Dr.Başak Demiriz

Evliliğimi nasıl kurtarabilirim

5 Ocak 2013
Ayrı hayatlar sürdürmek evliliklerin bozulmasının en önemli nedenlerinden biri. Çünkü bu durumda kişiler birbirinden sadece fiziksel olarak değil, duygusal olarak da uzaklaşıyor. Vericilik, empati ve doğru iletişim ise her türlü ilişkinin ilacı.

Danışan: Eşimle aramız eskisi gibi değil, ikimiz de mutlu değiliz ama bu evliliğimi bitirmek için yeterli bir neden mi karar veremiyorum. Eskilerin tabiriyle, içkisi, kumarı yok, büyük kavgamız, gürültümüz de yok. Sadece mutsuzum diye ayrılmak doğru mu acaba?
- Dr. Başak: Peki neden mutsuzsunuz?
Danışan: Evliliğimiz de hayatımız gibi sıradanlaştı. Aramızda aşk kalmadı, ilk günlerin heyecanı, özlemi kalmadı. Aslında birbirimizi seviyoruz ama eski muhabbetimiz yok. Birbirimizi sürekli eleştiriyoruz. Çok sık tartışıyoruz, birbirimize karşı daha gergin ve daha az toleranslıyız. Arkadaşlarımın hepsi aynı durumda, evlilikten sıkılmışlar ama boşanmayı da düşünmüyorlar, belki de benim gibi cesaret edemiyorlar.
- Dr. Başak: Yani siz de evliğinizden mutlu olmadığınız halde ayrılmaya cesaret edemiyorsunuz.
Danışan: Çocuğumuz olmasaydı belki daha kolay olurdu.
- Dr. Başak: Evliliğinizi iyileştirmek için bir şeyler yapmayı düşündünüz mü?
Danışan: Eskiden daha fazla uğraşırdım ama artık bıktım. Niye hep ben uğraşayım?

Yazının Devamını Oku

Bu yıl kilo vermeyi ve sigarayı bırakmayı başaracağım!

28 Aralık 2012
Her yılbaşında listeler hazırlıyor, ‘kötü’ alışkanlıklarımızdan vazgeçip kendimize daha iyi bakacağımıza, daha sağlıklı bir hayata başlayacağımıza dair kararlar alıyoruz. Peki neden böyle listeler yapıyor ve sonra uygulayamıyoruz?

Danışan: Her yılbaşında kendi kendime söz veriyorum: 1. Kilo vereceğim. 2. Sigarayı bırakacağım. 3. Spora başlayacağım. 4. Para biriktireceğim. Son beş yıldır bu liste değişmiyor. Çünkü maalesef bir ay bile geçmeden ne spor kalıyor ne de diyet.

Dr. Başak: Listenizdeki ilk üç madde, çoğu kişinin her yılbaşında kendine verdiği sözlerin başında geliyor.

Danışan: Neden her yıl böyle listeler yaparız ve sonra uygulayamayız?

Dr. Başak: Bu şekilde listeler yapmak, insana umut ve cesaret veriyor. 1 Ocak’tan itibaren ‘kötü’ alışkanlıklarımızdan vazgeçip kendimize daha iyi bakacağımıza söz vererek, kendimizle ‘yeni ve güzel bir ilişkinin’ başlangıcını taahhüt ediyoruz aslında.

Yazının Devamını Oku

Panik atak bilmecesi

21 Aralık 2012
Panik atak sırasında yaşanan nefes alamama, aşırı terleme, bayılacak gibi olma gibi şikayetler, kişiyi hem zorlar hem de çok korkutur. Doğal olarak sorunun tamamen psikolojik kaynaklı olduğuna inanmak zordur.

Danışan: Kalbimde bir sıkıntı oluyor, göğüs kafesim sıkışıyor ve nefes alamayacakmış gibi hissediyorum, sonra birden ter boşanıyor. O an sanki kalp krizi geçiriyorum. Birkaç kez acile gittim, “Bir şeyin yok, panik atak yaşıyorsun” dediler ve size yolladılar. Bunun psikolojik olduğuna inanmak çok zor.
- Dr. Başak: Çünkü panik atak sırasında yaşadığınız tüm şikayetler; nefes alamama, aşırı terleme, bayılacak gibi olma, kalp krizi belirtilerine benziyor, sizi çok korkutuyor. Doğal olarak bunun psikolojik olduğuna inanmak gerçekten çok zor.
Danışan: Siz olsanız inanır mıydınız? Göğsünüze bir ağrı saplanıyor, bayılacak gibi oluyorsunuz ve bu psikolojik. Ben hâlâ kalbimde bir şey var da göremediler mi diye korkuyorum.
- Dr. Başak: Öyleyse size panik hakkında biraz bilgi vereyim. Panik, bütün insanların tehlike olarak algıladığı durumlara karşı verdiği doğal bir fiziksel reaksiyondur. Panik anında verdiğimiz tepkiler hayatta kalmamızı sağlar. Diyelim işlek bir caddede karşıdan karşıya geçerken düşüyorsunuz. O sırada bir araba üstünüze doğru geliyor. Neler hissedersiniz?
Danışan: Korku, endişe, panik.
- Dr. Başak: Kalbiniz normal hızıyla mı çarpar yoksa hızlanır mı?
Danışan: Çok hızlanır, nefesim kesilir.

