Danışan: Çocuklarımın daha entelektüel, daha bilgili olmalarını istiyorum. Sosyal olayları, politikayı çok fazla takip etmiyorlar. Onların bu konulara ilgi duymalarını nasıl teşvik edebilirim?
- Dr. Başak: Bunun en iyi yolu, güncel konuları evde sık sık konuşmaktır. Gündemde yer alan konular hakkında yaşlarına uygun basit sorular sorarak sohbet açabilirsiniz. Örneğin bu hafta Amerika başkanını seçti. Bu konudan yola çıkarak çocuklarınıza seçim kavramı ile ilgili birçok yeni bilgi öğretebilirsiniz. Yarın 10 Kasım, Atatürk’ün ölüm günü. Birçok yerde anma töreni düzenlenecek, 10 Kasım’ın Türk halkı için niye özel bir gün olduğunu konuşabilir. Böyle özel günler, o tarihte yaşananları öğretmek, bilgilerini pekiştirmek, politikadan bahsetmek için iyi fırsatlardır.
Danışan: Bu konuları açınca çabuk sıkılıyorlar. Ben de küçükken ilgilenmezdim. Politikayı biraz sıkıcı bulduğumu söylesem yalan olmaz.
- Dr. Başak: Hangi yönünü sıkıcı buluyorsunuz? Çünkü siz sıkıcı bulursanız, çocuklarınızla bu konuları eğlenceli veya angaje edecek tarzda konuşmanız güç olur.
Danışan: Olabilir, küçükken kimse bize bu konuları öğretmeye, sevdirmeye çalışmadı ki. Tam tersine, soru sorduğumuz zaman susturulduk. Politika deyince aklıma gelen; televizyonda saatlerce konuşan adamlar, onları seyreden annem-babam. Halen bu tip programlar seyretmekten hoşlanmam.
- Dr. Başak: Politika üzerine yapılan konuşmaları dinlemek birçok kişiye ilginç gelmeyebilir. Diğer taraftan gündemde yer alan olayları takip edebilir, sosyal kavramları, değişik düşünceleri araştırabilir ve aile olarak bunları aranızda tartışabilirsiniz. Çocuklarınızın ve eşinizin size uymayan fikirleri olduğunu keşfedebilirsiniz. O zaman da desteklemediğiniz bir görüş karşısında nasıl bir tutum sergilenmesi gerektiğini çocuklarınıza öğretmiş olursunuz.
Danışan: Çocuklarla politika üzerine hiç konuşmuyoruz. Kaç yaşında başlamamız gerekiyor?
Danışan: Uzun zamandır erkek arkadaşım yok. Arkadaşlarım yeteri kadar cilveli olmadığımı, kadınsı giyinmediğimi söylüyor. Acaba bu yüzden mi erkekler bana yaklaşmıyor?
- Dr. Başak: Siz de “kadınsı” giyinmediğinizi düşünüyor musunuz?
Danışan: Bana göre normal giyiniyorum. Şimdiki gibi, genellikle siyah pantolon ve üstüme de hava durumuna göre sade, koyu renk düz bir kazak veya penye bir bluz giyerim. Topuklu ayakkabı hayatımda giymedim. Çok ilgi çekmeyi sevmem. Erkeklere kendimi beğendireceğim diye de kıyafetle uğraşamam.
- Dr. Başak: Kız arkadaşlarınız da sizin gibi mi giyiniyor?
Danışan: Çoğu modayı daha fazla takip ediyor. Bazıları daha kadınsı giyinir ama bazıları da çok abartıyor.
- Dr. Başak: Sevdiğiniz bir arkadaşınızın beğendiğiniz bir kıyafetini tarif eder misiniz?
Danışan: Dün akşam en samimi arkadaşımla yemeğe çıktık, çok şıktı. O da siyah pantolon giymişti, üstüne de vücuduna oturan krem rengi ipek bir gömlek. Beyaz inci küpeler takmış, kırmızı ruj sürmüştü. Çok hoş gözüküyordu.
Danışan: Uykularım çok bozuldu. Gece 3’e 4’e kadar hiç uykum gelmiyor ve genellikle yorgun uyanıyorum.
Dr. Başak: Hepimiz arada sırada uykusuzluk problemi yaşarız. Arada sırada ortaya çıkan uykusuzluk probleminin zararı yoktur ama eğer bu uzun sürerse nedenlerini araştırmak gerek. Siz ne kadar zamandır uykuya dalmakta zorluk yaşıyorsunuz?
Danışan: Sanırım 1 yıla yakın.
