nde, bu yıl yedincisi düzenlenen Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'nin açılışında konuştu.
Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar Kitaroviç, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile toplantıya katılan katılımcıları selamlayan Erdoğan, bu yıl yedincisi düzenlenen zirveye katılmaktan ve konuklarla bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Toplantının G20 Liderler Zirvesi'nin hemen arkasından düzenlenmesinin önemine işaret eden Erdoğan, Atlantik Konseyi'ne, konseyin İstanbul ofisine, emeği olanlara teşekkür etti.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2010'dan bu yana İstanbul'da düzenlenen zirvenin, bu alanlardaki gelişmeleri ele alma imkanı veren önemli bir platform olduğunu ifade ederek, zirve boyunca enerji ve ekonomi başlığı altında düzenlenecek panellerin ufuk açıcı, geniş değerlendirmelere vesile olacağını düşündüğünü söyledi.
Bunun gibi platformların ABD ile resmi düzeydeki ilişkilere de ciddi katkı sağladığına inandığını vurgulayan Erdoğan, tüm dünyanın farlı açılardan, tarihi sınamalardan geçtiği hassas bir dönemin içinde olunduğunu, ekonomik durgunluk, fakirlik ve gelir dağılımındaki adaletsizliklerin gündemlerindeki yerini koruduğunu anlattı.
ETKÄ°N VE KARARLI MÃœCADELE Â Â Â Â Â Â Â Â
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iç çatışmalardan kaynaklanan büyük göç hareketleri, terör, doğal kaynakların tüketilmesi gibi küresel sorunların giderek daha fazla öne çıkmaya başladığını belirterek, şöyle devam etti: "Bunların hepsiyle de hızlı, etkin ve kararlı bir şekilde mücadele etmek mecburiyetindeyiz. Hiç kimse yaşanan krizi veya yaşanan insani krizlerden kendini tecrit etme hakkına ve lüksüne sahip değildir. Güvenlik kaygılarının artması karşısında en iddialı ekonomiler, en gelişmiş ülkeler dahi çaresiz kalabilmektedir.
Bugün Türkiye güvenlik kaygılarının odağı olan bölgenin hemen yanında istikrarını ve kalkınmasını sürdürme mücadelesi veriyor. Terörle mücadelemizin geçmiÅŸine baktığımız zaman yaklaşık 35 yıldır terörle mücadele ediyoruz. Güney sınırlarımızda baÅŸlayan ve girift boyutları olan hadiseler tüm dünya için uzun vadeli sonuçlar doÄŸurabilecek niteliktedir. Göçmen meselesi baÅŸta olmak üzere bu sorunların ağır sonuçlarıyla yüzleÅŸiyoruz. Maalesef Türkiye insani krizler karşısında verdiÄŸi onurlu mücadelesinde yalnız bırakıldı. Yaklaşık 5 yıldır Suriye ve Irak'tan gelen 2,5 milyon göçmenin yol açtığı ekonomik ve sosyal yükün tamamını ülke olarak tek başımıza karşıladık, sırtlandık. Sadece Suriye'den gelen göçmenlere kamplarda verdiÄŸimiz hizmetler için harcadığımız para, sadece kampları söylüyorum, 8,5 milyar dolardır. Peki bu kamplarda ne kadar kiÅŸi yaşıyor? 280 bin. Bunun dışındakiler ülkemizin deÄŸiÅŸik ÅŸehirlerine dağılmış vaziyette. Sadece ÅŸu Ä°stanbulumuzdaki göçmen, mülteci sayısı ne biliyor musunuz? Yaklaşık 500 bin. Bunun sosyolojik travmalarını düşünebiliyor musunuz? Bunun meydana getirdiÄŸi psikolojik travmayı düşünebiliyor musunuz? Hem o gelenlerde meydana gelen travma hem de bizim toplumumuzda meydana getirdiÄŸi travma. Bunları düşündüğümüz zaman insanlık 'Türkiye nasıl olsa bunun hakkından gelir' deme lüksüne sahip mi? Acaba devletler böyle bir lükse sahip mi?"       Â
