Türkiye’nin entelektüel hayatının en renkli isimlerinden gazeteci-yazar Hıfzı Topuz bu hafta 100 yaşına bastı! Onunki Nişantaşı’nda bir konakta başlayıp 1960’ların Paris’inden Afrika’ya, oradan Türkiye’nin en sevilen yazarlarından biri olmaya uzanan bol serüvenli bir hikâye… Cumhuriyet’in ilan edildiği yıl dünyaya gelen Topuz; 2 büyük savaş ve birçok devrime tanıklık etti, çok etkili isimlerle mülakatlar yaptı. Peki bir asır boyunca neler gördü, onu en çok neler etkiledi? Topuz, 100’üncü yaşını kutlarken sorularımızı yanıtladı. Nice yıllara!
#Hıfzı Topuzİzmir’deki Folkart Galeri’de 17 Mayıs’a kadar gezilebilecek olan “Yalnız ve Yaralı Bir Hayat: Fikret Mualla” sergisinin açılışına davetli olarak katıldım. Yazının sonuna bırakmadan fikrimi baştan söyleyeyim: “Yolunuz İzmir’e düşerse, Folkart Galeri’nin direktörü Fahri Özdemir’in koordinatörlüğünde hazırlanan bu sergiyi görmenizi isterim.”
#KENTİzmir’deki Folkart Galeri, tamamı orijinal 55 yapıtla Paris Ekolü’nün ‘delişmen’ paleti Fikret Muallâ’yı ağırlıyor. ‘Yalnız ve Yaralı Bir Hayat’ başlıklı sergide, sanatçıya ait elyazması mektup, kitap ve kişisel eşyalar, kişisel ve kurumsal koleksiyonlardan derlenen eserleriyle bir arada görülebilecek.
#Fikret MuallaDaha önce Nâzım Hikmet ve Tevfik Fikret’in hayatlarını biyografik roman türünde yazan Hıfzı Topuz, şimdi Türk edebiyatının önde gelen bir başka ismi Namık Kemal’in hayatını yazıyor. Kitabı için Paris’te araştırmalar yapan Topuz’a göre Namık Kemal ve arkadaşları Paris Komünü’ne katıldı.
Başta Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Paris Seyahati’yle etkin halde hayatımıza giren Fransız kültürel ve sosyal yaşam şekli bir süre sonra İmparatorluğun resmi ‘Batılılaşma’ hamlesinin de temelini oluşturacaktır. İlerleyen yıllarda Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile daha da geniş bir alana yayılacak ve Türk topraklarındaki Fransız rüzgârı, sadece devrimin getirdiği ‘özgürlük’ anlayışıyla değil; siyaset, edebiyat, sanat alanlarında ve sosyal yaşamda da kendini fazlasıyla gösterecektir.
Fikrimin İnce Gülü, Ölmeye Yatmak, Bir Düğün Gecesi, Üç Beş Kişi gibi romanlarıyla, Çatıdaki Çatlak, Evcilik Oyunu gibi tiyatro eserleriyle, Göç Temizliği, Gece Hayatım, Karşılaşmalar gibi denemeleriyle edebiyatımızın en önemli isimlerinden biri olan Adalet Ağaoğlu, geçirdiği trafik kazasından beri yazmadığını söyledi.
Fikret Mualla, akıl hastanesinde yatmasıyla, alkolizmiyle, yaşadığı ekonomik sorunlarla tanınan, tipik bir bohem ressamdı. Yaşarken Türkiye’de kimsenin ilgisini çekmedi. Fransa’da kimsesizler mezarlığına defnedildi, ancak 1974’te Türkiye’ye getirtildi. Çoğu zaman bir şarap parasına sattığı resimleri yıllar sonra çok büyük değer kazandı.
Ressam Fikret Mualla ölümünün 40. yılında bir sergiyle anılıyor. 20 Türk, 20 yabancı ressamın ve dört fotoğrafçının birer eserle katıldıkları sergi Paris Fikret Mualla Dostları Derneği'nin desteği ile hazırlandı. 5 Nisan'a kadar açık kalacak olan sergide, sanatçıların Fikret Mualla'nın yaşamından esinlenerek hazırladıklanı çalışmalar yer alıyor.