Güncelleme Tarihi:
44 yeni eserin dışında Jacqueline Quillere-Süleyman Üstünel'in koleksiyonundan 12 tane de orijinal Fikret Mualla çalışması sergide bulunuyor. İstanbul'dan önce Paris'te açılan sergi ülkemizde de bir çok şehri gezecek. Serginin küratörü Jacqueline Quillere Üstünel'le sergiyi ve Fikret Mualla'yı konuştuk.
'Fikret Mualla'ya Saygı' sergisini hazırlama fikri nasıl ortaya çıktı?
-Fikret Mualla çok büyük bir ressam. Fransa’da ve Türkiye’de çok tanınan, bilinen bir isim. İki ülkenin sanatçılarının da Fikret Mualla’ya saygılarını sunabilmesi için böyle bir yol düşündüm. Bu şekilde herkes onun hayatından etkilendiği kesiti resimleyerek, ona ve eserlerine saygı sundular.
Fransa ve Türkiye'den ressamlara resim ısmarladınız. Bunun için nasıl bir yol izlediniz?
-Fikret Mualla’nın 100. doğum yılı için Fransa'da bir kitap çıkartmıştık. Fikret Mualla'yı ve resmini daha yakından tanımaları için, sergiye katılmasını istediğimiz bütün sanatçılara bu kitabı verdik. Onun resimlerinden, yaşamından yola çıkarak birer tane eser hazırlamalarını istedik.
Katılacak sanatçıları nasıl seçtiniz, reddeden oldu mu?
-Mualla’yı tanıyan ve çalışmalarını seven sanatçıları seçtim. Reddeden oldu elbette. Kimi zamanı olmadığını, kimi sağlık problemlerini ileri sürdü. Kimi böyle bir serginin olabileceğine pek inanmadı. Değişik sebeplerden dolayı kabul etmeyen 3-4 kişi oldu. Ancak katılanların ve teklif sunmadığımız halde duyup katılmak isteyenlerin sayısı çok daha fazla.
FİKRET MUALLA'YI FRANSA'YA DAHA İYİ TANITTIĞIM İÇİN TEŞEKKÜR ETTİLER
Eserleri için dernek kurduğunuz, ülkü ülke dolaşıp onun adına sergi hazırladığınız Fikret Mualla sizin için ne ifade ediyor?
-Büyük bir hayranlık duyuyorum. O yaşadığı dönemdeki en iyi ressam ve bunu kabul ettirmek için uğraşıyorum. Çağının ustası hem Türkiye’de, hem de Fransa’da. Fransız’lar Mualla’nın resimlerine karşı çok büyük bir ilgi duyuyorlar. Fransız Belediyesi’nin sergi salonunda yaptığım sergide bir çok insan gelip, Mualla’yı Fransa'ya daha iyi tanıttığım için teşekkür etti.
Bu çalışmalar Fikret Mualla’yı yansıtabiliyor mu?
-Bu soruya cevap vermek biraz zor. Mualla’nın yaşamındaki çalkantıları tablolarındaki küçük ipuçlarından görebiliyoruz. Sergideki tablolar da hep o ipuçlarından yola çıkılarak yapıldı. Bu tablolara baktığınızda sanatçılarımızın da onun sanatına olan bakışlarını, onun sanatı hakkındaki yorumlarını görebileceksiniz. Hiçbir zaman ressamlara, şöyle birşey yapın, diye bir şey söylemedim. Herkes içinden geleni yaptı.
40 ressamın dışında 4 tane de fotoğrafçı yer alıyor bu sergide. Niçin bu fotoğraflar?
-Tabii ki onlar Fikret Mualla'nın eserlerinden esinlenerek bir şey yapamayacakları için onunla ilgili, onu, yaşadığı dönemi, yerleri hatırlatacak fotoğraflar verdiler. Gökşin Sipahioğlu '68 olaylarında, Abidin Dino'nun öğrencileri çizerken çektiği fotoğrafı verdi. Abidin Dino'nun Fikret Mualla'ya olan yakınlığıyla onu andı. Ara Güler onun gençlik yıllarını geçirdiği eski İstanbul sokaklarından bir fotoğraf verdi. Serhan Sözmen ve Mehmet Ömür'de onun tablolarının verdiği ilhamla çektikleri birer fotoğraf verdiler.
Sergiyi hazırlarken ilginç bir olay yaşadınız mı?
-Resmi bırakmış Fransız bir ressam, Fikret Mualla konusunda resim isteyince resme yeniden başladı ve 50 tane resim yaptı. Çünkü küçükken yaşadığı yerde bulunan bir müzede onun eserlerini görmüş ve çok etkilenmiş. Resme başlamasını da ona borçlu olduğunu düşünüyor. Böylece sanki onu hayata geri dündürmüş olduk.