"DÃœNYA BARIÅžINA HEP BÄ°RLÄ°KTE KATKI"
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, bu dünyanın beraber paylaşıldığını belirterek, tüm devletlerin dünya barışına hep birlikte katkı vermek zorunda olduÄŸunu vurguladı.  ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti: "Başının çaresine baksın, ne olursa olsun deme lüksüne aslında hiçbirimiz sahip deÄŸiliz. Biz 35 yıldır hem içimizde terörle mücadele ettik, ÅŸimdi de bu mültecilere, bu göçmenlere kapımızı kapamadık, kapımızı açtık. Çünkü biz varil bombaları altında olan o insanlara kapımızı kapayamazdık. Sivil toplum kuruluÅŸlarımızla hayırsever vatandaÅŸlarımız, ÅŸu anda Ä°stanbul'da olduÄŸu gibi ÅŸehirlerimizde yaÅŸayan göçmenler için parayla mukayese edilemeyecek yardımlar yapıyor. Buna karşılık uluslararası toplum, bilhassa da Avrupa ülkeleri, bu sorunu görmezden gelmekle kalmadı, krizin daha da derinleÅŸmesine yol açacak bir tutum içine girdi" diye konuÅŸtu.Â
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bölgedeki ülkelerde yaşanan insani dramların ve terörizm faaliyetlerinin öncelikli sebeplerinin doğru anlaşılması gerektiğinin altını çizerek, "Bugün yaşadığımız insani krizlerin ve terör olaylarının baş müsebbibi, kendi halkından 380 bin kişiyi katleden Esed rejimidir. Esed, bir devlet terörü estirmektedir. Çok açık, net söylüyorum, devlet terörü estiren bu kişinin arkasında duranlar, en az onun kadar suçludur" dedi
Avrupa'da 5 milyon Türk kökenli insanın yaşadığını anımsatan Erdoğan, geçmişte bir ailenin 5 ferdinin yakılarak öldürüldüğü Solingen katliamı, 8 kişinin hayatını kaybettiği Neo Nazi seri cinayetleri, Avrupa'nın birçok yerinde büyükelçilerin öldürülmesi gibi acı tecrübeler bulunduğunu anlattı.
ErdoÄŸan, Norveç'te 77 kiÅŸinin hayatını kaybettiÄŸi ırkçı eyleme deÄŸinirken, "Onların içinde bizim bir vatandaşımız maalesef öldü. Avrupa'da ve diÄŸer ülkelerde tırmanan ırkçı saldırıların ve fanatik akımların önüne geçilememesi halinde yeni ve tehlikeli faciaların yaÅŸanması kaçınılmazdır" dedi.         İslam düşmanlığıyla birleÅŸen ırkçılığın, en büyük felaket, en büyük tehdit olduÄŸunu ve bunun, özellikle Avrupa için ifade ettiÄŸi tehlikeyi tüm ülkelerin, tüm liderlerin gördüğüne inandığını belirten ErdoÄŸan, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü: "Biz, nüfusu Müslümanlardan oluÅŸan devletlerin liderleri olarak aşırıcılıkla mücadele ederken, her türlü aşırıcılığı lanetliyorum, kınıyorum. DiÄŸer ülkelerden de benzer bir yaklaşımı kendi toplumları için beklemenin hakkımız olduÄŸunu düşünüyoruz. Bölgemizdeki ülkelerde yaÅŸanan insani dramların ve terörizm faaliyetlerinin öncelikli sebeplerinin doÄŸru anlaşılması ÅŸarttır. Bugün yaÅŸadığımız insani krizlerin ve terör olaylarının baÅŸ müsebbibi, kendi halkından 380 bin kiÅŸiyi katleden Esed rejimidir. Esed, bir devlet terörü estirmektedir. Çok açık, net söylüyorum, devlet terörü estiren bu kiÅŸinin arkasında duranlar, en az onun kadar suçludur. Varil bombalarıyla, kimyasal ve konvansiyonel silahlarla katledilen bu 380 bin Suriyeli, bir istatistik deÄŸil, her biri bir candır, insandır. Hala 'Gitsin mi, gitmesin mi'... Bunu tartışmanın, tüm Suriye halkına deÄŸil, insanlığa ne tür bir mesaj olduÄŸunu çok iyi deÄŸerlendirmemiz lazım. Rejim, iktidarını, mezhep çatışması ve terör örgütlerinin faaliyetleri üzerinden sürdürmeye çalışmaktadır."        Â
