Sinema uyarlamasıyla da çok ses getiren Ira Levin’in korku klasiği ‘Rosemary’nin Bebeği’, 54 yıl sonra Türkçede. Kitaba yazdığı önsözde Chuck Palaniuk, “1967’den beri elinizde tuttuğunuz bu klasiğin yanına yaklaşabilen başka bir kitap daha olmamıştır!” yorumunda bulunuyor.
# Ira Levin41. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, 2-10 Kasım tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek. Etkinliğin konukları arasında “Olasılıksız” ve “Empati” adlı romanlarıyla çok satanlar listelerinin zirvesinden yıllardır düşmeyen Amerikalı yazar Adam Fawer da yer alıyor. Ünlü yazar, “Olasılıksız” kitabında hayatta her şeyin bir olasılığı olduğunu, hiçbir şeyin imkânsız olamayacağını söylüyor.
#OlasılıksızÇağdaş edebiyatımızın en renkli yazarlarından biri. Kara mizah, fantastik, bilimkurgu, korku, macera ve masalı tek potada eritiyor ve okurlarını düşler âlemine davet ediyor. Yeni gençlik romanı ‘Uzak Dünyalar’ı yayımlayan Doğu Yücel’le buluşuyoruz: “Bir tarafım çok hayalperest; gündüz düşlerine kapılıp giden, dalgın biriyim.”
#Doğu YücelEkranda yıldızı bu sene parladı. Masmavi gözleri, saf duruşu ve yeteneğiyle dikkat çekti. Pek aklında yokken girdiği bu yolculuğu şöyle anlatıyor: “Setin üçüncü günüydü, ‘Her şeyi bırakıyorum, ben buraya aidim ve bu işi yapacağım’ dedim.” Eylül Tumbar’la buluşuyor, ilk söyleşisinde keşfedilme hikâyesini, bilinmeyenlerini ve hayatını konuşuyoruz: “Benim kendimle bir yarışım var, ayrıca kendime karşı epey acımasız olduğumu da söyleyebilirim.”
#Eylül TumbarFinlandiyalı yazar Max Seeck’in nordik noir’ı ‘Cadı Avcısı’, yeni bir polisiye serisinin ilk romanı olarak ışıltılı bir giriş yapıyor. Dedektif Jessica Niemi, sıradışı bir cinayet vakasını araştırmak için olay yerine çağrılıyor. Ünlü bir yazarın karısının öldürülmesi bir dizi cinayetin ilk halkası oluyor.
#Max Seeckİllüstratör Anej Nuhanovic (42); tecrübeli, duyarlı, şüpheci bir X kuşağı. Endüstriyel tasarımcı Ömer Faruk Boyacı (30); girişimci, esnek, özgür bir Y kuşağı. Karikatürist Arda Mert Tulum (19); işbirlikçi, kararlı, teknolojik Z kuşağından. XYZ kuşaklarının sanatçıları kuşaklar arası iletişimsizliğe ve bireyselleşmeye tepki olarak işbirlikçi ve yenilikçi bir yaklaşımla sanatsal bir buluşma gerçekleştirdi.
#BursaHonore de Balzac 20 Mayıs 1799 tarihinde Fransa'nın Tours kentinde doğdu. Liseye kadar eğitimini burada sürdüren yazar, daha sonra ailesiyle birlikte Fransa'nın başkenti Paris'e taşındı. Bir avukatın yanında kısa bir süre staj yaptıktan sonra tamamen edebiyata yöneldi. Trajedi türünde iki tiyatro eseri yazsa da daha çok romanları ve öyküleriyle tanındı. Honoré de Balzac kimdir? Balzac'ın hayatı, edebi kişiliği, romanları, eserleri ve özellikleri hakkında detaylı bilgiler derledik.
