DUDAKLARINDAN hiç eksik etmediği muzip gülümsemesiyle ‘naber’ diyerek başlardı konuşmasına Arhan. Sesini yükseltirse sanki birileri rahatsız olur endişesini taşırcasına yakından ve fısıldar gibi anlatırdı. Hep projeleri vardı, yaptığı, yapacağı. Düşlerini yaratıcılığıyla harmanlayıp hayata geçirmeyi başarırdı. O yüzden kurucuları arasında olduğu şirkete Dream Design Factory (dDf) adını vermişlerdi.
#Dream Design FactoryKoleksiyonunda bulunan 12 bini aşkın eserle ‘Türk sanatının hafızası’ konumundaki Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, 10 yılın ardından Tophane’deki yeni binasında yarın açılıyor. 1937’de kurulan müzenin eski mêkanındaki ilk ve son sergiye atıfta bulunan ‘Serginin Sergisi II’yle merhaba diyen müzenin açılış süreci, 20 Eylül 2022’deki büyük koleksiyon sergisiyle tamamlanacak. Müzeyi MSGSÜ Rektörü Prof. Handan İnci Elçi’yle konuştuk.
#İstanbul Resim Ve Heykel MüzesiTürkiye’nin en kapsamlı resim koleksiyonuna sahip Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi sonbaharda kapılarını açmaya hazırlanıyor. MSGSÜ Rektörü Prof. Dr. Handan İnci Elçi, 404 eserin çalındığı ya da sahteleriyle değiştirildiği iddialarına da yanıt vererek, 339 eserin 1984 yılından önce elçilik binalarına gönderilip, devlet adamlarına hediye edildiğini, 4 eserin çalındığını, 37 eserin kaybolduğunu söyledi.
#Handan İnci ElçiORKESTRA şeflerinin disipline çok önem verdikleri bilinen bir gerçek. Yaklaşık 100 kişiye hâkim olmak, uyum içinde bir eseri yorumlamalarını sağlamak kolay değil. Hatta Gael Garcia Bernal’in genç ve sıra dışı bir şefi canlandırdığı ödüllü dizi ‘Mozart in the Jungle’ orkestra üyeleri ve şef arasındaki gerilimli ve eğlenceli ilişkiyi konu eder.
#Borusan İstanbul Filarmoni OrkestrasıPera Müzesi ve Büyükada'nın yanı sıra Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nin yeni binasında 16. İstanbul Bienali sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. 'Yedinci Kıta' başlığıyla düzenlenen İstanbul Bienali'nde 26 ülkeden 50'nin üzerinde sanatçı ve sanatçı kolektifinin eserleri yer alacak. Peki, 16. İstanbul Bienali ne zaman başlayacak?
#16. İstanbul Bienali Ne ZamanDünya tarihinde ilk kez iki hafta önce bir binanın bilinçaltı, hatıraları ve gördüğü rüyalar, ‘yapay zekâ’ sayesinde dile geldi. Gerçekleşmesini sağlayansa 33 yaşındaki bir Türk, medya sanatçısı Refik Anadol oldu. Alternatif gerçekliği görselleştiren işleriyle tanınan Anadol, ABD’de Los Angeles Filarmoni Orkestrası’nın 100’üncü yılı şerefine, şehirdeki Walt Disney Konser Salonu binasını ‘tuval’ olarak kullandı. Böylece de teknolojiyle sanatın buluşmasında tarihe geçecek bir ilkin altına imzasını attı. Anadol ile Los Angeles’ta buluştuk.
#Refik Anadol‘En İyi 100 Türk Filmi’, ‘En İyi 100 Albüm’, ‘En İyi 100 Türk Romanı’ derken sıra geldi ‘En İyi 100 Mimari Eser’e... Hürriyet Pazar, ‘soruşturma klasikleri’nde yeni bir kapıyı daha aralıyor. 100 kişilik jürimize geniş bir hareket alanı tanıdık ve tanım aralığını, ilk yerleşmelerden biri olarak kabul edilen “Göbeklitepe’den Günümüze” parantezinde tuttuk. Daha önceki soruşturmalarımızda jüri üyelerinden ‘En iyi 10’larını istemiştik, bu kez tanım aralığının genişliğinden dolayı seçkimiz ‘En iyi 20’lik listelerden oluştu. Ve nihayetinde akademisyenlerden, mimarlardan, kültür sanat insanlarından oluşan bir seçici kurul, ‘Türkiye toprakları üzerindeki en iyi 100 mimari eser’i belirledi. İşte jüri üyelerinin madde madde en iyi 20 seçimleri...
