Paylaş
Bereket, emek ve üretim demek, tevazuu, kanaat ve samimiyet demek. ‘Mayha’, insan demek, saygı, sevgi ve aşk demek. Kısacası ‘Mayha’, ‘Anadolu’ demek.
Mayha’nın son temsilcisinin ilk adı ‘Kratia’ yüzyıllar içinde ‘Gerede’ olmuş. İpek Yolu güzergâhı üzerinde bulunması sayesinde, ticari ve kültürel alışveriş ile kendini geliştirmiş. “Alış verişi iyi biliriz” dedi, Başkan Mustafa Allar. “Köfter’i (cevizli sucuk) Beypazarı yapar ama biz satarız, herkes bizim sanır” derken gururluydu. Henüz ‘Mayha’yı görmemiştik, “Şaşıracaksınız” demişlerdi, alana ulaşınca, şaşırmadık ‘şok olduk’. Böylesi büyük pazar ve kalabalığını görmemiştim, tüm Anadolu pazarları bir araya gelmişti sanki. Konya, Zonguldak, Van, Erzurum, Uşak, Antep, Trabzon, Diyarbakır… say say bitmiyordu. Yurdun farklı bölgelerinden köylülerin kendi köylerinde ürettiği, el emeği göz nuru ürünleri görücüye çıkardığı meydanda, duygular karmaşıklaştı birden. Türkiye’nin özetiydi adeta. Çorum, Alaca, Gazipaşa köyü nohutu ile Gemlik, Katırlı köyü sele zeytini, üretici köylülerle beraber yan yanaydı. Bitlis, Adilcevaz cevizi ile Manisa, Akhisar pekmezi dip dibeydi. Paketlenmemişlerdi ve bir market rafı değildi teşhir yeri, doğaldı ve Gerede’nin Mayha’sıydı.
Mayha’nın en önemli ayağı hayvan pazarında Ağrılı ve Kastamonulu ‘Sarıkızlar’ sohbetteydi. Ülkenin dört bir yanından traktörler bile katılmıştı şenliğe. Hırdavatçılar, semerciler, nalburlar, bakırcılar ve sayamadığım birçok zanaat ve zanaatkar vardı Mayha’da. “Panayır havası hakimdi” demeyeceğim ‘gerçek bir panayırı yaşıyordum’. Çocuklar ve büyükler ‘şen’, lakin gençler ‘aşık’ gibiydi. Biz göremedik fakat onlar birbirlerini görüyordu. Yediği, içtiği, giydiğinden, huyunu, suyunu öğreniyorlardı birbirlerinin. Sosyal medya değildi bu meydan, aşkın samimi ve doğal hali, yani Mayha’ydı. “Kahrolsun sosyal medya, yaşasın Gerede Mayha” diyesim geldi, dedim de.
‘MAYHA’ NOTLARI
Mayha geleneğinin ne zaman başladığı bilinmiyor. Eylül ayının 3. cuması ilk etap, ekim ayının ilk cuması ikinci etap kuruluyor. Her etap 3 gün sürüyor. 100 dönüm alanda, enine ve boyuna 8’er sokak kuruluyor. Yurdun her köşesinden 1000 civarı üretici ve satıcı köylü katılıyor. Şak şak helvası, köfter ve Kaz eti, Mayha’nın sembol ürünleri ve en çok tüketilenler. Köylüler ürünlerini sattıktan sonra, diğer satıcılardan kışlık ihtiyacını karşılayıp köyüne dönüyor. Şimdilerde unutulmuş ‘köy seyirlik oyunları, yağlı güreşler, rahvan at yarışları’ Mayha’da kısmen yaşatılıyor.
GEREDE NOTLARI
Ankara’ya 110 kilometre ve ortalama 1 saatlik yolculukla ulaşmak mümkün. Ankara’da 4 Gerede nüfusu, yani yaklaşık 100 bin Geredeli yaşıyor. İlçede 130 fabrika ile en güçlü sanayi, 900 yıllık geçmişi ile ‘dericilik’ ve 3 bin kişi çalışıyor. Orta çağ yapısı ‘Keçi Kalesi’, Bizanslıların kurduğu ‘Asar Kalesi’, Selçuklulardan kalma ‘Aşağı ve Yukarı Tekke camileri’, 2. Abdülhamid’in yaptırdığı ‘çan saati’, turizme kazandırılmak için restorasyonu süren ‘kiliseli tüccar han’ ilçedeki bazı tarihi öğeler. Gerede’ye yukarıdan bakan ‘Esentepe’ 700 yıllık çamlar ve çamlara rağmen yeşeren çim ile eşsiz bir doğallığa sahip. Rumşah, Seviller ve Hacı Veli yaylaları, gölleri ve doğası ile enfes. Offroad, motocross, trekking ve dağ bisikletçiliği için biçilmiş kaftan. ‘Arkut Dağı Kayak Merkezi’ uluslararası yarışmalara ev sahipliği yapıyor. Tadına doyamadım!
‘Keş Peyniri’ sadece Gerede’ye has yoğurttan yapılan bir peynir. İki çeşidi var, yumuşak olanı tavada kızartılarak kahvaltıda yeniyor, sert olanı erişte ve makarnalar için ideal.
Soğan, kıyma ve yumurtayla yapılan ‘Mıhlama’, suda haşlanan yuvarlak hamur ve üzerine dökülen şerbet ve tereyağı ile tüketilen ‘Kedi batmaz’ Gerede’de pişen yemeklerden bazıları.
Ekşi mayalı ‘köy somunu’, çöven kökünden ‘şak şak helvası’ almadan dönmeyin.
‘Uyaroğlu (hoşgörülü, uyumlu)’ olur Geredeli, “Havası sert, insanı merttir” dediler. Başkan Mustafa Allar’ı, basın müdürü sevgili Baki Sungur’u, Mehmet’i, Fatih’i tanıdım, “İnsanının mertliği ısıtınca, havasının sertliği vız geliyor” dedim. Gerede’ye gidin, üşümeyeceksiniz!
Paylaş