ErdoÄŸan, St. Petersburg'taki G20 Zirvesi'nde "Kimyasal silahların kullanılıp kullanılmaması" konusunun tartışıldığına deÄŸinirken, ÅŸunları söyledi:         "Tamam kimyasal silahlar kullanıldı da kaç kiÅŸi öldü kimyasal silahlarla? Bin 500 kiÅŸi. Peki konvansiyonel silahlarla kaç kiÅŸi öldü? O zaman 120 bin kiÅŸi. Konvansiyonel silahlarla öldürülenleri bir kenara koyuyoruz, kimyasal silahlarla öldürülenler bin 500 kiÅŸi, 'Efendim bunun hakkında kanun var vesaire filan... Dolayısıyla bu konudan hareketle cezalandırmamız lazım'. Tamam da 120 bin kiÅŸi konvansiyonel silahlarla öldürülürken, bu konvansiyonel silahları acaba bu Suriye'ye kim verdi, kimler gönderdi? Bunun üzerinde niye durmuyoruz? Bizim için önemli olan sebep-netice iliÅŸkisidir. EÄŸer neticesi ölümse, onun sebebi ne olursa olsun hepsi o neticenin sorumlusudur. Bunun üzerinde durmamız lazım."        Â
"ŞİMDÄ° KUZU SARMASI OLDULAR"Â
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bölgedeki tüm terör örgütlerinin doğrudan veya dolaylı olarak Esed rejimine hizmet ettiğini belirterek, "DAEŞ, Esed tarafından desteklenmektedir. Esed, şu anda DAEŞ'in petrolünü almakta ve paraya çevirmektedir. Bunu görmemek için kör olmak lazım. Bu, açıkça ortada. Bu bakımdan DAEŞ'le PYD'nin, YPG'nin hiçbir farkı yoktur" dedi.
PYD'yi Esed'in desteklediÄŸini söyleyen ErdoÄŸan, "Ama düne kadar oradaki Kürtlere düşmandı Esed. Bizim görüşmelerimizin de iyi olduÄŸu zamanlarda Suriye'de yaÅŸayan Kürtlere kimlik kartını vermiyordu, nüfus kağıdını vermiyordu. Biz 'Ya ne yapıyorsun. Ver, bu senin vatandaşın' diyorduk, vermiyordu. Pasaport vermiyordu. Biz ona tam aksine baskı yapıyorduk, 'Bunlar senin halkın, vatandaşın'... Ama ÅŸimdi bayağı kuzu sarması oldular, bu hale geldiler" diye konuÅŸtu. Â
ErdoÄŸan, "DAEÅž'le mücadele adı altında PYD'ye destek veren, bu iki örgüte de aynı nazarla bakmayan herkes, bir ÅŸekilde terörizme müsamaha gösteriyor demektir. Hele DAEÅž üzerinden Ä°slam'ı ve Müslümanları tahkir edenler, kesinlikle büyük bir yanlışın içindedir. Esasen, El Kaide, Boko Haram gibi Ä°slam'ı istismar eden tüm terör örgütleri, ekseriyetle Müslümanları katletmekte, Müslümanlara zarar vermektedir. Bu örgütlerin hiçbirinin Ä°slam'la en küçük bir iliÅŸkisi yoktur, olamaz. Bu örgütlerin katlettiÄŸi her bir masumun kanı, onların gerisindeki güçlerin de eline bulaÅŸmaktadır. G20 Zirvesi'nde nüfusu Müslümanlardan oluÅŸan ülkeler olarak üzerinde mutabık kaldığımız tutumu tüm Ä°slam dünyasına yayarak, bu tür fitne kaynaklarını kurutma yolunda önemli bir adım attığımıza inanıyorum" deÄŸerlendirmesinde bulundu.     Â
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Paris'te yaÅŸanan terör eylemlerinin hem terörizmle mücadele hem de göçmenler konusunda ülkeleri yeni bir yol ayrımına getirdiÄŸini belirterek, "Zirve (G20 Liderler Zirvesi) sonunda mutat bildirinin yanında bir de terörizmle mücadele bildirisi yayınladık. Bu bildiride, Paris, Ankara, Gaziantep, Beyrut, bütün buralardaki saldırıları kınadıktan sonra terörle mücadele konusunda birlik içinde olduÄŸumuzu vurguladık" dedi. Â
