İstanbul’u keşfetmenin öyle çok rotası var ki her defasında heyecanla peşinden gidiyorum. Hâlâ şaşıracak bir şeylere rastlıyor ya da daha önce gördüğüm yerlerde yeni detaylar buluyorum. Şehrin farklı yüzlerinin peşinden gitmek isteyenler için bu kez farklı bir harita hazırladım. Romanlarıyla, şiirleriyle hayatımızın bir yerine dokunan yazarların yaşamlarına zaman yolculuğu yaptıracak bir liste bu. Kendi kullandıkları eşyalarla, uğraştıkları hobilerden bugüne kalan parçalarla, kişisel yazışmalarıyla, kitaplarının ilk basımlarıyla, az bilinen fotoğrafları ve daha fazlasıyla karşılaşmak isterseniz takılın peşime. İstanbul’a edebiyatla imza atan müzelere gidiyoruz.
#İstanbul MüzeleriOrhan Pamuk’un daha romanını yazmaya başlamadan gerçekleştirmeyi planladığı bir proje aslında Masumiyet Müzesi... Müze, romanın başlıca kahramanlarından olan Füsun ve Kemal’in buruk aşk hikâyeleri üzerine temellendiriliyor. Klasik müze anlayışının yıkıldığı mekân, hem yaşamın içinden hem de bir o kadar bizden tatlar barındırıyor. Hafta sonu için güzel bir alternatif bu müze… İşte size Masumiyet Müzesi gezi rehberi…
#Masumiyet Müzesiİstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen 14. İstanbul Bienali son iki haftasına girdi. Sanatseverlerin en az üç günde gezebileceğiniz Bienal'i hala keşfetme imkanı bulamadıysanız, haberimizde nasıl gezebileceğinize dair detayları bulabilirsiniz.
#İKSVAdada, Boğaz’da, depoda, otoparkta, eski evlerde, otellerde... İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 14’üncü İstanbul Bienali, öncekilerden farklı olarak şehrin neredeyse tamamına yayılıyor. Amerikalı küratör Carolyn Christov-Bakargiev tarafından şekillendirilen ve bugün başlayan bienalin bu seneki kavramsal çerçevesi ‘Tuzlu Su’. Seksenden fazla sanatçının katıldığı dev organizasyonu bir solukta gezmek imkânsız. Dört yazarımız, sizin için dört güne dört rota belirledi; en iyileri seçti.
#Büyükada“Eşi benzeri olmayan, en şiddetle güzel, insani ve dünyadaki en etkileyici çağdaş sanat eseri… Hayatınızın geri kalanını bir sanat fuarından diğerine giderek geçirseniz bile buranın size hissettirdiklerine yaklaşamayacaksınız…” Dünyanın en önemli sanat tarihçilerinden Simon Schama, Financial Times’a böyle yazmıştı.
#Orhan PamukBaşarı budur. <br> İşini tutkuyla yapmak, kendini inşa etmek budur. <br> 10 yıl önce sıradan, normal bir rehberdi. <br> Hürriyet’in Seyahat ilavesinde yazmaya başladı. <br> 10 yıl boyunca yazdı, yazdı, yazdı... <br> Beş kuruş para almadı. <br> İnsanlar, “Ne kadar boş işlerle uğraşıyorsun! Bedava yazı yazılır mı? Bir de ardından tura çıkıyorsun, yazık değil mi sana?” dediler. <br> Aldırmadı. <br> Ama son gülen o oldu.
Masumiyet Müzesi romanından ilham alarak kurduğu bu cümleyle özetliyor Demet Haselçin, gerçek Masumiyet Müzesi’nin belgesel projesini. Sebebi de ortada aslında; eserlerini sevdiği, yenilerini merakla beklediği bir yazarla, Orhan Pamuk’la böyle bir projede çalışmış olmak bile ona fazlasıyla gurur veriyor...
Nobelli yazar Orhan Pamuk,öpüşen bir çiftten yola çıkarak Venedik'i anlattı. Pamuk, İtalya'nın Venedik kentinin birçok turist için mutlu olunacak bir yer olduğunu belirterek, "Bu dünyada mutlu olunabileceğini, Venedik manzarasının derinliğini içimizde duyunca anlıyoruz. Bu sevinç bizleri öpüşmeye çağırıyor" ifadesini kullandı.
Sıcaklar dayanılmaz bir hal aldı. İstanbul’un kültür sanat dünyasında hani yaprak kımıldamıyor dense yeridir. Her ne kadar kitaplar yayınlanıyor, vizyona filmler giriyor, konserler yapılıyor dense de kış mevsiminin haraketliliğinin yanında sözü bile edilmez bunların.