Sumru Yavrucuk ve Deniz Çakır’ın seyirciyi kıskıvrak yakalayan oyunculuklarıyla ‘Tatavlada Son Dans’, ‘bir zamanların kozmopolit İstanbul’una iç acıtıcı, bir o kadar da neşeli bir yolculuk. Bugünle dün arasında kalmış Eleni’nin öyküsünü, Berfin Zenderlioğlu’nun başarılı yönetiminde izliyoruz.
#Bahar ÇuhadarÖzlem Kumrular imzalı ‘İstanbul Eğleniyor’, bu yönünü kaybettiğinden yakındığımız İstanbul’un renkli eğlence tarihine bir kapı aralıyor. İstanbul’un hafızalarımızdaki ve anılarımızdaki etkisi son yıllarda olumsuz yönde değişmeye başlasa da kitabın sayfalarını çevirdikçe fark ediyoruz ki bu şehir ne olursa olsun eğlenmeyi hep bilmiş.
#İstanbul EğleniyorTolga Gümüşay, ‘Veli’de okuyucusunu 1920’lerin başına, işgal altındaki İstanbul’a ışınlıyor. Anadolu’da Milli Mücadele sürerken, İstanbul’daki bir Türk gencinin aşkı ve kendisinden tamamen farklı dostları sayesinde kendini buluşunun destansı hikâyesini okuyucuya sunuyor.
#VeliAntik dönemlerden günümüze pek çok gezgin, araştırmacı, diplomat, asker, tüccar İstanbul’a ilgi duymuştur. Bunlar ya kısa bir yolculuk ya da görev icabı İstanbul’a yollarını düşürmüşlerdir. Bu yüzden İstanbul üzerine pek çok seyahatname, yolculuk günlüğü, hatırat kaleme alınmıştır.
#SeyahatnameBeyoğlu, tarihte ilklerin gerçekleştirildiği ilçe olarak ön plana çıkıyor. İlk belediye binası, ilk tersane, ilk banka ve ilk stat Beyoğlu'nda yer aldı. Beyoğlu'nda ilk tiyatro oyunu oynandı, ilk tramvay yola çıktı ve ilk futbol stadı burada yapıldı.
#Beyoğluİstanbul’un, ünü sınırları aşan tarihi semti Pera'daki 25 binaya ait 25 hikâye “Bir Pera Masalı” adıyla tek kitapta toplandı. Taksim Cumhuriyet Anıtı’ndan Ağa Camii’ne, Said Naum Paşa Konağı’ndan Çiçek Pasajına, Londra Oteli’nden Narmanlı Han’a ve İngiliz Karakolu’ndan Hamursuz Ekmek Fırını’na bir zamanlar “Grand Rue de Pera” ve “Cadde-i Kebir” olarak anılan İstiklal Caddesi üzerindeki mekânlara ait hikâyelere yer verilen kitap, Destek Yayınları tarafından yayımlandı.
#PeraMareşal Franchet d’Esperey Anadolu mücadelesine sempatik gözlerle bakıyor ve genç Türkleri İstanbul’da Britanya ile işbirliği yapan ihtiyar Türk grubuna tercih ettiğini her yerde söylemekten çekinmiyordu. Fransa ve Britanya İstanbul’da mücadele halindedir. İtalya ise açıkça onlara cephe almıştır.
#YazarŞöhreti, insan profili, esnafı, binaları… Değişim Beyoğlu’nun mayasında var. Ancak yine ve bazı şeylerin de değişmediğini bilmek insana iyi geliyor. Evet, bugün Beyoğlu dünkü Beyoğlu olmasa da dün nasılsa bugün de öyle olan istisnalar da yok değil. Örnek mi: İşte iki lokanta… Helvetia ve Antiochia…
#Beyoğlu LezzetleriBüfe diye kiraladığı yerin önünde ahalinin gezi alanına ve yürüyüşüne ayrılan sahaya, çayhane iskemleleri yüklemeye kalkan edepsizlere karşı çıktığı için Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen saldırıya uğradı. Lütfen karşı durunuz! Büyük Başkan’a ‘Geçmiş olsun’ derken, hem kanun adamlarından hem hemşerilerinden rica ediyoruz: Devlete, otoriteye ve kanuna karşı sorumsuzca silah çeken insanlara edeplerinin öğretilmesi lazım.
#İlber OrtaylıBeyoğlu’ndaki tarihi Casa Garibaldi binasının restorasyonu sırasında, binanın bodrumunda, üzeri kiremitlerle örtülmüş bir iskelet bulundu. Kazıya devam edildikçe iskeletlerin sayısı arttı. İstanbul Arkeoloji Müzeleri arkeologlarının incelemesi sonucunda iskeletlerin 1600-1800 yaşında olduğu tespit edildi. Uzmanların görüşüne göre bu bir Roma mezarlığı ve 8 metre aşağıdan, günde 400 bin kişinin geçtiği İstiklal Caddesi’nin altına doğru uzanıyor. Mezarlar, Beyoğlu’nun bilinen tarihini de yüzlerce yıl geriye çekti: İstiklal, aslında bir Roma caddesi!
#Casa GaribaldiCadde-i Kebir ahalisi için bir kaç alternatif dışında ocakbaşı bulmak zordur. Beyoğlu Ocakbaşı, Zübeyir Ocakbaşı derken en son Adana İl Sınırı açılmıştı. Onun da tam ateşi sönüyor derken kebap serüvenine yeni bir isim dahil oldu: Selman Altunkaya. Beyoğlu'nun yeni kebap ustalarından. Alttan geliyor, genç ve hırslı. Rocky Balboa gibi. Acılı ezmeden savaş boyalarını sürdü, başarının rehavetine kapılıp da şımarmazsa Beyoğlu’nda ‘kebabın patronu’ olmaya oynuyor.
#KebapADETİMDİR, haftasonları annemi ziyarete giderim. Kadıköy cihetinde ikamet eder. İşte geçen cumartesi de öyle yaptık. Sonra, akşam sularında refakatçimle birlikte eve dönerken Karaköy’den tünele bindik ve yukarı çıktık. Aylaklık olsun ve kalabalıkta yıkanalım diye Cadde-i Kebir’den yürüyerek yolu uzatacağız.