Pek çok şapkası var; işinsanı, turizmci, koleksiyoner, sanatsever… Bu ay başında 18. edisyonu gerçekleşen Türkiye’nin en kapsamlı çağdaş sanat fuarı Contemporary Istanbul’un kurucusu Ali Güreli ya da yaygın bilinen lakabıyla Sanatsever Ali Paşa ile eski albümlerini karıştırdık; 1950’li yılların Ankara’sından 1980’li yıllarda Paris’te Mübin Orhon, Komet, Mehmet Nazım gibi isimlerle komşuluğuna, oradan bugünün çağdaş sanat tartışmalarına bir yolculuk yaptık.
#Ali GüreliSanatatak’ın kurucusu ve eleştirmen Ayşegül Sönmez, çağdaş sanatı daha iyi anlayıp izlemek isteyenler için başucu kaynağı olacak bir kitap hazırladı. ‘Çağdaş Sanat Var mı?’da kafaları kurcalayan 30 soruya düşünsel derinliği olan ‘anlaşılır’ yanıtlar veren ve “Bu da sanat mı diye bıkmadan sormalıyız” diyen Sönmez’le kitabını konuştuk: “Bu kitap, çağdaş sanata aşk gibi yaklaşıyor galiba. Ona karşı, onun yanında, onunla kavga eder, onu aldatır, ona karşı çaresiz gibi...”
#Ayşegül SönmezTate Modern’den Venedik Bienali’ne prestijli yerlerdeki ses heykelleriyle yer alan sanatçı Bill Fontana, İstanbul’un sesine kulak verdiği eseri ‘İo’nun Yeni Sesi’nin dünya prömiyeriyle Melih Fereli küratörlüğündeki 'Sesli Dizi' kapsamında Arter’e konuk oluyor. Boğaz’ın çeşitli noktalarından, Yerebatan ve Şerefiye Sarnıcı’ndan video ve ses kayıtları alan Fontana, “Sarnıçların ne kadar tınısal özellikleri olduğunu, adeta bir tapınak görevi gördüğünü anladım” diyor. 'Sesli Dizi'yi Arter'in kurucu direktörü MeliH Fereli'yle konuştuk...
#Bill FontanaKüratörlüğünü Zeynep Arınç’ın üstlendiği Akbank Sanat’taki ‘Dijital Sanatta Şimdi: Alternatif Gerçeklikler + NFT’ sergisi, sanat, teknoloji ve toplum üzerine odaklanan yaratıcı düşüncelere ve uygulamalarına hayat veren sanat eserlerine, günümüz sanat dünyasını meşgul eden konu başlıklarına yer verirken sanatseverlere heyecan verici bir sanat alanı yaratmayı amaçlıyor.
#Akbank SanatKomet, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde dikilen kavun karpuz heykellerinin “Türk Pop Art’ı” olduğunu belirtip genç sanatçılara bunları incelemelerini önerdi. ‘Kiç’ olarak nitelendirilebilecek bu yapı(t)lar, çirkinler, ürkütücüler, yabansılar ama gerçekler. Komet’in, vaktiyle ‘İdi-İdim-İdik’ sergisinde dergilerden, gazetelerden topladığı ‘kiç’ örnekleri şimdi fiile dönüşüyorsa (Komet’in şiir kitabının adı da ‘Esas Mesele İdi Fiil’di) üstünde düşünmek gerçekten zaruret.
#Türk Pop Art’IVision Art Platform, Akaretler’deki mekânında izleyicilerle buluşturacağı ilk sergisi ‘No Room For A Door’da ‘açıklık’ kavramına odaklanıyor. 1 Temmuz’da açılan sergide Candaş Şişman, Işık Özçelik, Majid Baharan, Mert Acar, Nermin Ülker, Sevim Sancaktar, Tanzer Arığ’ın işleri yer alıyor.
#Vision Art PlatformCezveler, fincanlar, lokumluklar, gazyağı lambaları, biblolar ve ahşap ayakkabı kalıpları… Miadını doldurmadığı halde bir kenara itilip gözden çıkarılmış bu objeler, bir ustanın tasarımlarıyla el emeği göz nuru birer oyuncağa dönüşüyor. Şeyda Hacızade’nin oyuncakları eski İstanbul’un izlerini taşıyor.
#Şeyda HacızadeAkbank Sanat’ta açılan ‘6 Sanatçı Öncülünü Arıyor’ sergisi, Murat Akagündüz ile Avni Lifij, Alpin Arda Bağcık ile İrfan Önürmen, Ramazan Can ile Şakir Gökçebağ, Fırat Engin ile Sarkis, Güneş Terkol ile Gülsün Karamustafa ve Burcu Yağcıoğlu ile Semiha Berksoy’u yan yana getiriyor. Serginin küratörlüğünü üstlenen Hasan Bülent Kahraman, “Konu çok zordu. Daha önce denenmemiş bir şeyi denedik. Kültürel köprüler ve bağlar beni her zaman çok ilgilendirdi” diyor.
#Hasan Bülent KahramanLeica Galeri’nin İstanbul’a gelmesine öncülük etmiş, Türkiye’deki çağdaş sanat mastırı yapmış birkaç fotoğraf koleksiyonerinden biri olan Oskar Fuchs, “Bırakın kalbiniz ve içgüdünüz karar versin. Kendi gözünüz size iyi bir koleksiyon yapacaktır” diyor.
#Oskar Fuchsİtalyan sanatçı Maurizio Cattelan’ın duvara bantlanmış gerçek bir muzdan oluşan ‘Komedyen’ adlı heykelinin 120 bin dolara satılması ve ardından ‘Aç Sanatçı’ adlı performansla David Datuna tarafından duvardan koparılarak yenilmesinin tartışmaları devam ediyor. Sosyal medyada en çok yorum yapılan olayı sanatçı ve eleştirmenlere sorduk.
#Art Basel MiamiVenedik Bienali’nin Amerikalı küratörü Ralph Rugoff, 58’inci Venedik Bienali’nin temasını ‘İlginç zamanlarda yaşayasın’ olarak belirledi. “Tamıtamına böyle bir dönemdeyiz” diyor; savaşlar, krizler, yalan haberler... Ölümün, yok oluşun, çürümenin, dehlizlerin, labirentlerin, vebanın, maskelerin, kostümlerin, kokan kanalların mekânı olarak kabul edilen, dünyanın tartışmasız bu en güzel kenti şimdi bizatihi göçmenlerin, kendilerine hayat aradığı bir ‘yer’. Durum böyleyken Ragoff’un sorusunun cevabı sanatta mıdır, sokakta mıdır? Unutmayalım ki, Venedik aynı zamanda sefahat ve lüks demek. Üretken de yıkıcı ve tüketici de olabilecek ilginç bir çelişki bu yılki bienalin konusu. Hasan Bülent Kahraman yazdı...
#Bienalİsmi yanıltmasın; ‘Süper-Erkek’, best-seller tarzı bir aşk romanı değil. Evet, hikâye aşk ve çağına göre çok cesur anlatımlarla cinsellik barındırmakla birlikte, romanın merkezindeki aşk ve cinsellik Jarry’nin çağının bütün fikirlerini kat eden dehasına özgü bir istihza ve karmaşıklıkta işleniyor. Alfred Jarry’nin 1902’de yazdığı bu eser, modern çağa ve romana dair bir manifesto niteliğinde.
#SÜPER-ERKEK