Yazının Devamını Oku

Emekli olmaktan korkuyor musunuz?

14 Aralık 2012
Emekli olmayı ‘her şeyden elini ayağını çekip hiçbir şey yapmamak’ olarak algılamamak gerek.

Bu düşünce bile tek başına insanı depresif yapmaya yeter. Emekliliği yeni bir başlangıç olarak görüp ona göre planlamak lazım.

Danışan: Emekli olmayı düşünüyorum ama kaygılarım var. İşimi sıfırdan kurdum, gece gündüz çalıştım, çok emek harcadım, çok şükür iyi yerlere getirdim. Oldum 66, itiraf etmeliyim ki artık yoruldum. İki yetişkin oğlum var, “Baba git artık hayatını yaşa, keyif yap, işi gücü de artık bize bırak” diye ısrar ediyorlar. Eşim de onlarla aynı fikirde. Ama ben psikolojik olarak hazır olup olmadığımı bilmiyorum. Bir yandan “Haklılar, artık emekli olmanın zamanı geldi” diyorum ama bir yandan da korkuyorum.

Dr. Başak: Neden korkuyorsunuz?

Danışan: Belki saçma gelecek ama en çok sıkılmaktan korkuyorum. Oğullarıma güvenirim, iş açısından zerre korkum yok ama ya sıkılırsam, ya depresif olursam diye çok korkuyorum. Bu kadar yıl gece gündüz çalıştıktan sonra her şeyden elimi ayağımı çekmeye hazır mıyım? Hiçbir şey yapmadan nasıl günlerimi geçiririm? Emeklilik hayatına adapte olabilir miyim?

Yazının Devamını Oku

Ergenlikte cinsellik

7 Aralık 2012
Araştırmalar gösteriyor ki evlilik öncesi hamilelikler ve cinsel hastalıklar, cinsel eğitim sayesinde azalma gösteriyor.

Bu nedenle anne-babalar, her çocuğun risk altında olduğunu düşünerek, çocuklarının seks eğitimi konusunda aktif bir rol almalı.

Danışan: Biri erkek diğeri kız olan ikizlerimle, 5-6 yaşlarındayken, bebekler nasıl olur konusu çerçevesinde biraz cinsellik konularına girmiştik. Yani onlara “sizi leylekler getirdi” demedik ama daha fazlasını da konuşmadık. Şimdi 13 yaşına girdiler ve sanırım cinsellik konularında biraz daha konuşmamız gerekiyor ama nereden başlasak bilemiyoruz.
- Dr. Başak: Seks eğitimi, insan vücudunu ve biyolojisini anlatmakla sınırlı kalmamalı. Daha önemlisi, meraklarını, ihtiyaçlarını, aşklarını veya hayal kırıklıklarını sizinle paylaşabilmeliler. Fikirlerini ve duygularını açıkça ifade edebilmeli, seks konusundaki tutumlarını sizinle açık açık konuşarak şekillendirmeliler.
Danışan: Doğru ama bunlar çok hassas konular, yanlış yapmaktan korkuyorum.
- Dr. Başak: Sizin gibi birçok anne-baba aşk, cinsel ihtiyaçlar ve davranışlar gibi konuları konuşmaktan çekiniyor. Ama burada göz ardı edemeyeceğimiz bir konu daha var; cinsellik konularında yapılan araştırmalar gösteriyor ki evlilik öncesi hamilelikler ve cinsel hastalıklar, cinsel eğitim sayesinde azalma gösteriyor. Bu nedenle anne-babalar, her çocuğun risk altında olduğunu düşünerek, çocuklarının seks eğitimi konusunda aktif bir rol almalı. “Benim çocuğum akıllı, benim çocuğum kesinlikle yapmaz, benim çocuğum babasından çok korkar, ben çocuğuma güveniyorum” vs. gibi düşüncelerin çocukları korumakta hiçbir geçerliliği olmadığını unutmamak gerek.

