Bir ülke mutfağı üç ayaklı bir sehpa gibidir. Bir ayak elbette ki lokantalar. İkinci ayak, müşteri. Üçüncü ayaksa gastronomik otorite yani eleştirmen. Bu yazıda sosyal çürümenin gastronomimize nasıl yansıdığından bahsetmek istiyorum. Kıyaslamak istediğim, günümüzdeki durumla benim gazetede yazmaya başlamam arasında geçen yıllar…
#Vedat MilorVedat Milor... O gastronomi dünyasının adeta ‘rockstar’ı, sözü en çok geçen isimlerinden... Yeme-içme konusundaki eleştirileri, analizleri çok seviliyor. Bizim de yazarımız. Kendisiyle yeni başlayan programı ‘Vedat Milor’la Tadına Doyamadım’ için buluştuk; yemeğe bakışını, lezzeti, seçici olmayı, sosyal medyayla ilişkisini, yediği ilginç tatları konuştuk: “Ben daha çok lezzete bakıyorum. Bence yemek sunum odaklı olmamalı.”
#Vedat MilorMısır gerek Kızıldeniz’in muhteşem sualtıyla gerekse binlerce yıllık piramitleri ve tapınaklarıyla mutlaka gezilip görülmesi gereken bir ülke. Bunda anlaşalım... Arap coğrafyasında daha önceki seyahatlerimden bildiğim üzere bu yolculuğun kolay geçmeyeceği belliydi. Vize sürecinde başladı ve katlanarak gitti. İki sırt çantalı kadın, tursuz ve arabasız Mısır’da ne yaptık? Zor muydu? Kesinlikle evet. Bu yazı biz gezginlerin nelerle karşılaşabileceğini anlatmak ve hayatlarını kolaylaştırmak için bir rehber niteliğinde yazıldı...
#MısırHem seyyah hem gurme... Atlas dergisini çıkardı, gazete, dergilerde gastronomi yazıları yazıyor, TV’lerde “lezzetli” programlar yapıyor. Bir keresinde Hürriyet gazetesinde sardalya balığına aşk mektubu yazmışlığı bile var. İkilemli soruların bu haftaki konuğu Cem Yılmaz’ın şovlarına bile konu olmuş Mehmet Yaşin. Sormaz olur muyum, onu da sordum, başlık da oradan çıktı zaten...
#Cem YılmazHem seyyah hem gurme... Atlas dergisini çıkardı, gazete, dergilerde gastronomi yazıları yazıyor, TV’lerde “lezzetli” programlar yapıyor. Bir keresinde Hürriyet gazetesinde sardalya balığına aşk mektubu yazmışlığı bile var. İkilemli soruların bu haftaki konuğu Cem Yılmaz’ın şovlarına bile konu olmuş Mehmet Yaşin. Sormaz olur muyum, onu da sordum, başlık da oradan çıktı zaten...
#O MuDünyanın en yaşanılabilir şehirleri listesindeki üst yerini senelerdir kimselere bırakmayan Viyana, resim, heykel, müzik neredeyse her konuda kendini geliştirmiş dolu dolu bir şehir. Bu hafta katıldığım üç günlük 'Viyana Gurme Turu' sonrasında Viyana’nın gastronomi açısından da ne kadar gelişmiş olduğunu fark ettim. Sokak lezzetinin vazgeçilmezi meşhur sosisleri, Viyana şnitzelleri, sacher tatlısı, elmalı strudelları ve daha nicesi.. Sır gibi saklanan Viyana usulü şnitzel ve elmalı strudelin püf noktalarını da sizlerle paylaşacağım. Eskiden Viyana denilince aklıma opera geliyordu şimdi ise yemek!
#ViyanaBarselona’ya ilk kez yeni evliyken gitmiştim. O geziden hatırlayabildiklerim; La Sagrada’ya giriş kuyruğundan yılıp yakındaki bir parkta o zamanların gözde cep telefonu oyunu ‘yılan’la cebelleştiğim, bir deniz mahsulleri lokantasında geciktiği için garsona arıza çıkardığım, bir tapas bar’da kafayı bulup otele kadar yürümeye kalktığım için ayıldığım gibi pek de ‘Yav ne geziydi be’ denilmeyecek enstantaneler... Yıllar sonra Motosiklet camiası için Formula 1 anlamına gelen Moto GP’yi izlemek için yolum tekrar Barselona’ya düştü. Tabii iki büyük farkla: Artık bekârdım ve 20 yıl kadar da yaşlı…
#İspanyaBu satırları şu an halen bulunduğum Atinalıların sayfiye adası, gözbebeği Spetses’den yazıyorum. Yunanlı zengin ailelerinin çoğunlukla yazlık evlerinin bulunduğu, cruise gemilerinin kabul edilmediği, Avrupa jet-set’inin tekneleriyle tatil yaptığı çok özel bir ada burası. “Hangi adayı tek geçersin” diye soranlara yanıtım kesinlikle bu ada.
#Spetses AdasıGüneşli bir nisan günü otomobilimin direksiyonunu Bolu’ya doğru kırdım. Mudurnu ve Göynük’ün ahşap köşklerine, geçmişi yaşatan sokaklarına, yemyeşil tepelerine, küçük göllerine hayran kaldım. İstanbul’un yanı başındaki bu güzellikleri ihmal ettiğimizi bir kez daha fark ettim.
Tatil zamanı kapıyı çaldı. Çoğunuzun güneşli, denizli bir tatil planladığı biliyorum. Ama benim bir önerim var. Tatilinizi ikiye ayırın. Birinci bölümde tembelliğin tadını çıkartın. İkinci bölümde ise günlerinizi keşfetmeye ayırın. Bu yaz alternatif tatil yapmak isteyenlere bir rota çizdim. Gezmeli, görmeli, yemeli içmeli bir rota bu. Sanırım yolculuğunuz bittiğinde anlatacak epey konu biriktirmiş olacaksınız.