#Honoré De Balzac Kimdir?Çocuk edebiyatının öncü ismi Gülten Dayıoğlu ile roman gibi olan hayat hikayesini dinlemek için buluştuk. Tam 3 kuşaktır kendi deyimiyle ‘çocuk milleti’nin ilk okuduğu kitapları kaleme alan Dayıoğlu, “Öğrencilerime okutacak kitap bulamıyordum. Kendi çocuklarıma uydurduğum masalları anlatıyordum. Sonunda bu hikayelerden seçtiklerimi yayınlatmaya karar verdim” diyor...
#Gülten DayıoğluNobel Edebiyat Ödüllü yazar Orhan Pamuk’un bir salgın romanı üzerinde çalıştığı biliniyordu. 'Veba Geceleri'nin çıkması dört gözle beklenirken akla gelmeyecek bir şey oldu; dünyayı yeni bir salgın esir aldı. Pamuk: “Bugün çok malumat sahibiyiz. Hangi ülkede, mahallemizde durum ne hemen görüyoruz. Bu, romandaki dönemle bugün arasında büyük fark yaratıyor. Biz başımıza ne gelebileceğini, neyin ne olduğunu biliyoruz, bu yüzden çok daha fazla korkuyoruz. Ama romanım bugünden daha korkutucudur” diyor.
#Orhan PamukOrhan Pamuk, yeni romanı ‘Veba Geceleri’nde 20. yüzyılın başında hayali bir Osmanlı adası olan Minger’in ‘veba anarşisi’ denilen başıbozukluk günlerini anlatıyor. Minger’in veba ile kırılan altı aylık tarihine sığdırdığı olayları, bu ülkenin 100 yıllık tarihinden esinlenerek panoramik bir gözle, zamanları birbiriyle ilişkilendirecek şekilde kurgulayan Pamuk, tarihi ve siyaseti -biraz ironi ve parodi katarak- romanına çok iyi yedirmiş. Hem sürükleyici hem çok katmanlı bir roman; Pamuk’un Nobel’den sonra yazdıklarının en iyisi...
#Orhan PamukOrijinal adı Final Destination olan Son Durak serisinin ilk filmi 2000 yılında izleyiciyle buluştu. Korku - gerilim türündeki ABD - Kanada ortak yapımı filmin senaristliğini Glen Morgan, James Wong ve Jeffrey Reddick üstlendi. Oyuncu kadrosu genç isimlerden oluşan ve özgün senaryosu ile birçok ödüle layık görülen seri toplam 5 filmden oluşuyor. Sinemaseverler için Son Durak serisi filmlerinin isimlerini, yönetmenlerini ve oyuncularını derledik.
#Son DurakRegına King’in övgülerle karşılanan ilk yönetmenlik denemesi “One Night in Miami”, Amazon Prime’da bugün yayına girdi. Altın Küre ve Oscar adaylarının açıklanmasının beklendiği bugünlerde listelerde adı en çok geçenlerden biri olan film, siyah haklarının ikonik figürleri Muhammed Ali, Malcolm X, Sam Cooke ve Jim Brown’u renklerinden dolayı dışarı çıkamadıkları bir gecede buluşturuyor. Ekranlarda ise bu hafta yeni sezonlar öne çıkıyor: “American Gods”, Tanrılar arasındaki savaşın karanlık ve görkemli hikâyesine, “Disenchantment” da ağzı bozuk prensesin ve tuhaf arkadaşlarının maceralarına kaldığı yerden devam ediyor. Raflarda bu hafta, Can Yayınları’nın dünya edebiyatının önde gelen kadın yazarları ile kadın karakterlerini buluşturan 8 romanlık serisi “Klasik Kadınlar” var.
#DiziVenedik Film Festivali’nde Altın Aslan alan ‘Joker’le açılacak 18 Filmekimi, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından bu yıl TV+ işbirliğiyle 4-13 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek. İstanbul ile birlikte Ankara ve İzmir’de de sinemaseverlerle buluşacak 18. Filmekimi’nin biletleri 28 Eylül Cumartesi günü satışa çıkıyor. İşte filmlerin açıklamalı tam listesi...