KONUŞMAKTA GEÇ KALDIK DİYEREK VAZGEÇMEYİN

Danışan: Eşim de sizin söylediğiniz gibi “bizimkiler yapmaz, konuşup da yüz göz olmaya, seks eğitimi filan verip de çocuğun aklına bu yaşta böyle konuları sokmaya gerek yok” şeklinde düşünenlerden...

Yazının Devamını Oku

Psikoterapinin faydalı olup olmadığını nasıl anlarsınız?

30 Kasım 2012
Etik kurallara uymak şart ama etik olmak kişiyi otomatik olarak “iyi psikolog” yapmayabilir. Ayrıca, size iyi gelen bir terapi başkasına iyi gelmeyebilir. Özetle; terapi seansını ve psikoloğunuzu kendi kişisel ihtiyaçlarınıza göre değerlendirmeniz gerekir.

Danışan: Daha önce birçok psikoloğa gittim. Kimilerinden faydalandım kimilerinden ise hiçbir fayda görmedim. Çok açık söylemek gerekirse sizin de iyi bir psikolog olup olmadığınızı bilmiyorum. Bu konuda biraz kaygılıyım çünkü zamanımı ve paramı boşa harcamak istemiyorum.

- Dr. Başak: Kaygılanmakta çok haklısınız. Özellikle daha önce bazı deneyimlerinizden fayda görmediyseniz, zamanınızın ve paranızın yeniden boşa gitmesini istemezsiniz. Sizin yerinizde olsam ben de aynı şekilde hissederdim.

Danışan: Umarım beni yanlış anlamadınız. Bu konuyu baştan konuşmasaydım kendimi hiç rahat hissetmeyecektim.

- Dr. Başak: Hiç yanlış anlamadım aksine kaygılarınızı benimle açık açık konuştuğunuz için çok memnun oldum. Çünkü bana güvenmeseydiniz, benimle konuşurken kendinizi rahat hissetmeseydiniz, sizi rahatsız eden buna benzer konuları benimle paylaşmazdınız, o zaman ben de size tam anlamıyla yardımcı olamazdım.

Yazının Devamını Oku

Çocuğumu zayıflatmama yardım eder misiniz?

23 Kasım 2012
Obez çocukların sayısı bütün dünyada son 25 yılda çok arttı. Çünkü zamanlarının çoğunu televizyon ve bilgisayar başında geçiriyor, çok daha az sokağa çıkıyor, daha az yürüyorlar. Bu sağlık sorununun önüne geçmek için ebeveynlere önemli görevler düşüyor.

Danışan: Geçen hafta kızım 13 yaşına girdi. Her yıl doğum günü haftasında yaptığımız gibi, yıllık muayenesi ve aşıları için çocuk doktorumuza gittik. Bu kez bizi üzen bir uyarı aldık; doktor, kızımızın obez sınırında olduğunu söyledi ve bizi çocuk endokrin-oloğuna yolladı. Endokrinolog, kızımın aşırı kilo almasına neden olabilecek fiziksel bir problem olup olmadığını araştırmak için birçok kan tahlili yaptırdı. Sonuçlar iyi çıktı ama kızımızın en az 10 kilo vermesi gerektiğini, yoksa ileride birçok problem yaşayabileceğimizi söyledi. Kızımın yıllardır kilo vermeye çalıştığını ama bir türlü başaramadığını söyleyince bizi size yolladı.
- Dr. Başak: Kaç yaşından beri fazla kilosu var?

Danışan: Aslında normal bir bebek olarak doğdu ama 6 aylıktan itibaren birden irileşmeye başladı. İlkokula başlarken epey tombuldu. Sonra bir ara boyu uzadı ve tombulluğu azaldı. Son bir-iki yıldır yine çok şişmanladı.

- Dr. Başak: Başka çocuğunuz var mı?

Yazının Devamını Oku

Erkeklerde dikkat bozukluğu

16 Kasım 2012
Kariyerinizde, ilişkilerinizde problemler yaşıyorsanız, bunun hiç tahmin etmediğiniz bir nedeni olabilir.

Danışan: Eşim benden çok şikayetçi. Onun zoruyla geldim. Zaten randevuyu da o almıştı.

- Dr. Başak: Neden şikayetçi?

Danışan: Her şeyi unuttuğumu, ev işlerinde ona yardım etmediğimi, tembellik yaptığımı, onunla hiç ilgilenmediğimi söylüyor.

- Dr. Başak: Bunlar çok tipik şikayetler gibi geliyor kulağa. Siz ne düşünüyorsunuz? Eşinizin bu şikayetleri terapiye gelmeniz için geçerli bir neden olabilir mi sizce?

Yazının Devamını Oku