Güncelleme Tarihi:
‘Dürüstlük ön planda olacak’
Emre Yusufi, sanatçı
Ben yapay zekânın gelecekte teknik açıdan sanatçılara rakip olacağını düşünüyorum. Ama sadece teknik açıdan... Esere bir duygu katabileceğini zannetmiyorum. Üzülmek, kızmak, âşık olmak gibi insanın içinden fışkıran duyguları katamaz. Duygusuz bir makineden duygusal bir şey çıkamaz. Mükemmel bir teknikle yapılmış olabilir ama duygusal açıdan tatmin edemez.
Bence sanatsal dürüstlüğün her zamankinden daha önemli olduğu bir döneme giriyoruz. Sanatçının yapay zekâyı ne oranda kullandığı konusunda açık olması gerekiyor. Çünkü sanat izleyicisinin ya da alıcısının bilmek zorunda olduğu bir şey değil bu. Her ne kadar iyi bir göz aradaki duygusal farklılığı anlasa da ne yaptığını açıklamak sanatçıya düşüyor. Bu uygulamalar daha da gelişecek ve ortak çalışmalar artacak. Sanata katkıda da bulunacak. Ama dürüstlük ön plana çıkacak.
‘Komutu veren insan zekâsı’
Dr. Feride Çelik sanat danışmanı ve küratör
Bir sanat eserinin yapay zekâ tarafından yapılması onu yine de değerli kılar. Yapay zekânın üretim aşamasını sanat tarihindeki hazır nesne sanatına benzetiyorum. Marcel Duchamp’ın ‘Çeşme’ isimli yapıtında kullandığı hazır pisuar, sanatçının özgün fikriyle nasıl sanat eseri konumuna getirildiyse günümüzde de yapay zekânın yapmış olduğu üretim bundan farklı değil. Her iki çalışmada da sanatçının yani insanın duyguları ve aklı hâkim. Yapay zekâya komutu veren, insan zekâsı. Son zamanlarda Refik Anadol’un yaptığı çalışmalarda yapay zekâyla insan birlikteliğinin sanata dönüşmüş birçok örneklerini görüyor ve hayranlıkla izliyoruz.
‘Yok saymak bağnazlık olur’
Bedri Baykam, sanatçı
Bence şu anki durum tekerin icadı gibi. Yapay zekânın oluşturabilecekleri hayal edemeyeceğimiz bir zenginliğe gidecek. Gördüğümüz örnek, kimine göre çok ilginç, heyecan verici, yaratıcı bir şey; kimine göre etik sorunları beraberinde getiriyor. ‘Sakıncalı’ adlı kitabımda sipariş üzerine hazırlanan robot eşlerden bahsetmiştim mesela. Yapay eşle yaşanan şey ilişki midir, yapay zekânın yaptığı resim sanat mıdır? Şoförsüz araba güvenli midir? Yapay zekâyı kutsayanlar olacağı gibi bunu rahatsız edici, güvensiz bulanlar da olacak. Beraberinde sosyal ve hukuki tartışmalar getirecek. Ben kişisel olarak ‘Buna sanat denmez’ demiyorum. Yaşadığımız dönem gösteriyor ki bu alan daha da açılacak. Bunu yok saymak bağnazlık olur. Ayrıca sinemada, fotoğrafta kullanıldığını zaten biliyoruz. Ama belki zamanla yapay zekâyla yapılanla insan eli ve beyniyle ortaya çıkarılan arasında bir ayrım olur. Bu nedenlerle insan eliyle oluşturulmuş eserin değerleneceği bir dünyaya doğru gidiyor olabiliriz.
‘Yarattığı ihtimaller heyecan verici’
Ahmet Rüstem, sanatçı
Yapay zekâyla görüntü oluşturma sürecinin kreatif sektörde en önemli işbirlikçi, eşlikçi olacağını düşünüyorum. Kelimeleri görüntülere çeviren yapay zekâ sistemlerinin tasarımcılara, görselleştirme araçları kullanan herhangi bir disipline en büyük kazancı zaman olacak. Onunla iletişim kurmayı öğrenmek, doğru kelime yapılarını seçmek tatmin edici sonuçlar veriyor. Sonuç olarak bu sistemler bizlerden alınan veriler, deneyimlerle gelişti. Şimdi de bizlere görselleştirme için uzun süren render, modelleme, dekor kurma, inşa etme süreçleri olmadan hizmet edebiliyorlar. Herkesin birer üreticiye, yaratıcıya dönüşecebileceği ihtimali çok heyecanlı. Kolektif üretim dijital geleceğin en önemli noktası. Yarışmada seçilen eser kolektif bir üretimdir ve değerlidir. Ben bazı mesleklerin yok olacağını değil, evrileceğini düşünüyorum.
‘Ne son ne de başlangıç’
Ayşegül Sönmez, sanat eleştirmeni
Öncelikle bu bir ‘resim, sanat bitti-bitmedi’ meselesi değil. İnsanın yapay zekâyla ilişkisi sanat formunu değiştirecektir. Ben bu ikisinin konsensusunu, yani insanın kendi sanata bakış açısını yapay zekâya dayatmadan, onunla birlikte davrandığı süreçleri önemsiyorum. Onunla birlikte davranabildiği, ondan da beslenip ortaya hibrit, melez bir form çıkarabildiği süreçler çok önemli. Mesela, Bill Viola ilk videolar yaptığı zaman büyük ekran nasıl sürprizli bir şeydi... Ama şimdi aşina olduk o büyük ekranlara, herkesin evinde artık, o kadar piksel, 4K’lar, 8K’lar insanların hayatına girdi. Dolayısıyla teknoloji, koşullar bizim sanat dediğimiz şeyi değiştiriyor, dönüştürüyor. Ben bir sanat eleştirmeni olarak son dönemde şuna önem veriyorum: Yapay zekâya, insan olarak bizim sanat yapma biçimlerimizi atfetmeden, bir şeyler dikte ederek değil; bizim sanat yapma biçimlerimizin dışında, onun kapasitesiyle ortak bir şekilde hareket edebilirsek izleyiciye de anlamlı gelir yapılan şey.
O zaman bence sürprizli sonuçlar, sanat adına ümit verici heyecan verici formlar yakalanabilir. Dolayısıyla bunu ne son ne de başlangıç, çok olağan bir gelişme olarak değerlendiriyorum.
‘Değerini zaman gösterecek’
Yahşi Baraz, galeri sahibi
Andy Warhol’un bir lafı vardır: “Makinelerin daha az sorunu olur. Bir makine olmak isterdim.” Bir anlamda dediği oldu. Yapay zekâ yani makineler renk, desen, kompozisyon açısından inanılmaz şeyler yaratabiliyor. Teknolojinin sanata yararı olabiliyor. Ancak ruhları yok. O yüzden maddi karşılıkları olup olmayacağını zaman gösterecek. Ama bu makinelerin insanlığı etkilediği, estetik değerleri, zevkleri değiştirdiği de bir gerçek. Belki ileride bugünün büyük sanatçıları gibi yapay zekânın yarattıklarını göreceğiz müzelerde.
‘Terminatör’ün ağlayabilme umudu...’
Ardan Özmenoğlu, sanatçı
Yapay zekâyı kullanan bir sanatçının tek farkı aslında, araç olarak bilgisayar programı kullanması, o kadar! Teknoloji ve bilimde yapay zekâ kullanımı muhteşem bir olay fakat sanatta yapay zekânın elde edemeyeceği tek şey insani duygu. Ben hep Terminatör’ün ağlayabilme umudunu hatırlıyorum. Belki gelecekte onu da başarır, ürkütücü.