Dr. Başak: Uykusuzluk probleminiz epey uzun sürmüş. Uzun süren uykusuzlukların fiziksel, ruhsal ve zihinsel olumsuz etkileri var; fiziksel olarak yorgunluğa yol açtığı, bağışıklık sisteminizi güçsüzleştirdiği gibi gergin olmanıza, ayrıca konsantrasyonda sıkıntılar yaşamanıza da neden olabilir.
Danışan: Oluyor zaten. Gündüzleri hep yorgunum ve gerginim. Sürekli uykum var. Olmadık yerlerde uyuya kalıyorum. Geçen hafta işten eve dönerken bir iki kez arabada uyuya kaldım. Çok korktum, neredeyse kaza yapıyordum. Bu yüzden artık yardım almaya karar verdim.
Dr. Başak: Uykusuzluğun birçok nedeni olabilir; (1) Bedensel sağlığınızda değişiklik, (2) Ruhsal sağlığınızda değişiklik, (3) Yaşantınızda, alışkanlıklarınızda değişiklik, (4) Uyuduğunuz ortamdaki fiziksel değişiklik. Bedensel sağlığınızdan başlayalım. Uykusuzluğa neden olacak bir hastalığınız olabilir mi? Son zamanlarda ortaya çıkan bir hastalıkla baş etmeye çalışıyorsanız (tiroit, şeker, tansiyon vb.) veya vücudunuzun herhangi bir yerinde bir ağrı, acı var ise uykunuz doğal olarak olumsuz etkilenir.
Danışan: Benim hiçbir sağlık problemim yok.
Danışan: Sanırım oğlumda dikkat eksikliği var ama emin değilim. Bunu anlamanın bir yolu var mı?
Dr. Başak: Dikkat eksikliğini ölçen özel bir test yok. Çocuğunuzda dikkat eksikliği olup olmadığını anlayabilmek için, birçok alanda kapsamlı bir araştırma yapmak gerekir. Bu nedenle, öncelikle bir çocuk psikoloğuna veya çocuk psikiyatristine gitmelisiniz. Onlar çocuğunuzun, okuldaki davranışları, evdeki davranışları, arkadaş ilişkileri ve okuldaki akademik performansı ile ilgili bilgileri toplar ve çocuğunuza bazı testler uygularlar. Zeka testi tek başına dikkat bozukluğu olup olmadığını anlamaya yetmese de, önemli ipuçları vereceği için sık sık uygulanan bir testtir. Bununla beraber, dikkatinin dağılmasına veya öğrenmesi ile ilgili problem yaşamasına neden olabilecek başka bir problemin, örneğin bir öğrenme bozukluğunun olup olmadığı da araştırılmalıdır. Özet olarak, sadece dikkat eksikliği konusunda tecrübeli bir uzman bütün bu bilgileri toplayıp çocuğunuzu da gözlemledikten sonra çocuğunuzun sıkıntılarına neyin yol açtığı hakkında yorum yapabilir ve dikkat bozukluğu olup olmadığına karar verebilir.
HASTALIĞI TAMAMEN ORTADAN KALDIRAN BİR TEDAVİ YOK
Danışan: Dikkat eksikliği olan çocuklar nasıl olur? Bana biraz anlatabilir misiniz?
Dr. Başak: Bu çocukların dikkatleri çok kolay dağılır, uzun süre odaklanamazlar, ders çalışmada sorun yaşarlar, dikkatsizce hatalar yaparlar, unutkanlık, dağınıklık, organize olamama gibi nedenlerden dolayı okulda başarısız olabilirler veya gerçek kapasitelerini gösteremeyebilirler. Doğrudan kendisine konuşulduğunda çoğu zaman dinlemiyormuş gibi görünürler, üzerlerine aldığı görevleri ve etkinlikleri sürdürmekte zorluk çekerler, mental çabayı gerektiren görevlerden kaçınırlar, bunları sevmez ya da bunlarda yer almaya karşı isteksizdirler. Sık sık okul ödevlerini, kalemlerini, kitaplarını ya da araç-gereçlerini kaybedeler, dikkati dış uyaranlarla kolaylıkla dağılır ve günlük etkinliklerde de çoğu zaman unutkandırlar.
Danışan: Anlattıklarınızın çoğu benim oğlumda var. Peki tedavisi var mı?
Dr. Başak: Bu hastalığı tamamen ortadan kaldıran bir tedavi yok. Dikkat eksikliği, kronik bir durum olarak algılanmalıdır. Son araştırmalar, en etkin tedavinin; ilaç, aile becerileri eğitimi, davranışsal eğitim ve sınıf içi müdahalelerini kapsayan kombine bir tedavi olduğunu söylüyor. Tedavinin temel amacı, kişinin ilişkilerini geliştirmek, başarısını artırmak, olumsuz davranışları azaltmak, bağımsızlığını teşvik etmek ve özgüvenini artırmaktır.