"Paris'te yaÅŸanan terör eylemleri hem terörizmle mücadele hem de göçmenler konusunda bizleri yeni bir yol ayrımına getirdi" diyen ErdoÄŸan, Antalya'da yapılan G20 Liderler Zirvesi'nde bu meselenin enine boyuna konuÅŸulduÄŸunu anlattı. Â
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, 17 ülkenin lideriyle baÅŸbaÅŸa görüşmeleri olduÄŸunu, heyetler arası görüşmeler yaptığını hatırlatarak, "Bunları bütün teferruatıyla deÄŸerlendirdik. Zirve sonunda mutat bildirinin yanında bir de terörizmle mücadele bildirisi yayınladık. Bu bildiride, Paris, Ankara, Gaziantep, Beyrut, bütün buralardaki saldırıları kınadıktan sonra terörle mücadele konusunda birlik içinde olduÄŸumuzu vurguladık" diye konuÅŸtu.        Â
Terörizmin herhangi bir dinle, milliyetle, uygarlıkla veya etnik grupla ilgili hale getirilemeyeceÄŸini özelikle belirttiklerini vurgulayan ErdoÄŸan, şöyle devam etti: "Åžunu burada çok açık, samimi olarak söylüyorum. Ben bir Müslümanım. Ä°slam, 'silm' kelimesinden türemiÅŸtir. Yani Arapça 'barış' anlamına gelmektedir. Barış dini olan Ä°slamı gölgeleyen DAÄ°Åž denilen bir terör örgütü var. Bu terör örgütü nereden türedi? El-Kaide'den. Bunun yanında ülkemin içerisinde terör örgütleri var. PKK gibi. Suriye'nin kuzeyinde PYD, YPG gibi terör örgütleri var. Afrika'ya gidiyorsunuz. Boko Haram var. Bütün bunlar hangi dinden olursa olsun, deÄŸerli dostlar ÅŸunu bir defa iyi bilmemiz lazım. Hiçbir dine, o dinin olumsuz, kötü insan tipleri üzerinden yargılama yapamayız, yapmamalıyız. O dinin diÄŸer mensuplarına asla böyle bir yaklaşım gösteremeyiz. Bunlar Müslümanların arasından çıktığı gibi Hristiyanların arasından da çıkar, Musevilerin arasından da çıkar. Aynı ÅŸekilde, mezheplerin içinden birçok çıkanları var. Ben ÅŸu anda mensubu bulunduÄŸum, ÅŸeref duyduÄŸum dinimin içinden çıkan bu teröristleri ÅŸiddetle lanetliyorum, telin ediyorum."       Â
"PARİS'TE KAPIYI ÇALDI"
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, G20'de de bunun konuÅŸulduÄŸunu ifade ederek, "Dünya Müslümanları olarak, halkı Müslüman olan ülkelerin siyasi liderlerini de ağırlıklı olarak tavır koymaya davet ederken, aynı ÅŸekilde ilim adamlarını da bu konuda tavır koymaya, hatta din adamlarını da bu konuda tavır koymaya davet ettik, davet ediyoruz. Bunu hep birlikte yapmak durumundayız. EÄŸer yapamazsak, bugün Ankara'da bizim kapımızı çalan, bunu geçenlerde söyledim. Dedim ki 'Bak yarın da sizin kapınızı çalar.' Nitekim Paris'te kapıyı çaldı. Fakat Paris'te bitti mi? BaÅŸka bir yerde de bu kapıyı çalar. Onun içinde bu tavrıuluslararası bir  mutabakat içinde ele almak durumundayız" deÄŸerlendirmesindebulundu.        Â
DışiÅŸleri ve içiÅŸleri bakanlıkları ile bütün istihbarat örgütlerinin birlikte yoÄŸun bir çalışmanın içine girmek durumunda olduÄŸunu vurgulayan ErdoÄŸan, "Çünkü bu dünya barışı bir ülkenin, iki ülkenin deÄŸil, tüm dünyanın ortak meselesidir, sorunudur" dedi.        Â
ErdoÄŸan, zirveye katılan ve nüfusu Müslüman olan ülkelerin liderleri olarak aşırıcılıkla mücadele konusunda birlikte ve kararlı bir mücadele konusunda hemfikir olduklarını gördüğünü dile getirerek, bu mutabakatın nüfusu Müslümanlardan oluÅŸan diÄŸer ülkelerin de katıldığı bir mutabakat olacağına inandığını kaydetti.        Â
