OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 25, 2000 00:00
YAZGÃœNLÃœKLERÄ° (3) Evet evet sayın okur kitlesi, iÅŸte ben de kolay yolu buldum. Günlük adı altında sizlere başı sonu belli olmayan yazılar yazıyorum. Rahat ve kolay yazılıyor. Ancak benim paranoyak beynim nedense çok sulanmıyor: ciddi konulara atlayacak gibi oluyor. Ama sıcak izin vermiyor: katı olan her ÅŸey buharlaşıyor. Geçen iki günlükte iki isimden bahsetmiÅŸtik. Türk medya dünyasının acar gazetecisi AyÅŸe Arman ve bir yayın yönetmeni tarafından ülkede dört yazar arasında adı sayılan Mine G. Kırıkkanat. AyÅŸe Arman'ın gazeteciliÄŸine bir ÅŸey söylemiyoruz. Para kazanıyor, ekmek yiyor bu iÅŸten. Geçen günlük sayfasında zikrettiÄŸimiz üzere toplumda abartılı halde yaÅŸanan bir özel yaÅŸam merakı var. Bunu çözmüş, hem kendisinin hem baÅŸkalarının özel hayatlarını yazıp, çok okunmayı baÅŸarıyor. Bunu bilinçli yapıp yapmadığı şüpheli tabii ki. Geçenlerde kendisine bir okuru mektup yazmış. Eski içiÅŸleri bakanı Meral AkÅŸener'le yaptığı röportaja kızmış okur. Eski bir canavarı nasıl insan gibi gösterirsin gibi laflar etmiÅŸ. AyÅŸe Arman kendisini meÅŸru hale getirmek için konuyu hemen köşesine taşıyıp okuruna cevap vermiÅŸ. Benim okurum kimle barışıp barışmayacağını bilir gibi ÅŸeyler söylemiÅŸ. (Okur kitlesi sizinle aramda bu tür bir iliÅŸki olmaması beni nasıl mutlu ediyor anlatamam). Daha önce söyledik. AyÅŸe Arman ve okurları bir mahalledir. Birbirlerini çok severler, ne içip yerler, onu da bilirler.Neyse asıl meseleye gelelim. Gelirken de sayın okur kitlesi bazı hatırlatmalar yapalım. Geçen yazıda Hıfzı Topuz'un gazetelere yansıyan anılarından birisi üzerine birkaç kelam etmiÅŸtir. Åžu yazarlar kavgası. Mine G. Kırıkkanat'ın evinde olan kavgada Melih Cevdet mi yoksa Çetin Altan mı üstteydi gibi büyük probleme Kırıkkanat gazetelere verdiÄŸi demeçle açıklık getirmiÅŸti. Hem bu demeciyle hem de Radikal'in genel yayın yönetmeninin kendisini yazı yazanlar deÄŸil yazarlar arasında saymasıyla gündeme oturan Kırıkkanat, AyÅŸe Arman'ın da ilgisini çekmiÅŸ ki bu hafta Hürriyet'in Pazar ekinde kendileriyle yapılan röportajı okuma ÅŸansı bulduk. Özel hayatını daha Radikal'e yazdığı ilk yazılarda okurla paylaÅŸan Mine G. Kırıkkanat ile özel hayata oldukça ilgili bir acar gazeteci bir araya gelince oldukça ilginç bir sohbet çıkmış ortaya. Ben okurken pek eÄŸlendim. Türkiye entelektüel camiasının en büyük isimlerinden biriyle tanışmış olmanın verdiÄŸi zevki anlatamam. Gerçi ben Kırıkkanat'ın Fransızcaya çevrilen romanlarını önceleri okumuÅŸtum. Kelepirden çok ucuza aldığımı hatırlıyorum. Elbette ki bir yazarın kitaplarının nerede hangi fiyatla satıldığı onun yazdıkları hakkında bir ÅŸey ifade etmez. Öyle ya büyük yazarlar çaÄŸdaÅŸları tarafından farkedilemezler. Ama ben farkettim. Kendisi farkettirdi.AyÅŸe Arman sormuÅŸ: " Mine G. Kırıkkanat da yazar mı" diyeceklere verecek cevabınız nedir?", o cevaplamış: "Onlar okur bile deÄŸil! Hayatta okumayı becerdiler mi ki, yazarın ne olup olamayacağını anlasınlar. Ayrıca böyle düşünen bir salak olduÄŸunu da zannetmiyorum!". Daha ne sorular ne cevaplar var. Ama "adamı tarihe gömerim", "Fransa'da kitap yayınlatmanın kolay olduÄŸunu düşünenin anlını