İzmir’in zengin futbol tarihinde unutulmaz izler bırakan Göztepe tekrar ait olduğu yerde. Önümüzdeki sezondan itibaren Süper Lig’de İzmir’i temsil edecekler. Futbol otoritelerine kentin futbolumuz için önemini, taraftarlara da şampiyonluk hislerini sorduk.
#Ceren Naz BüyükKadın yazarların ilkgençlik edebiyatı türündeki üretimlerini desteklemek ve edebiyatta fırsat eşitliğine katkıda bulunmak amacıyla, Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı tarafından oluşturulan ve bu yıl ilk kez verilen 'Beyhan Eczacıbaşı İlkgençlik Edebiyatı Yılın Kadın Yazarı Ödülü'nün sahibi 'Nasıl Dedektif Oldum' kitabıyla Gamze Pat oldu.
#Beyhan EczacıbaşıTiyatro ve sinemanın üretken ve çalışkan ismi Ayla Algan ‘Yaratıcı Oyuncu Yaratıcı İnsan’da 1930’ların İstanbul’undan başlayıp ABD, Almanya ve Fransa’ya da uğrayan renkli hayatından anılar aktarmakla kalmıyor, hem oyuncu hem seyircinin heyecanla okuyacağı bir sanatsal yaşam kılavuzu sunuyor.
#Ayla AlganÇocuk ve gençlik edebiyatının öncü ve üretken ismi, üç kuşağı büyüten, 88 yıldır koşan maratoncu Gülten Dayıoğlu alışılmışın dışındaki anı kitabı ‘Yüzler ve Sözler’de bu kez yetişkinlere sesleniyor. Abdi İpekçi’den Çolpan İlhan’a, yazarın yaşamına değmiş sesler ve yüzler vasıtasıyla Dayıoğlu’nun hayatı ve insanı, geçtiği çağı hangi açılardan okuduğunu görüyoruz.
#Yüzler Ve SözlerBurcu Özer Katmer romanı ‘Kendine Ait’te bir kadının kendine olan yolculuğunu anlatıyor. Bu yolculuk tek başınalığı, kadın olma hallerini anlatırken aslında kendine dönülen, varılan bir rota oluyor. Travmalar, aile, kadın-erkek ilişkileri, cesaretin varlığıyla yepyeni bir hikâyeye dönüşüyor.
#Kendine AitFiruze Engin’in incelikli, mizah ve şefkat dolu kaleminden çıkan ‘Bir Terennüm’ 1970’lerden bugüne bir aile öyküsünü ‘oyuncaklı’ bir metinle karşımıza getiriyor. İki çok iyi oyuncu, İpek Türktan ve Tolga İskit’i bu kez iddialı bir ikili olarak sahnede izliyoruz.
#Bir Terennüm‘Körburun’ ve ‘Atmaca’da Türkiye tarihinin farklı dönemlerine yayılan hikâyeler kuran Hikmet Hükümenoğlu ‘Harika Bir Hayat’ta 1919-1950 yıllarının Türkiye’sinde nefes nefese bir yolculuğa çıkarıyor okuyucuyu. Romanın merkezinde ise olağandışı bir kadın var: Harika... Şair, tiyatrocu, istihbaratçı ve tutkulu bir âşık olan Harika’yı ve onu şekillendiren dönemi yazarından dinledik.
#Hikmet Hükümenoğlu2018’de aramızdan ayrılan gazeteci Berat Günçıkan’ın, ilk olarak 1993’te Cumhuriyet’te tefrika edilen biyografik anlatısı ‘Marika’ şimdi kitap olarak elimizde. Kadınlığın, güzelliğin ve Rum olmanın bedelini ödemiş ama hayatı hüzünle olduğu kadar mücadeleyle de örülmüş bir kadının öyküsü bu...
#MarikaPastırma yazının sonunu Bodrum’da kutlamak isterseniz siz de bir gününüzü müzelerine ayırın. Biz Zeki Müren Sanat Müzesi’ni gezdikten sonra bankta oturan Halikarnas Balıkçısı heykeline selam verip Bodrum Kalesi’ne uzandık. Son durağımız Bodrum Mausoleium Anıt Müzesi ve ardından Ege güneşinin son demleri oldu…
#Seyahatİstanbul-Berlin arasında yaşayıp üreten Menekşe Toprak yeni romanı ‘Dejavu’da, ana karakteri olan kadın akademisyenle birlikte Suat Derviş’in izini sürüyor. Bu vesileyle günümüz kadınlarının da pek farklı bir yaşamı olmadığını, yaşam ve varlık mücadelelerinin benzer olduğunu anımsatıyor.
