Paylaş
Sanal âlemde yapılan dolandırıcılıkların giderek artması üzerine Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi bunu iş edindi ve yapılmaması gerekenleri anlattı.
Erdinç Çelikkan’ın aktardığına göre, e-posta aracılığıyla yapılan dolandırıcılık girişimlerinde, tüm oltalama senaryolarının “kurbanın” şüphelenmemesi üzerine kurulduğu uyarısı yapıldı. İşin psikolojik boyutu da atlanmadı. Bu tür dolandırıcılık mesajlarının, “panik, merak, heyecan ve korku” uyandırmaya yönelik olduğunun altı çizildi. Sahtekârların, “hediye, ödül, indirim” vaat eden mesajlarla kişisel bilgileri ele geçirdiği aktarıldı. Siber korsanların bu şekilde maddi ve manevi zararlar vermeyi, kritik sistemlere sızmayı amaçladığı anımsatılırken, e-posta aracılığıyla gelen oltalama saldırılarının nasıl anlaşılacağını da hap şeklinde şöyle anlatıldı:
- Bir e-posta ‘güvenilir bir kaynaktan’ geliyor görünümüyle verilir.
- Ailenizin tehlikede olduğunu belirterek, acil olarak bir işlem yapmanızı istiyorsa oltalamadır.
- Resmi makamlardan gönderilmiş izlenimiyle para iadesi, sosyal yardım, aşı sırası gibi gerekçelerle kredi kartı, şifre, kimlik numarası gibi kişisel bilgileri talep ediyorsa, saldırı olma ihtimali vardır.
- Gerçek olmayacak kadar iyi bir teklif sunuyor ya da katılmadığınız bir çekilişten ödül kazandığınızı belirtiyorsa dikkat edin.
- Tüm oltalama senaryoları kurbanın şüphelenmemesi üzerine kuruludur. Öncelikle sorgulayıcı olunmalıdır.
- Güvenilmeyen linkler için doğrulama siteleri kullanılmalıdır. Teyit edilmeden hiçbir hesaba para gönderilmemelidir.
Sahtekârlara duyurulur, konu devletin zirvesinde takipte!
KAYNANA KORKUSU MU SEVGİSİ Mİ?
SEKİZ Nisan Dünya Romanlar Günü dolasıyla TBMM’de yapılan konuşmalarda akılda kalan tek şey, kaynanalar ve kaynana sevgisi oldu. Nasıl derseniz...
CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu kürsüye gelerek, “8 Nisan Dünya Romanlar Günü’nü tüm dünya kutluyor, Hindistan’dan Amerika’ya kadar tüm Avrupa. Her sene kanun teklifi veriyorum, bir defaya mahsus kabul etmediniz ya... Kaynanalar Günü bile var” diye başladı konuşmasına.
Bazı vekiller “Nereden çıkardın, yok öyle bir şey” dediyse de Türkiye’nin bir Kaynanalar Günü var.
Purçu, “Türkiye’de 5 milyon Roman var. Romanları şimdi açlığa mahkûm ettiniz. Pandemi döneminde bir defa müzisyenlere para verdiniz, müzisyenler bütün aletlerini, müzik aletlerini sattı, yedi. Kültürü öldürdünüz ya... Romanların yüzde 97’si işsiz, haberiniz var mı? Arkadaşlar, mülteci kadar değerimiz yok.
Sulukule’ye bir bakın, Romanları sürdünüz bir gecede, başkalarına peşkeş çektiniz” diye tamamladı sözlerini.
Bu arada, AK Parti Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç söz alarak, “Yalnız, Purçu, bir kıyaslama yaparak ‘Kaynanaların bile günü var da Romanların günü yok’ derken burada kaynanaları, yani ana yarılarını maalesef aşağılayan bir ifade kullandı bana göre. Bunu yapmamak lazım, anneleri hiçbir şekilde, hiçbir konuyla mukayese etmenin doğru olmadığını düşünüyorum” dedi.
Olay Romanlardan çıktı, kaynanalara döndü.
CHP sıralarından, “Ne ilgisi var, örnek olsun diye söyledi” sesleri yükselirken, AK Parti Milletvekili Zülfü Demirbağ, “Romanların da kaynanası var! Romanların kaynanası yok mu?” diye söze girdi.
Milletvekilleri, kaynana hassasiyetinin sevgiden mi korkudan mı kaynaklandığını sorarak, birbirlerine takılırken, Cumhurbaşkanlığı, 8 Nisan’ı Türkiye’de de Romanlar Günü ilan etti.
BİR İSTANBUL SÖZLEŞMESİ DAHA!
Birleşmiş Milletler (BM), İstanbul’da İnsani İşler Ofisi açıyor. Meclis’e gönderilen anlaşmaya göre, insani krizlerde hayat kurtarmak ve korumak amacıyla küresel acil durum müdahalesi yapacak olan OCHA’nın İstanbul’da merkezi olacak.
BM, bir kez daha İstanbul üzerinden proje yönetecek. Özellikle Suriye krizi nedeniyle bu merkez büyük önem taşıyor. Gerekçesinde de “Suriye dosyasından sorumlu temel BM kuruluşu olan OCHA, insani yardım konularındaki dış politikamızın icrasında ve Suriye krizindeki en önemli uluslararası ortağımızdır. İstanbul’da önemli bir OCHA ofisine ev sahipliği yapacak olmamız, Suriye’ye yönelik uluslararası yardımlarda oynadığımız merkezi rol ışığında özel bir değer taşımaktadır” denildi.
Anlaşmanın Meclis’e gönderildiği günlerde, BM Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır, Ankara’ya geldi. Bozkır, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştü, TBMM’de konuşma yaptı, BM’nin Türkiye’deki temsilcileriyle bir araya gelindi. İstanbul’un BM merkezi haline getirileceği konuşuldu.
Bozkır, temasları sırasında, 104 amiralin açıklamasına bile değindi. Ama BM’nin İstanbul’da ev sahipliğinde imzalanan kadın ve çocuklara şiddetin önlenmesini amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme konusunda tek kelime etmedi.
İstanbul’u BM merkezi yapmak güzel de bir de verdiğimiz sözleri tutsak.
Paylaş