Paylaş
Halit Çevik. Suriye’de üç buçuk yıllık büyükelçilik sonrasında, şimdi Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı.
Hakkı Akif. Türkmenistan’da üç buçuk yıl büyükelçilik sonrasında, şimdi Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı.
Ayşe Sezgin. Slovenya’da bir buçuk yıllık büyükelçilik sonrasında, şimdi Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı.
Bu isimler yetenekli, geçmiş görevlerinde başarılı olabilir.
Ancak, bakanlığın belli kademelerinden geçmeden, bir büyükelçilik sonrasında hemen üst yönetime getirmek, deneyim gerektiren makamlarda dış politikayı zorluyor.
Daha önce böyle bir yönetim listesi yok. Hükümetin gençleştirme projesi denebilir. Böyle bir proje makul de olabilir.
Ne var ki, dış politikaya bu kadar meraklı bir hükümet döneminde, biraz da deneyime ihtiyaç var. O olmayınca, pek çok konuda tosluyoruz.
Belki de, hükümet yönetimde deneyimli diplomat istemiyor.
MGK GENEL SEKRETERİ
Genç atamalardan sonuncusu MGK Genel Sekreterliğine.
Beyrut’ta bir yıl büyükelçilik sonrasında, MGK Genel Sekreterliğine Serdar Kılıç atanıyor.
2003’te AB Uyum Paketi çerçevesinde yapılan yasal değişiklik sonrasında, MGK Genel Sekreteri Başbakanın önerisi, Cumhurbaşkanının onayı ile atanıyor.
Genel sekreterin sivilleşmesi ile birlikte, buraya önce Büyükelçi Yiğit Alpogan, daha sonra Büyükelçi Tahsin Burcuoğlu atanıyor. İki deneyli isim. Şimdi ise, genç bir büyükelçi.
Serdar Kılıç iyi bir NATO uzmanı ve yetenekli. Ne var ki, MGK Genel Sekreterliği için erken bir isim. Türkiye’nin onca yoğun sorunu tavsiye niteliğinde bile olsa, MGK’da görüşüldüğüne göre, orada çeşitli olaylarla yoğrulmuş bir kişiyi getirmek, belki daha yararlı olabilirdi.
Ama, yok. Çünkü, bu hükümet, malum, her şeyi biliyor. Bürokrasiden sadece, kendi isteği doğrultusunda hizmet bekliyor. İtiraza ya da daha farklı çözüm önerilerine ihtiyacı yok.
Ermeni çuvallaması ardından, AB ve Kıbrıs’ı merakla bekliyorum.
Nazım, Mes’ud Cemil, İnci Çayırlı
SALONA girerken bir çay ve bir simit dağıtılıyor. Gösterinin adına uygun, Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay Ve Simit.
Beşiktaş Belediyesi’nin amacı toplumun dikkatini belgesel sinemaya çekmek. Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın önderlik ettiği Belgesel Sinemacılar Birliği ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) düzenlediği ortak proje böyle gelişiyor.
TGC nostaljik takılıyor, çay ve simitli gazetecilik dönemini anımsatmak niyetinde.
Önceki akşam ilki gerçekleşen etkinlikte Nazım Hikmet Şarkıları isimli bir film gösteriliyor. Nazım’ı şarkılarıyla da tanıtan br film. Belgeselde Nazım’ın şiirlerinden üretilmiş yüzlerce besteden yedisi yer alıyor.
Örneğin, Ruhi Su Kuvayi Milliye Destanı-Kadınlarımız, Zülfü Livaneli Karlı Kayın Ormanı, Timur Selçuk Güneşin Sofrasındayız besteleri.
En ilginçlerinden biri, Mes’ud Cemil bestesi ile İnci Çayırlı’nın yorumuyla Kanatları Gümüş Yavru Bir Kuş şiiri.
Diğer besteler saklı kalmak üzere, Nazım, Mesud Cemil, İnci Çayırlı yan yana geldiğinde, salonda tam bir özlem rüzgarı esiyor.
Belgesel sonrasında, gazetecilik faslında, salonda sohbet var. Zeynep Oral, Tarık Akan, yönetmen Mehmet Eryılmaz. Keyifli bir gece.
Çevre Komisyonu’ndan açıklama
AFŞİN-Elbistan santralından çıkan küllerin çevreye verdiği zararı anlatan bir yazı yazıyorum, konunun TBMM Çevre Komisyonunda ele alındığına ilişkin bölümüne Komisyon Başkan Haluk Özdalga açıklama gönderiyor:
“TBMM Çevre Komisyonu Başkanlığını yaptığım 22 Temmuz 2007 tarihinden bu yana, hiç bir milletvekili tarafından Afşin-Elbistan termik santralı veya bu santralın yaratmış olabileceği herhangi bir çevre sorunuyla ilgili bir husus komisyonumuza getirilmiş değildir. Komisyonumuz tarafından işlem yapılmadan bekletildiği veya rafa kaldırıldığı iddiası gerçek dışıdır”.
Paylaş