Fareler, çöpler ve kayıp bir hayat...

Güncelleme Tarihi:

Fareler, çöpler  ve kayıp bir hayat...
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 02, 2019 16:39

Güney Koreli Pyun Hye-young, Türkçeye çevrilen ilk romanı ‘Küller ve Kızıl’da yurtdışında bir göreve terfi eden isimsiz kahramanın dilini bile konuşamadığı bir ülkede verdiği yaşam mücadelesini anlatıyor. Kafkaesk öğeleri ve distopik atmosferiyle, sayfaları arasında kendi karanlıklarınıza da rastlayacağınız bir roman bu...

Haberin Devamı

Dilini konuşamadığınız bir ülkede yaşamak zorunda kalsaydınız ne hissederdiniz? İnsan kendi dilinde en basit şekilde kavga etmeyi bile özlüyor. Ve o yabancılık hissi hiç geçmiyor. Güney Koreli yazar Pyun Hye-young, Türkçeye çevrilen ilk kitabı ‘Küller ve Kızıl’da yurtdışında bir göreve terfi eden isimsiz bir kahramanın hiç tanımadığı, dilini bile konuşamadığı bir ülkede yaşam mücadelesi vermesini anlatıyor. İsimsiz kahraman C, ülkesinin en iyi fare öldürme ustası. C ülkesinin çöp dağları altındaki Y kentine görevli olarak gönderiliyor ve fakat havaalanına ayak basar basmaz gözaltına alınıyor. Ve anlatı hem grotesk hem Kafkaesk bir yola giriyor... İş için gönderildiği şehirde daha kente girmeden gözaltına alınan, romanda ‘adam’ diye anılan kişi kendini bir anda izole edilmiş, dış dünyayla iletişiminin hiçbir şekilde olmadığı bir hücrede buluyor. Sonunda birine sesini duyurmaya çalıştığı anda ise eski karısını öldürmekle suçlanıyor. Ve filmini kendi aklında bir şekilde geri sarıyor.

Haberin Devamı

Bize ikinci bir hayat elde etmenin yöntemlerini öğreten ve bunu edebiyatla anlatan Kafka’nın eserlerinden bir şekilde esinlenen romanları çeşitli gözler ve anlamlarla okumak gerekli... Ama bu gerekliliklerden biri, “Kafka bunu yazar mıydı?” sorusuna yanıt aramak değil elbette... Çağ değişiyor, algılar ve edebiyatın içerisinde kullanılabilecek yanılsamalar ve kaoslar farklılaşıyor. Grotesk, Kafkaesk ve distopik öğeler içeren romanda yer alan kafa karışıklığı, hayal kırıklığı, korku, bükülme ve geri dönüş öğeleri de bize Kafka’yla ilgili düşünmemiz gereken pek çok temel şeyi sağlıyor.

Distopik bir roman ‘Küller ve Kızıl’, pek çok sahnesiyle de okuru rahatsız edebilecek öğelere sahip. Şehirlerin isimlerinin olmaması, karakterin sadece ‘adam’ olarak anılması kahramanın yaşadığı kaybolma duygularının derinlere işlemesine ve okurda tedirginliğe neden oluyor. Çöp yığınlarının yükseldiği bir şehirde, fareler ve bir salgın büyürken, işi bunun nasıl temizleneceğiyle ilgilenmek olan bir adam dönüp kendi hikâyesini temizlemekle uğraşmak ve o kaosun içinde yaşamak zorunda kalıyor. Bu kaos hali, günlük rutinlerin dışına çıktığımız anda hissettiğimiz duygularımızın çağrışımına da yol açıyor.

Haberin Devamı

‘Küller ve Kızıl’, bir şekilde kaybedilen, kendini yeniden bulmaya ve kendi hayatına hem kendini hem etrafındakileri ikna etmeye uğraşan bir insanın hikâyesi; etkileyici bir eser. Yine de uyarmadı demeyin, özellikle farelerle ilgili bölümlerin gözünüzde canlanması pek hoş olmuyor. Bu bölümlerde kendinizi vahşi bir belgesel seyrediyor hissine büründürebilirseniz, Pyun Hye-young’un kitabından kendi karanlıklarınıza dair pek çok şey bulacaksınızdır...

Fareler, çöpler  ve kayıp bir hayat...

KÜLLER VE KIZIL
Pyun Hye-young
Çeviren: Tayfun Kartav
Doğan Kitap, 2019
216 sayfa, 24.75 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!