Bir zamanların en çok icra edilen şarkının güftesini Baki Süha Ediboğlu yazmış, Selâhattin Pınar da bestelemişti. Sevdiğim bir şair ile sevdiğim bir besteci bir araya gelmişti. CD’yi dinlerken elbette anılar da eşlik ediyordu: “Selâhattin Pınar Şarkıları, Atakan Akdaş”
#Selâhattin PınarCemal Nadir Güler’in yaşarken gerçekleştirmek isteyip ömrünün vefa etmediği önemli bir eseri, Mehmet Can Doğan titiz bir araştırmayla ortaya çıkarmış. ‘Fotoğraf Tahlilleri’ Cemal Nadir’in ustaca bir harmana soyunduğu ve çizgiyle yazıyı birleştirdiği kalıcı bir çalışma.
#Doğan HızlanMüzik dünyamızda öyle adlar vardır ki onların hayatını yazdığımızda Doğu-Batı sarmalında Türkiye’deki müzik tarihinin de önemli olaylarını, kişilerini, dönemeçlerini yazmış oluruz. Onlardan biri de Mesud Cemil’dir. Hüseyin Kıyak’ın hazırladığı ‘Mızrabı, Yayı ve Kalemiyle Mesud Cemil’ kitabı bu gerekçeyle önem taşıyor.
#Mesud CemilTanburi Cemil Bey, müzikteki yeteneğiyle bir döneme damgasını vurmuştur. Klasik kemençe, lavta ve viyolonseli ustalıkla kullanabilen Tanburi Cemil Bey, icra ettiği sanatında bir ekol haline gelmiştir. Peki, Tanburi Cemil Bey kimdir ve hayatı nasıl ilerlemiştir? İşte, kısaca tüm detaylar
#Tanburi Cemil BeySakıp Sabancı Müzesi’nde bu hafta başlayan ‘Gece Vardiyası’ konserleri neyzen Kudsi Erguner ile çağdaş bestecilerimizden, çellist Kamran İnce’yi bir araya getirdi. İlk konserini dün akşam veren ikili bu akşam da Itri, Bach ve İnce’nin eserlerini emprovizasyonlarla seslendirecek.
Yalıları, mehtap gezileri, Göksu piknikleri, şarkılarıyla geçmişte İstanbul kültürünün vazgeçilmez parçasıydı Boğaziçi. Geriye sadece öyküler, yalılar ve Boğaziçi’nin ilhamıyla yazılan eserler kaldı. Boğaziçinde martıların peşinde çıkacağınız bir gezide, hayal gücünüzü de kullanıp dünün dünyasını keşfedebilir, İstanbul’a bir kez daha aşık olabilirsiniz.
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün Medeniyetler İttifakı’na katılanların onuruna verdiği yemekteydim.<br><br>Yemeğin başında bir konuşma yaptı. Bu tür konuşmalarda beni konuşmacının kendi sözleri kadar, hatta daha çok, kaynak gösterdiği kişiler de ilgilendirir.
TRT İstanbul Radyosu'nda önceki gün herkesin önünde bir büyü kavgası yaşandı. Türk Sanat Müziği korosunun prova yaptığı sırada stüdyodan içeriye giren sanatçı V.Ç., koroya hitaben "Aranızda bulunan P.U. Hanım elindeki bir şişeyle radyonun girişindeki merdivenlerine sidik ve insan pisliği döküyordu. Bu kadın büyücü" diye bağırdı. P.U. ise şişedeki maddenin hastanede yatan annesinin idrarı olduğunu söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un hangi toplantıda olursa olsun hemen uykuya dalması ve nádiren uyanık bulunduğu anlarda ‘Ruslar yeni zengin gibiler’ yahut ‘vergisini veren vatandaş yolunmuş tavuğa benzer’ gibi sözler etmesi, bana 20. asrın ilk yıllarının meşhur Maarif Nazırı Emrullah Efendi’yi hatırlattı.