Bu konuyu ikili temaslarında ve birlikte olacakları her platformda dile getireceklerini ve kararlılıklarını dünyaya göstereceklerini dile getiren ErdoÄŸan, nitekim G20 Liderler Zirvesi esnasında Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı'nın da bu konuyla ilgili bildirisini tüm dünyaya, liderlere duyuracak ÅŸekilde açıkladığını anlattı. Â
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, diÄŸer ülkelere düşen önemli bir görev olduÄŸunu ifade ederek, "Avrupa baÅŸta olmak üzere Müslümanların azınlıkta olduÄŸu ülkelerde bilhassa Müslümanlara karşı giderek ön yargılı, menfi ve dışlayıcı bir havanın yayılmakta olduÄŸunu görüyoruz. Nitekim bizler Paris saldırısını tüm samimiyetimizle kınarken, Fransız halkının acısını paylaşırken çeÅŸitli ülkeler de Müslümanlara yönelik saldırı haberleri almaya baÅŸladık" diye konuÅŸtu.   Â
Suriye ve Irak başta olmak üzere sorunlu bölgelerden Avrupa'ya yönelen göçmen akınının, Türkiye-AB ilişkilerinin önemini ortaya koyduğuna işaret eden Erdoğan, Türkiye ile AB arasındaki etkin iş birliğinin Avrasya ve Ortadoğu'yu ilgilendiren çeşitli alanlarda derin tesirleri olacağını, Türkiye ile olumlu ilişkiler kuran herkes gibi AB'nin de bundan kazançlı çıkacağını, bu bakımdan Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin güçlendirilmeye ihtiyacı olduğunu anlattı.         Erdoğan, Türkiye'nin gerek bölgesinde gerekse küresel düzeyde bir aktör ve ortak olarak değerini vurgulayarak, "Avrupa'nın bugün en çok ihtiyaç duyduğu ekonomik ve sosyal dinamizmi, üye olması halinde Birliğe kazandırabilecek tek ülke Türkiye'dir. Biz, yakın coğrafyamızda yaşanan tüm sorunlara rağmen güçlü demokrasimiz ve istikrarlı ekonomimizle geleceğe umutla bakıyoruz. Kendi ülkemizle birlikte iş birliği halinde olduğumuz tüm dost ve kardeş toplumları da refah ve kalkınma içinde görmek istiyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin son 13 yılda ekonomik, sosyal, kültürel ve insani düzeydeki iliÅŸkilerinin geniÅŸ bir coÄŸrafyada katlanarak arttığını, ikili ve bölgesel düzeyde çok sayıda diyalog ve iÅŸ birliÄŸi mekanizmasının kurulmasına öncülük ettiÄŸini, az geliÅŸmiÅŸ ülkelerin kalkınma çabalarına katkı saÄŸlamak için özel gayret gösterdiÄŸini anlatan ErdoÄŸan, "2014'te 4,5 milyar dolara ulaÅŸan insani yardımlarımızla OECD ülkeleri arasında kalkınma yardımlarını en fazla artıran ülke olduk. Bu doÄŸrultudaki çabalarımızı yoÄŸunlaÅŸtırarak devam ettireceÄŸiz" dedi.        Â
- "BARIÅž, Ä°STÄ°KRAR VE REFAH ARACI OLMASI GEREKEN ENERJÄ°, Ä°Åž BÄ°RLÄ°KLERÄ°NÄ° TEÅžVÄ°K ETMELÄ°"Â Â Â Â Â Â Â Â Â
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, enerjinin, Türkiye'nin kalkınma alanındaki çalışmalarının en baÅŸta gelen konularından biri olduÄŸuna deÄŸinerek, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü:  "Dünya enerji haritasının deÄŸiÅŸtiÄŸini, enerji alanında yeni aktörlerin ortaya çıktığını görüyoruz, biliyoruz. Tabii enerjinin çeÅŸitlendirilmesi ÅŸart. 13 yıl önce Türkiye de bu noktada çok ama çok fakirdi, onu da açıkça söyleyeyim. Kaynakların olmayışından deÄŸil, var olduÄŸu halde bunların devreye alınmamasından, alınamamasından dolayı çok fakirdi. Enerji üreten ve tüketen ülkelerin kavÅŸağında bulunması, ülkemize büyük bir sorumluluk yüklüyor. Enerji güvenliÄŸinin saÄŸlanmasında üretici, transit ve tüketici ülkeler arasındaki ki buna 3T diyorum, etkin iÅŸ birliÄŸinin önemli olduÄŸuna inanıyoruz. Yani tedarik, transit, tüketici... Barış, istikrar ve refah aracı olması gereken enerji, ihtilaflar yerine iÅŸ birliklerini teÅŸvik etmelidir."        Â