karışlarım." Tarzında ifadelerle dolu bu cevapların hepsi uzun uzun tartışılmaya deÄŸer. Ancak ne sıcaÄŸa ne de Kırıkkanat'a tahammülüm var. Ben Kırıkkanat'ın abartılı bir ÅŸekilde ortaya koyduÄŸu erkekler tarafından örselenmiÅŸ kadın imajına karşılık çok erkek egemen bir söylemi olduÄŸunu düşünüyorum.Kırıkkanat bütün bunlara raÄŸmen karşı komÅŸumuz gibi. Erkeklerden intikam alan cevval bir kadın o. Bir zamanlar kimlerle olduÄŸunu, hayatına giren erkeklerden hangisini aldatıp aldatmadığını biliyoruz. CiÄŸerinin dörtte birinin Çetin Altan'da olduÄŸunu da. Bunların hepsini kendisi söylemiÅŸ. Bunların bizi ilgilendirip ilgilendirmediÄŸini AyÅŸe Arman'a sormak lazım.Birileri ÅŸimdi oralardan itiraz ediyor. Sayın okur kitlesi defalarca söyledim size. Bu adamlardan her yerde vardır. Yanlarındaki kadına kendilerini beÄŸendirmek için yazarın iktidarıyla aşık atarlar. Bu tür postmodern giriÅŸimlere izin vermeyin. Bu yazının kralı da yazarı da benim çünkü. Nedir itirazı o arkadaşın. Kırıkkanat'ın bir yazar olduÄŸunu ve onu hayatıyla deÄŸil yazılarıyla deÄŸerlendirmem gerektiÄŸini söylüyor. Öyle de böyle de deÄŸerlendirsem üzgünüm sonuç deÄŸiÅŸmez. Bir kere ben hayatın bir bütün olduÄŸuna inanırım. Bir yazarın yazıları kadar hayatı da benim için referans noktasıdır. Kırıkkanat'ın yazar olması onun diÄŸer insanlardan farklı bir yerde deÄŸerlendirilmesine neden olamaz. Öte yandan kendisinin romanları da dediÄŸim gibi yayınevi depolarında bekledikten sonra ucuz kitap maÄŸazalarına toptan satılmış ve tükenmiÅŸtir. Yeni baskılarını heyecanla bekliyorum tabii ki. Çünkü bendeki nüshaları elden çıkarmışım. Åžimdi size olar hakkında de bir ÅŸeyler söylemek isterdim. Ama onlar da plajlarda okuduÄŸum bir çok sıradan kitap gibi sadece rafımdan deÄŸil dimağımdan da silinip gitmiÅŸler. Köşe yazılarına gelince kendisinin iki yazısını unutamam. Biri kendisi herhalde tatilde olduÄŸu için konumuz olan röportajla aynı gün Radikal'de yayınlandı tekrar. AyçöreÄŸi üzerine. Bu çöreÄŸin Türklerin Viyana seferinden sonra yapıldığını, Türklerin ise mesela Haçlı seferlerinden sonra haç ÅŸeklinde çörek yapamayacaklarını söylüyor. Viyana'nın Türklerce alınamamasını Viyanalılar öyle kutlamışlar, bizimkiler böyle yumuÅŸak bir zekaya sahip deÄŸillermiÅŸ vs vs. Åžimdi burada ucuz milliyetçilik yapacak deÄŸilim. Ancak Kırıkkanat'ın komplekslerini paylaÅŸtığımı söyleyemem. Bir de kendisinin Müslümanlardaki "Kurban" müessesini Belçika'da bir kadına tecavüz eden yedi Müslüman erkekle baÄŸlayan yazısını unutamam. Bu da onun kompleksinin bir ürünüdür. Kendisinin bu ülkeyi anladığını hiç sanmıyorum. Bu açıdan Radikal aldığımda yazılarına şöyle bir bakıp burayla mı Fransa'yla mı ilgili olduÄŸunu anlamaya çalışırım. Pazar günleri anılarını yazacakmış artık Kırıkkanat. Türk halkını da beni zayıf yerimizden vurdu. Sayesinde haftanın son gününü heyecanla bekleyeceÄŸim.Åžimdi ben birkaç ÅŸey söylemek isterim sayın okur kitlesi. Uzun süren alıntılardan hoÅŸlanmam. Bir kere geçtiÄŸimiz Pazar gününden beri derin bir hüzün içindeyim. Ben salakmışım. Birincisi bu. Ä°kincisi hepinizi Çetin Altan'a mektup yazmaya çağırıyorum. Lütfen, ÅŸu kadının çeyrek ciÄŸerini geri versin!HaKan KAYNAR - 25 AÄŸustos 2000, Cuma Â
button