#DejavuSayısı artık bir elin parmağını geçmeyen fine-dining restoranlarımız içinde her zaman özel bir yere sahip Topaz’ın kapılarını tekrar açması, manzarasının hakkını veren yeni bir başlangıç yapması ‘Güzel şeyler de oluyor’ dedirtiyor. Üzerinde kurutulmuş enginarla gelen çiğ karides, pamuktan farksız lagos şiş, mantarlı risotto ve dana kaburga leziz ama menünün şaşırtan yıldızı balık köftesi...
#Topazİçi beyaz sıvı dolu cam bir kâse... Kâsenin üzerindeki ince metal şişte sıralanmış yenebilir çiçek ve deniztarağı dilimleri... Şiştekilerden bir parça alıp kâseyi kafanıza diktiğiniz an tüm aromasıyla damağınızı saran beyaz frenküzümü özü... Zihnimde en çok yer eden yemeklerden birini yemiş olabilirim ama tattıklarımdan önce Kopenhag’daki iki Michelin yıldızlı Jordnaer’in kurucu şefi Eric Vildgaard’ın beni çok şaşırtan hikâyesini anlatmak istiyorum.
#Eric Vildgaard‘Olga’, 20. yüzyıl Almanya’sının çalkantılı tarihinin hem tanığı hem mağduru olan ama yine de hayata tutunmasını bilen bir kadının zengin iç dünyasının hikâyesi. Bernhard Schlink, bir ulusun kayıp çocuklarını, onları yok eden savaşların ardındaki boş inançları ve tarihin bugüne bıraktığı yükleri araştırıyor.
#Bernhard SchlinkŞu ana kadar 83 ülke gezen ve hedefi tüm ‘dünya’ olan eğitmen, girişimci ve gezgin Perçin İmrek’le konuştuk. Özbekistan, Tacikistan gibi turistik olmayan yerleri ayrı seven İmrek “Kendimi en yakın hissettiğim yerlerse Akdeniz ve Latin ülkeleri” diyor...
#Perçin İmrekTürkçeye ilk kez çevrilen Güney Koreli yazar Jeong You Jeong, ‘İyi Evlat’ta bir psikopat etrafında genişleyen, şaşırtıcı, zaman zaman şiddet dolu ve ürpertici ama bir o kadar da hüzünlü bir hikâye anlatıyor. ‘İyi Evlat’ iyi kurgulanmış, iyi işlenmiş, iyi anlatılmış bir roman. Temposunu, tekinsizliğini ve duygusal etkisini hiç yitirmiyor.
#Çağdaş Güney Kore EdebiyatıPandemi sezonu, yaz rehaveti derken durağan bir dönem geçiren yayın dünyası sonbaharla başlayan yeni sezona heyecan verici kitaplarla giriyor. Hürriyet Kitap Sanat’ın her sene hazırladığı yeni sezon dosyasında bu kez 29 yayınevinin, önümüzdeki üç ay içinde raflara çıkaracağı yerli-yabancı, edebiyat ve edebiyat dışı kitapları sizi bekliyor. Kitaplığınızı gözden geçirip yeni okumalara alan açmanın tam sırası...
#Yeni SezonRoman, anı, senaryo ve radyo oyunları yazarı; ayrıca aktör, gazeteci, görsel sanatçı, sanat eleştirmeni ve sanat koleksiyoncusu Gregor von Rezzori, ilkgençlik yıllarını ve delikanlılık çağını kapsayan ‘Sadakat’ adlı anlatı kitabında -kendi deneyiminden yola çıkarak- ötekine duyulan nefretin dinamiklerini ortaya koyuyor.
#Gregor Von Rezzori‘Orhan Duru. Ölmeden Önce | Öldükten Sonra’, “Tek mutluluğum sözcüklerle oyun oldu” diyen bir yazarın, Ferit Edgü tarafından yazıya çağrılması... Edebiyatımızın gelmiş geçmiş en usta kurgucularından Ferit Edgü, biyografiye değil esere ve ona ruh veren espriye odaklanıyor...
#Ferit EdgüBaşta sadece 400 kopya basılan Pauline Harmange imzalı ‘Erkeklerden Nefret Ediyorum’, Fransa’daki ‘toplatılma’ tartışmasının ardından bir sansasyona dönüştü. 17 dile çevrilen kitap aslında genç kuşaktan bir feministin, ‘kadın nefretinin’ bu denli olağanlaşması karşısında yükselttiği bir ses... Derdi, kadınların uğradığı zorbalığa dikkat çekmek olan, onlarca yıldır feministlerin görünür kıldığı adaletsizliğe karşı bir çeşit ‘feminist manifesto’.
#Pauline Harmange