Orta Asya ve Hazar havzası doÄŸalgazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya sevkinin, Avrupa'nın enerji arz güvenliÄŸine katkıda bulunacağına dikkati çeken ErdoÄŸan, bu amaçla ABD'nin de desteÄŸiyle Azerbaycan ve Gürcistan'la büyük projelere imza atıldığını ifade etti.        Â
ErdoÄŸan, "GeçmiÅŸte bazı çevrelerce bir hayal olarak görülen Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Bakü-Tiflis-Erzurum projelerini baÅŸarıyla hayata geçirdik. 'Olmaz' diyorlardı. Buyurun, oldu. Bütün mesele inanmak, azmetmek ve adımı atmak. 2007'de ise Türkiye Yunanistan Enterkonnektörü ile Azeri gazının alternatif bir güzergah üzerinden Avrupa'ya ihracına vesile olduk" dedi.        Â
Kerkük-Ceyhan, Ä°ran-Türkiye, Mavi Akım'ı hayata geçirilen diÄŸer boru hattı projeleri olarak sıralayan ErdoÄŸan, Azerbaycan'la geliÅŸtirilen Trans Anadolu DoÄŸalgaz Boru Hattı projesinin, Türkiye topraklarında inÅŸa edilecek en uzun boru hattı olacağını, hatla Azeri gazının Türkiye'ye ve Avrupa'ya taşınmasının saÄŸlanacağını söyledi. Â
ErdoÄŸan, AB'ye şöyle seslendi: "Biz sizinle de Nabucco'yu imzaladık. Nabucco'yu imzaladığımızdan bu yana hatırladığım kadarıyla 6 yıl geçti. Niye adım atamadık? E sen para çıkarmazsan, tedarik, bunu halletmezsen, bu iÅŸ yürümez. Ondan sonra faturayı nereye kesiyorlar? Türkiye'ye. Bize niye fatura kesiyorsun? Biz diyoruz ki 'Bizim her ÅŸeyimiz hazır, biz varız'. Ama bizim görevimiz ne? Transit. Biz bunda varız. Bizim bir özelliÄŸimiz daha var, tüketiciyiz. Ona da varız. Ama sen tedarik yaptın mı? Parayı getirdin mi? Bak Azerbaycan adımı attı. Biz de kalktık Azerbaycan'a ortak olduk. Åžu anda ortaklar olarak el ele verdik, temeli attık ve ÅŸu anda da ihaleler yapıldı, inÅŸaatlar hızla devam ediyor." Â
Türkmen doÄŸalgazı baÅŸta olmak üzere alternatif kaynakların da söz konusu boru hattına aslında dahil edilmesi için de çalışma yürütüldüğüne deÄŸinen ErdoÄŸan, DoÄŸu Akdeniz, Irak ve Hazar bölgesiyle ilgili Türkiye'nin enerji merkezi özelliÄŸini güçlendirecek yönde geliÅŸmeler bulunduÄŸunu belirtti.         CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, G20'de enerji konusunu Türkiye'nin öne çıkardığını, Antalya Zirvesi sırasında yapılan görüşmelerin ve zirve sonunda kabul edilen bildiriyle Antalya Eylem Planı'nın bu bakımdan önem taşıdığını vurguladı.       Â
Yatırımlar konusunda 2030'da 80-100 trilyon dolar arasındaki yatırımın az gelişmiş, en az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşmesinin hedeflendiğine işaret eden Erdoğan, bunun için de kamu-özel sektör işbirliğine ihtiyaç duyulduğunu, bu işbirliğiyle altyapı yatırımlarının gerçekleştirilebileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye bunun örnekleriyle şu anda dolu. Bunları gündeme taşımış bulunuyoruz. Bu önceliklerimiz G20 ülkeleri tarafından kabul gördü ve desteklendi. G20 olarak ortak hedefimiz; güçlü, sürdürülebilir, dengeli ve artık bu yılla birlikte kapsayıcı küresel büyümeyi temin etmektir" ifadelerini kullandı.