HER ZAMAN SABIRLI VE DİKKATLİ OLUN
Danışan: Kardeşimle altı aydır konuşmuyoruz. Annem çok ısrar ediyor “Artık barışın, bayramda küslük olmaz” diye ama ben nasıl barışırım bilmiyorum.
Dr. Başak: Barışmak istiyor musunuz?
Danışan: Hem evet hem hayır. Bir tarafım istiyor, sonuçta o benim tek kardeşim. Diğer tarafım ise hiç istemiyor, hâlâ ona çok kızgın.
Dr. Başak: Öyleyse kızgınlığınızdan vazgeçmek isteyip istemediğinize karar veremiyorsunuz.
Danışan: Evet. Affedersem onun bana yaptığını unutmuş olacağım. Kızgın kalmam gerekir diye düşünüyorum.
Dr. Başak: Neden?
Danışan: Aslında çok basit bir nedenden dolayı tartışmıştık ama tartışma çok uzadı ve bana çok kötü şeyler söyledi. Hâlâ kulaklarımda.
Danışan: Eşimi aldattım ve çok pişmanım. Ona söylemeyi planlamıyorum, kaldırabileceğini sanmıyorum ama bir yandan da çok vicdan azabı çekiyorum.
- Dr. Başak: Diğer kişiyle ilişkiniz hâlâ devam ediyor mu?
Danışan: Etmiyor ama kafamdan çıkaramıyorum. Onu çok özlüyorum. İçimde sanki bir boşluk var.
- Dr. Başak: Eşinizle aranız nasıl?
Danışan: Sıradan.
- Dr. Başak: O ne demek?
Danışan: Hiçbir heyecan yok. 17 yıllık evliyiz. Birbirimizi tanıdığımızda çok gençtik, üniversiteyi bitirir bitirmez evlendik. Çocuklarımız oldu, kendimizi onları büyütmeye adadık. Zaman içinde de birbirimizden iyice uzaklaştık. O başka şeylerden zevk alıyor, ben başka. Onunla olmak beni heyecanlandırmıyor artık. Biraz da onun suçu, hobilerinden yavaş yavaş elini ayağını çekti, kendine de hiç bakmıyor, çok kilo aldı. Tek yaptığı şey televizyon seyretmek. Onunla konuşacak bir şey bulamıyorum artık.
Bu biyolojik problemler sizi fiziksel olarak çok rahatsız etmiyorsa farkına bile varmamış olabilirsiniz. Diğer yandan, psikolojik sıkıntılarınıza yol açan böyle bir durumunuz varsa, gerçek nedeni ortadan kaldırmadığımız sürece psikoterapi hiçbir işe yaramaz. Psikoterapiye başlamadan önce mutlaka genel bir tarama yapılması gereklidir.
Dr. Başak: Daha önce hiç psikoloğa gittiniz mi?
- Danışan: Hayır, ilk defa geliyorum. Biraz heyecanlıyım.
Dr. Başak: Öyleyse size bu ilk seansın nasıl geçeceğini anlatayım. İlk önce terapinin ilkelerinden bahsedeceğim. Ardından demografik bilgilerinizi alacağım, geçmişinizle, ailenizle, iş ve okul hayatınızla ilgili bazı sorular soracağım. Sizinle ilgili yeterli bilgileri aldıktan sonra şikayetlerinizi, terapiden beklentilerinizi konuşacağız ve hedeflerimizi belirleyeceğiz. Psikolojik sıkıntılarınıza neden olan faktörleri ortaya çıkarmaya çalışacağız. Bu arada, eğer yakın zamanlarda yaptırmadıysanız, bir dahaki görüşmemize kadar genel bir sağlık kontrolü yaptırmanızı isteyeceğim.
Danışan: Hiçbir şey eskisi gibi keyif vermiyor artık. Hayata karşı heyecanımı yitirdim. Tek yaptığım evden işe işten eve gitmek, o da zorla. Kimseyle konuşmak bile içimden gelmiyor. Sinirliyim, tahammülsüzüm, gerginim.
Bir arkadaşım da benim gibi hissediyordu, doktora gitti, “Kaygı bozukluğu var” deyip ilaç vermişler.
Acaba bende de mi kaygı bozukluğu var diye biraz araştırdım ama benimki tam da kaygı bozukluğuna benzemiyor. Neden böyle hissediyor olabilirim?
- Dr. Başak: Neler hissettiğinizi biraz daha anlatabilir misiniz?