Avrupa 3’üncüsü olmamıza rağmen, spor basınıyla milli takım arasındaki gerginlik bir türlü azalmıyor.
Başarısız olunduğu dönemde hadi Fatih Hoca basına kızmaya başlıyor, onun etkisi altında kalan oyuncuları da spor yazarlarına laf sokuşturmaya, el kol hareketi yapıyor, ortalık bir anda geriliyor...
Ama şimdi ortada başarısızlık da yok!
Takım Avrupa 3’üncüsü olmuş, Ermenistan’ı deplasmanda 2-0 yenip Dünya Kupası elemelerine iyi başlamış.
Üstelik de gruptaki ikinci karşılaşmaya, Belçika maçına sadece bir gün var...
Tam böyle bir ortamda Emre yerden yere vuruldu NTV’nin 90 Dakika’sında Hıncal Uluç tarafından...
Emre’nin annesi rahatsızlandı, bunu duyan Emre kamptan izin aldı, dava açacağını söyledi, Fatih Hoca çıkıp yine basına kızdı...
Basınla milli takım arasında ipler yine gerildi...
Tüm bu yaşananların sadece Emre’yi değil kampın tüm havasını etkilemediğini mi düşünüyorsunuz?
Hatırlayın, aynısı geçen sene Malta maçından sonra olmuştu.
Oyuncuların üzerine o kadar abartılı gidildi ki, üç gün sonra Macaristan maçında galibiyet gelince Emre o kol hareketini yaptı basın tribününe...
Günlerce gerilen zemberek o anda boşaldı.
Şimdi Ermenistan maçını kazanmamıza rağmen aynı şeyler yaşanmıyor mu?
Bu çocuklar da taştan değil ki...
Belçika maçına futbolcular rakibe değil, yine medyaya bilenip çıksalar sorumlusu kim olacak...
Ermenistan maçını almamıza rağmen önce takımın kaptanına, sonra huzuru kaçtığı için kamptaki tüm oyunculara yapılanlar abartılıdır...
Emre’yi sevmeyebilir, beğenmeyebilirsiniz, karakteri hoşunuza gitmeyebilir ama bu takımın patronu (Terim), bu çocuğa güvenip takımın başına geçirmiş...
En azından o karara saygı gösterip iki gün daha bekleyebilirdiniz...
Fatih Hoca’nın, "Şu çocukları en iyi moralle maça çıkarmayı öğrenemedik" sözlerine sonuna kadar katılıyorum.
Güiza’nın kapalı kadın anlayışı
Güiza bir İspanyol gazetesine verdiği röportajda, kadınların İstanbul’da baştan aşağı örtülü olduklarını söylemiş.
Arkadaş nerede top oynadığının farkında değil galiba, Arabistan’a geldiğini sanıyor.
İstanbul’da dikkatini çeken en büyük şey bu olmuş.
"Çarşafın altında ne olduğunu anlamanız için hayal etmeniz gerekiyor" demiş...
Üstelik bunu sigara içtiği Bağdat Caddesi kafelerinden çıkmamasına, Reina’yı ve gece hayatını yakından bilmesine rağmen söylüyor.
İstanbul’un metrekare başına en az çarşaflı kadın düştüğü yerler burası...
Aslında Güiza’ya kızmamak lazım, çocuğun çıplaklık-kapalılık kıstası şirazeden çıkmış durumda...
Yeni eşi Nuria ve eski eşi Rocia TV’lerde-dergilerde sürekli çıplak gözüktüğü için, İstanbul sokaklarında askılı tişörtle gördüğü kadınları bile çarşaflı zannediyor Güiza.
(Spor programında canlı yayında striptiz bile yapan Nuria’nın çıplak pozlarından sonra, Güiza’nın çocuğunun annesi Rocia da geçen hafta İspanyol Interviu dergisine soyundu.)
Tatil ve kitap
"Masumiyet Müzesi yazın çıksa daha çok satardı" görüşüme itiraz eden Milliyet Cafe yazarı Çağdaş Ertuna, romanın sezonu olmayacağı konusunda ısrarlı.
Bu konuda Hıncal Uluç da benden taraf oldu ama yine de ikna edemiyoruz Çağdaş’ı...
"Türkler’in yüzde 40’ı tatil yapmıyor zaten" diyor bize karşı çıkarken.
Merak etme, zaten o kitle potansiyel kitap okuru da değil Çağdaş.
"Tatile gitmeyenler kitap okumaz" demiyorum ama yazın da çıksa kışın da çıksa gidip kitap almayacak çoğunluk, o yüzde 40’ın içinde bulunuyor.
Ne kadar itiraz etsen de insanların tatilde daha çok kitap okuduğu gerçeğini değiştiremezsin Çağdaş.
Sen değil misin Masumiyet Müzesi’ni teknede okuyan...
41 lira ceza
Eve trafik cezası tebligatı geldi.Taksim’den arabayla geçerken direksiyon başında telefonla konuşuyormuşum.
55 lira. İtirazsız 15 gün içinde ödersem de yüzde 25 indirimli, yani 41 lira 25 kuruş ceza...
Hemen internetten indirimli ödedim.
Peki bu cezadan sonra direksiyon başında bir daha telefonla konuşur muyum?
Zorunluysam evet, 41 lira öder geçerim.
Cezalar bu kadar komik olduğu sürece de Türk insanın kafasındaki bu mantık hiçbir zaman değişmez.
Portekiz’de 600, İtalya’da 584, Norveç’te 501 Euro’ymuş aynı suçun cezası...
Dün 41 lira yerine 800 lira (500 Euro) ödeseydim, bir daha arabada telefonla konuşur muydum?
Zorunlu olsam da asla! Trafik cezaları caydırıcı olmalı ve uygulanmalı.