"ESEN RÃœZGARDAN ENERJÄ° ELDE ETMEK ÖNEMLÄ°" Â
Küresel ekonomideki yavaÅŸ toparlanmanın ve finansal piyasalardaki belirsizliklerin yeni risklere iÅŸaret ettiÄŸini aktaran ErdoÄŸan, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü: Â
"Bu bakımdan geçtiÄŸimiz yıl kabul ettiÄŸimiz büyüme stratejilerinin uygulanmaya konulması ve küresel piyasalara güven verilmesi büyük önem taşıyor. Yine enerjiyle alakalı hiçbir ÅŸeyi boÅŸa çıkarmamamız lazım. Bakın, esen rüzgardan enerji elde etmek önemli. GüneÅŸ, sadece bizi ısıtmamalı. Aynı zamanda onun verdiÄŸi enerjiyi de bizim her alanda deÄŸerlendirmemiz lazım. Tercümeyi arkadaÅŸlar iyi yaparsa bir söz söyleyeceÄŸim. Bizim aslında suyumuz çok fazla deÄŸil. Ama buna raÄŸmen sular akardı, denizle buluÅŸurdu. Ve o zaman biz de bir söz üretilmiÅŸti. Neydi bu söz biliyor musun? 'Su akar, Türk bakar'. Dedik ki, bu böyle olmaz. Åžimdi bunu deÄŸiÅŸtirdik. 'Su akar, Türk yapar' dedik, buna dönüştürdük. Ve yoÄŸun bir ÅŸekilde hidroelektrik santrallere girdik. Hidroelektrik santrallerle birlikte biliyorsunuz yatırımı yüklü ama iÅŸletmesi ucuz olan bir anlayış. Bunu deÄŸerlendirdik. Aynı ÅŸekilde RES'lere, rüzgar enerji santrallerine yüklendik. Åžimdi güneÅŸ enerji santrallerine yükleniyoruz. DoÄŸalgaz falan iyi güzel ama doÄŸalgazın da bakıyorsunuz ki, eÄŸer siz bunu kendiniz üretmiyorsanız, sizde yoksa maliyeti yüksek. Bunlar aynı zamanda yenilenebilir enerji olması nedeniyle de önem arz ediyor. O bakımdan ayrıca bir güzelliÄŸi var. Bu alanlarda bunları çoÄŸaltmak suretiyle çok daha farklı konuma gelmiÅŸ bulunuyoruz."        Â
Antalya'daki G20 Liderler Zirvesi'nde büyüme stratejilerinin etkin ÅŸekilde uygulanması konusunda da mutabık kalındığını hatırlatan ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti: "Artık 2018 yılına kadar yüzde 2,1'lik ilave büyüme hedefini yakalamak için verilen taahhütlerin uygulanmasını izleyecek bir mekanizmaya da sahibiz. Küresel alt yapı yatırımları noktasında, az önce ifade ettim. Bu adımları atacağız ve yoÄŸun bir ÅŸekilde de üzerine üzerine bunun gideceÄŸiz. 100 trilyon dolara kadar ulaşılabilecek hesaplar yapılıyor. Uluslararası Enerji Ajansı da 2035 yılına kadarki enerji ihtiyacını 48 trilyon dolar olarak hesaplıyor. Zirvede G20 ülkelerinin hazırladıkları kapsamlı yatırım stratejilerini tüm boyutlarıyla ele aldık."        Â
- "ÇALIÅžMALARIMIZI SAHRAALTI AFRÄ°KA ÃœZERÄ°NDE YOÄžUNLAÅžTIRDIK"        Â
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, G20'de, büyüme hedefine ulaÅŸabilmek için yatırımların canlandırılabilmesi konusunda görüş birliÄŸinin olduÄŸunu memnuniyetle gördüklerine deÄŸinerek, yatırım ihtiyacının sadece kamu kaynaklarını kullanarak karşılanmasının mümkün olmadığını dile getirdi.        Â
Bunun için ısrarla kamu ile özel sektör arasında etkin işbirliğinin tesis edilmesi gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:  "Ülkemizin dönem başkanlığında G20 tarihinde ilk defa enerji bakanlığı, yanında tarımla ilgili konularda da önemli bir adım attık. Bu da kalkınma hedefleri açısından çok çok önemliydi. G20 enerji işbirliği, ülkelerinin bu noktada ilki olan ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri arasında yer alan enerjiye erişim konusuna yıl boyunca özel önem verdik. Özellikle aciliyetine binaen çalışmalarımızı daha çok Sahraaltı Afrika üzerinde yoğunlaştırdık. Afrika'da 1 milyar 100 milyon insan enerji yoksunu olarak yaşıyor.