#Filmekimi 2019Taşradan gelip Paris’te, ortamın ikiyüzlü yapısına, sahte ilişkilerine, gösterişli ama kof kişiliklerine başkaldıran bir kadın... ‘Colette’, Fransız edebiyatının aykırı, özgür ve sarsıcı kalemi Sidonie-Gabrielle Colette’in edebi ve cinsel kimliğini bulma sürecini anlatıyor. Keira Knightley, performansıyla filme damgasını vuruyor.
#FilmGüney Koreli Pyun Hye-young, Türkçeye çevrilen ilk romanı ‘Küller ve Kızıl’da yurtdışında bir göreve terfi eden isimsiz kahramanın dilini bile konuşamadığı bir ülkede verdiği yaşam mücadelesini anlatıyor. Kafkaesk öğeleri ve distopik atmosferiyle, sayfaları arasında kendi karanlıklarınıza da rastlayacağınız bir roman bu...
#KOREJean Rhys’ın 1930’lu yıllarda yazdığı romanlarından ikisi; ‘Dörtlü’ ve ‘Günaydın Geceyarısı’, yıllar sonra yeniden Türkçede. Edebiyat dünyasının geç keşfedilen yazarlarından Rhys, hayatından damıttığı deneyim ve duygularla kaleme aldığı bu romanlarında kadın ve erkekler arasındaki ilişkilerin karanlık, yıkıcı ve yıpratıcı yanlarını anlatıyor.
#Jean RhysTürkçenin büyük yazarlarından Adalet Ağaoğlu, yeni kitabı ‘Düşme Korkusu’nda üçüncü sayfa haberi tarzında olaylardan yola çıkarak düşme korkuları üzerine yazmış. ‘Ustalık korkusu’nu yenerek, adeta ‘efendimiz acemilik’ diyerek yazan Ağaoğlu, ironiyi bu kez bir halk anlatısı, masal, söylence, mübalağa içinde kullanmış.
#Adalet AğaoğluGünümüz okuyucusunun belki de ismini ilk kez yeni edisyonları sayesinde işiteceği Selahattin Enis, edebiyatımızın unutulan ama unutulmayı hiç hak etmeyen isimlerinden biridir. Geçen günlerde yayımlanan ‘Bataklık Çiçeği’, yazarın karakteristiğini, yani sert ve öfkeli eleştirisini sergileyen tematik bütünlüğe sahip bir kitap.
#Selahattin EnisYayın dünyasında yeni sezon için geri sayım başladı. Eylülden itibaren merakla beklenen kitaplar art arda raflardaki yerini alacak. Peki yeni sezonda bizleri neler bekliyor? Jo Nesbo’dan Selim İleri’ye, Haruki Murakami’den, Gündüz Vassaf’a onlarca yazar, yeni kitaplarını okuyucunun beğenisine sunacak. İşte yeni sezondan en heyecan verici kitaplar...
#Jo NesboJohn Cheever, ‘Falconer Hapishanesi’nde ABD hapishanelerinin acımasız koşullar altında geçen ve gündelik hayatın kırılganlığını sergileyen bir hikâye anlatıyor. ‘Falconer Hapishanesi’, şiddet ve cinsellik içeren sahneleriyle yeraltı edebiyatı içinde de mütalaa edilebilecek bir roman
#John CheeverColson Whitehead ‘Yeraltı Demiryolu’nda köle olarak dünyaya gelen genç bir kadının özgürlük mücadelesini anlatıyor. Uzak bir tarihte geçmesine rağmen günümüzü de sorgulayan, insanın insana karşı acımasızlığını, şiddetini ve adaletsizliği meşrulaştıran zihinsel mekanizmaları tartışmaya açan hikâyesiyle önemli bir roman.
#Kitapsanat