'FİKRET MUALLA'YA SAYGI' SERGİSİNİN DURAKLARI
İlk olarak Paris Belediyesi Sergi Salonunda açılan sergi İstanbul'dan Ankara'ya geçecek. 7 Mayıs ile 5 Haziran arasında, Ankara Çağdaş Sanat Merkezi'nde görülebilecek olan sergi oradan Ürgüp'e gidecek. Ürgüp'te temmuz ve ağustos aylarında Fehmi Yazıcıoğlu'nun Ürgüp Hadosan şirketinin sergi salonu sergiye ev sahipliği yapacak. 11 Eylül ile 11 Ekim arasında İzmir AKM'de 15 Ekim ile 15 Kasım arasında da Bursa'da sergilenecek olan resimler, tekrar İstanbul'a dönecek ve Artistanbul fuarında sergilenecek.
Yer: Atatürk Kültür Merkezi-Taksim
Tarih:4 Nisan 2007 tarihine kadar pazar ve pazartesi günleri hariç 10.00 ile 18.00 saatleri arasında sergiyi ziyaret edebilirsiniz.
Kaya Özsezgin: Bohemlik onun yaşam biçimiydi
Bohem yaşamıyla çok bilinen bir kişi. Aslında bir çok sanatçı bohem yaşar. Ancak Fikret Mualla’nın bohemliği bütün diğer sanatçıları aşan, başka özelliklere de sahip, ayrı bir yaşam biçimi. Fikret Mualla yaşadığı yerlerdeki insanları resimlerine aktardı. Sanatçılar da Mualla’nın yaşadığı yerleri resimlerine aktarmışlar.
Fikret Mualla’nın eserleri, herhangi bir sanatsal kurgunun ya da belli bir eğilime uyarlanmış beğeninin ürünü olmadığından, belli bir görüşe ya da anlayışa mal edilemez. Paris yaşamını, günlük sokak yaşamını aktardığı resimlerine bakanlar da onu daha çok bu yönüyle ele alıyorlar. Mualla, sokakları, insanları tanımak isteyen, insanlarla dost olan, hep insanları yorumlayan biri.
Fikret Mualla’nın resimlerinde toplum var. Yaşadığı yerler, sokaklardaki insanlar, barlar, kağıt oynayanlar var. Toplum tarafından kabul edilmemiş olmanın, bohemliğin getirdiği sürtüşmelerin yanında hem toplumu benimseyen hem de resmini iyi anlamayan insanlara karşı olan tepkisi var resimlerinde. Hem bir tepki, hem de bir sevgi. Fikret Mualla hümanist bir insandı. İnsanlardan kaçan ama bir anlamda insanların içine giren, onları tanımaya çalışan biri.
Hıfzı Topuz: Alıcılar görmesin diye galericiler onu dışarı çıkartırdı
Fikret Mualla'yla Akşam gazetesinde çalıştığım yıllarda 1952'de bir röportaj yapmıştım. Kendisiyle daha önce hiç röportaj yapılmamamıştı. Fikret Mualla röportajı gazetede görünce çok mutlu oldu ve dostluğumuz başladı. Sefalet içinde yaşıyordu, yoksuldu ve resimlerini satamıyordu. Akli dengesi zaman zaman bozuluyor, hastaneye yatıyor, tedavi ediliyordu. Onun dışında gayet zarif ve kibar bir insandı. Konuşurken kimseye saldırdığı yoktu. Kriz dönemlerinde senede bir veya iki defa kendini kaybediyordu. Resimleri Fransa'da pek tanınmayan Mualla diyordi ki "Ben bunu yapıyorum ve sivrilmek de istemiyorum. Sivrilirsem kafama vurulur. Batırırlar. Onun için ben bu düzeyde kalayım, ekmek paramı kazanayım yeter." Bir süre Madame Anglés Mualla'yı himayesi altına aldı. Bir kaç sene ona baktı ve yaptığı bütün resimleri alarak ona aylık veriyordu. İçkiyi fazla içmemesi için önlem de almıştı.
Açtığı sergilerde alıcılar onu görmesin diye galeri sahipleri onu dışarı çıkarıyordu. Özellikle son zamanlarında alkolden dolayı her tarafı şişmiş, tanınmayacak hale gelmişti.
Dünya çapında bir ressam olmayı hiç düşünmedi, öyle bir amacı yoktu. Yoksulluk içinde öldükten sonra resimlerinin kıymeti anlaşıldı. Gazetelerde röportajları çıkınca insanlar Fikret Mualla'yla ilgilenmeye başladı.
Genellikle insanlardan uzaktı Fikret Mualla. Tek başına meyhanede yemeğini yerdi, içkisini içerdi. Resimlerinde de bu vardır. Yaşadığı yerlerin resimlerini yapardı, gördüğü insanların. Zaman zaman resimlerini gayet basit çizgilerle çizerdi. Ancak tek bir fırça darbesiyle pek çok şey anlatırdı. Çok kabiliyetli bir ressamdı.