#Mimari‘En İyi 100 Türk Filmi’, ‘En İyi 100 Albüm’, ‘En İyi 100 Türk Romanı’ derken sıra geldi ‘En İyi 100 Mimari Eser’e... Hürriyet Pazar, ‘soruşturma klasikleri’nde yeni bir kapıyı daha aralıyor. Mimarlık, tarihsel açıdan uğradığımız bütün duraklardan çok çok daha eski. İnsanın varlığıyla birlikte etrafını inşa etme çabası, dokunuşu upuzun bir sürecin ifadesi. Doğanın fiziksel koşullarından korunma çabası, başını sokacak bir mekân arayışı, sonrasında malzemelerin ve bilimin gelişimi derken basit ihtiyaçlardan ihtişama, işlevsellikten estetiğe, günü kurtarmaktan tarihe tanıklık etmeye onca yapı insanların, toplulukların, ait oldukları coğrafyaların da bir ifade biçimine dönüştü. Üzerinde yaşadığımız Anadolu da sayısız medeniyetin tanığı. Dolayısıyla mimarlık serüveninin de... Bu açıdan ‘En İyi 100 Mimari Eser’ soruşturmamızda 100 kişilik jürimize geniş bir hareket alanı tanıdık ve tanım aralığını, ilk yerleşmelerden biri olarak kabul edilen “Göbeklitepe’den Günümüze” parantezinde tuttuk. Bu parantezin içinde antik çağ, Roma, Selçuklu, Osmanlı ve tabii ki Cumhuriyet dönemi mimarisi vardı. Jüri bu çağların ifadesi olan yapıları (tek ya da çoğul) kendi mimarlık anlayışları ve beğenileri doğrultusunda seçti. Daha önceki soruşturmalarımızda jüri üyelerinden ‘En iyi 10’larını istemiştik, bu kez tanım aralığının genişliğinden dolayı seçkimiz ‘En iyi 20’lik listelerden oluştu. Ve nihayetinde akademisyenlerden, mimarlardan, kültür sanat insanlarından oluşan bir seçici kurul, ‘Türkiye toprakları üzerindeki en iyi 100 mimari eser’i belirledi. Biz de onların seçimlerini sayfalarımıza taşıyarak tarihe özel bir not daha düştük... Kültür hayatımıza ışık tutmasını dilediğimiz bu soruşturmayı da umarız öncekiler gibi beğenirsiniz diyelim... Not: Soruşturmamızda çeşitli nedenlerden dolayı hatıralarımızdan olmasa da fiziksel çevreden silinmiş, yıkılmış, hayatı sona ermiş yapılar yer almadı. 100’lük tablo, varlığını hali hazırda sürdüren yapılardan oluştu.
#Türkiye'deki En İyi 100 Mimari EserSALT Araştırma ve Programlar Direktörü, SALT’ın kurucusu ve yöneticisi Vasıf Kortun geçtiğimiz haftalarda görevini bıraktı. Giderken kültür kurumlarına dair, son derece kritik sorular ve cevap arayışlarıyla dolu, ‘kurum soruları’ başlıklı bir konuşma yaptı. Özellikle kurum olarak Tate Modern ve MomA’yı aklımıza getiren eleştirel bir konuşmaydı bu. ‘Kurumlar dünyayı değiştirmez ama dünyayı değiştirecek insanların yaşamlarına dokunurlar’ dedi. Böylesine değerli bir kültür insanına, SALT Galata’nın en üst katında, tarihi yarım adaya 360 derece bakan güzeller güzeli manzarası eşliğinde sorularımı yöneltme fırsatı buldum…
#SALTİstanbul’un sosyal hayatı geçen yıllarda gerileyedursun; fikir ve uygulaması Pozitif yapısı tarafından üstlenilen Bomontiada projesi hem Feriköy ve çevresinin dönüşümüne imkan verdi hem de sokağı özleyen sosyal kelebeklerin vakit geçirmeye bayıldığı bir köşeye dönüştü.
#Ferhan İstanbulluGeçtiğimiz hafta Babylon Bomonti’yi hepinizden önce basın mensuplarına düzenlenen bir turla gezme şansım oldu. Tarihi Bomonti Bira Fabrikası’nda yeni yuvasına kavuşan Babylon aslında bir kampüsün nam-ı diğer Bomontiada’nın ilk üyesi. Uzun süredir merakla beklenen Babylon’un yeni mekanı müzikseverleri ziyadesiyle mutlu edecek, farklı bir kültür sanat kompleksi olacak diyerek detaylara geçiyorum.
#HikmetSiyah Beyaz, 30 yıldır ayakta kalan bir sanat galerisi ve alt katındaki barın adı. Tam 550 sergiye ev sahipliği yaptı. Duvarları 670 siyah-beyaz fotoğrafla çevrili olan barsa ne aşklara, ne danslara, ne sohbetlere tanıklık etti; tahmin bile edemezsiniz...
Çağdaş sanatın en güçlü isimleri arasında gösterilen SALT Araştırma ve Programlar Direktörü Vasıf Kortun, sanat gündeminin başlıklarını yorumladı. Ona göre satışlar ancak taşraya hitap ediyor ve geleneksel sanat mühendisliği ancak bir hayal
Salt, geçen haftayı üç farklı sergiyle karşıladı. Salt Galata’da ‘Yerelde Modernler, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ ile modern mimarlığın mirasına odaklanılıyor. Salt Beyoğlu’ndaysa Çavuşesku diktatörlüğünden sonra kurulan ‘subREAL’ sanatçı kolektifinin sergisi ve dört ünlü Çinli sanatçının eserlerinin yer aldığı ‘Taiping Tianguo’ var.
Garanti Bankası tarafından 2011’de Beyoğlu’nda açılan çağdaş sanat mekânı SALT, Galata’dan sonra şimdi de Ankara’da. SALT Ulus’un açılış sergisi, 90’ların ilk yarısında Türkiye’de düzenlenen üç güncel sanat sergisini, arşivleriyle beraber barındıran ‘O Zamanlar Konuşuyorduk’. 2 Haziran’a kadar görülebilir.