Buna karşı sessiz durulabilir mi? Buna karşı atmamız gereken adımlar yok mu? G20 Enerji Bakanları ve özel sektör temsilcileri ile Afrika enerji bakanlarını buluÅŸturan, Afrika'da Enerjiye EriÅŸim Konferansı'nı bunun için düzenledik. 2015 yılının iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi müzakereleri bakımından kritik bir yıl olması sebebiyle yenilenebilir enerji ve enerji verimliliÄŸinin arttırılmasını öncelikli konularımız arasına aldık. Nitekim iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle ilgili de zirvede birçok görüşmelerimiz oldu ve 30 Kasım'da da adeta final diyebileceÄŸimiz bir toplantıyı Paris'te gerçekleÅŸtireceÄŸiz ve bu toplantıya da inÅŸallah katılacağız."     Â
"DÃœNYA Ä°NSANÄ° ZÄ°RVESÄ°'NE BÃœYÃœK ÖNEM VERÄ°YORUZ"         Â
Türkiye'nin 2015 yılında G20 dönem baÅŸkanlığının yanı sıra Küresel Göç ve Kalkınma Forumu, G8 gibi kuruluÅŸların dönem baÅŸkanlıklarını da yürüttüğünü anımsatan ErdoÄŸan, aynı ÅŸekilde BM ÇölleÅŸme ile Mücadele 12. Taraflar Konferansı'na ev sahipliÄŸi yaptıklarını, önümüzdeki dönemde Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı 13. Ä°slam Zirvesi, 2016 23. Dünya Enerji Kongresi, 2017 Dünya Petrol Kongresi gibi pek çok etkinliÄŸe ev sahipliÄŸi yapacaklarını bildirdi.        CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Ä°stanbul ile deÄŸiÅŸik ÅŸehirlerde düzenlenecek ve özellikle dünyada bir ilki teÅŸkil edecek "Dünya Ä°nsani Zirvesi"ne büyük önem verdiklerini belirterek, bu geliÅŸmelerinin tesadüf deÄŸil, son 13 yılda kararlı bir ÅŸekilde yürütülen aktif dış politika anlayışının sonucu olduÄŸunu aktardı.       ErdoÄŸan, önümüzdeki dönemde Türkiye ile bölgenin ve tüm dünyanın insani geliÅŸimine, kalkınmasına, istikrarına katkı vermek için çalışmaların sürdürüleceÄŸini ifade ederek, toplantının düzenlenmesinde emeÄŸi geçenlere teÅŸekkür etti.   Â
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, sözlerini, "Daha adil, daha huzurlu, daha güvenli bir dünya temennisiyle Paris'te, Ankara'da, Gaziantep'te, Beyrut'ta, dünyanın deÄŸiÅŸik yerlerinde teröre kurban olan tüm insanların ailelerine baÅŸsaÄŸlığı diliyorum. Yaralılara ÅŸifalara diliyorum. Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum, saÄŸlıcakla kalın" diyerek tamamladı. Â
Programa, Hırvatistan CumhurbaÅŸkanı Kolinda Grabar Kitaroviç, Arnavutluk BaÅŸbakanı Edi Rama, DışiÅŸleri Bakanı Feridun SinirlioÄŸlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun ve enerji dünyasının önemli isimleri katıldı.  Â