Güncelleme Tarihi:
Hikâye Paris’te Montparnasse semtinde Bulvar Raspail’de 210 numaralı binada başlıyor. Öyle bir bina ki orası Güllü Aybar, Mehmet Nazım, Münevver Andaç, Mübin Orhon, Komet ve Siyah-Beyaz’ın kurucusu Faruk Sade gibi isimler komşu. Kömün halinde yaşıyorlar... Güllü Aybar o yıllarda Faruk Sade’nin idealist bir mimar olduğunu söylüyor: “Düzenini kurarsa hayat boyu Paris’te de kalabilirdi. Ama işte o 210 numaralı apartmanda geçirdiğimiz günler Faruk’un kafasında Siyah-Beyaz’ın temellerini attı.”
Faruk Sade, Ankara’ya döndükten sonra bir sanat galerisi açmaya karar veriyor ama galeriden bir buçuk yıl önce galeri olarak planladığı yerin alt katında bir bar açıyor. 30 yılda birbirinden özel aşklara, birbirinden ateşli sohbetlere ve unutulmaz danslara tanıklık eden barın temellerini bakın nasıl anlatıyor: “Tek isteğim duvarlarda siyah-beyaz fotoğraflar olmasıydı. 20 tane siyah beyaz fotoğrafla başladı her şey. İsmimizi sonradan müşterimiz olan insanlar koydu.”
Şu anda Siyah Beyaz’ın duvarlarında 670 tane siyah-beyaz fotoğraf var. Türk ve yabancı sanatçılar, film yıldızları, şarkıcılar ve mekânın müdavimleri... Altında ışık bulunan fotoğraflarsa bugün hayatta olmayan isimlere ait.
30 yılda 550 sergiye ev sahipliği yapmış galeriye geri dönecek olursak... 1980’lı yıllarda Ankara’daki kültürel hayat şimdikinden çok daha canlıymış. Faruk ve Fulya Sade çifti özgürlükçü bir bilinçle kurmuşlar bu galeriyi: “Bizler 1969-76 arası ODTÜ’de okuyanlar olarak birkaç seneye devrim olacak diye düşünüyorduk. Her şeyi değiştirebiliriz gibi geliyordu. Siyah Beyaz ODTÜ kantininin bir uzantısıdır.”
Gazeteci Sedat Ergin’e göre eski Ankara’yı anlamak açısından da çok önemli bir mihenktaşı Siyah Beyaz. “İnsanlar orada kendi fotoğraflarının altında kendilerini tekrardan tanımladılar. Bu ülkede devamlılık az bulunan bir şey. 30 yıl bir sanat galerisi için ciddi bir tarih.”
Bar kesinlikle sadece içki içilen bir yer değil, çok ciddi sanat konuşulan bir mekanmış, hâlâ da öyle. “Barın ve galerinin aynı yerde olması hedonist haz ilkesine dayanıyor. Alkol de kafanın kıyak olma hali, sanat da öyle.” İlk günlerde sadece blues çalıyormuş barda. Son 13 yıldır rock da var. Hiçbir zaman Türkçe pop çalmamışlar.
Mekânın ikinci kuşak yöneticisi Sera Sade “Biz Siyah-Beyaz’da kalabalık bir aileyiz. 25 yıldır bizle çalışanlar var. Galeri 30, ben 29 yaşındayım. Siyah Beyaz’ı hiç değiştirmemek için sonuna kadar direneceğim” diyor.
Filmi de var
Daha önce filmi de yapılan Siyah Beyaz’ın bu kez belgeseli çekildi. Yönetmen Murathan Özek’in Siyah Beyaz’da sergi açan Ali Akay, Güllü Aybar, Ali Güreli, Nevzat Sayın, Beral Madra, Bedri Baykam, Komet, Kezban Arca Batıbeki, Vasıf Kortun, Sıtkı Kösemen, Seçkin Pirim, Hüsamettin Koçan gibi sanatçılar ve Sedat Ergin gibi müdavimlerle konuşarak yaptığı belgesel Türkiye’de çağdaş sanatın oluşumuna Siyah Beyaz çerçevesinden bakıyor. İlk gösterimi bugün 15.30’da Ankara-Kavaklıdere Sineması’nda.