İçinden kıyması, peyniri taşan kolböreği, bol yağda kızaran puflar, içindeki ıspanakla, pırasayla gönül çalan el açmaları... Börek denince bizim için akan sular duruyor. Evde annelerimizin yaptığının yeri hepimizde ayrı ama hamurundan harcına, fırınından yağına hakkını vererek pişiren, işinin ehli işletmelerimiz de çok. Jürimiz böreğin en iyilerini tadabileceğimiz favori adreslerini paylaştı.
#KolböreğiBoğaz’da uzun uzun yürümeyi, deniz kokusunu içinize çekmeyi, martılara simit atmayı siz de özlediniz mi? Yanıtınız evetse, atlayın bir vapura, kurulun ‘arka açık’a... Vapur sefanızı yaparken siz sadece hangi iskelede inmek istediğinize karar verin. Oralarda neler yapılabileceğine dair öneriler de bizden.
#GazetehaberleriGalata Kulesinden Marmara'ya bakınca insan kendisini zaman yolcusu sanır. Sağında Haliç solunda boğaz, işveli bir kadının çıplak kolları gibi sarılmış İstanbul'a. Gözleri yaşlı kadın haykırır 'kıyma bana İstanbul' diye, duyan yok, kentsel dönüşüm betonuna teslim olmuş güzel İstanbul. Halice bakınca kadırgaları çeken Fatih'in leventleri gözlerimin önüne gelir, o tepeleri nasıl aştıklarına şaşar kalırım, biraz tarih bilinciniz varsa, sizde şaşarsınız. 1453 yılında gemileri karada yüzdürmek yirmi birinci yüzyılda uzaya füze fırlatmaya benzer, ondan bundan satın almaya değil. Füzeden geçtik, Anadolu'nun tarihsel kimliği elimizden yavaş, yavaş kayıyor, umurumuzda değil, ağzı olan konuşuyor. İçimden aklını başına al İstanbul diye haykırmak geliyor.
Dimitri Stoyanof (60) İstanbul Anadolu Yakası’nda bir kült haline gelmiş Beyaz Fırın’ın dördüncü kuşak sahibi. Genç yaşından beri başını alıp seyahate gitmeyi seven, gittiği her yerde yüzlerce kare fotoğraf çeken bir gezgin. Şimdiye kadar pek çok ülke gezmiş. "Avrupa artık bitti. Çünkü Türkiye çok gelişti ve artık ülkemizin her yerinde Avrupa’daki her şeyi görmek mümkün. Bu yüzden Vietnam, Kamboçya, Hindistan ya da Fas gibi yerlere gitmek lazım" diyor.
İstanbul, iki deniz ortasındaki zümrüt aslında. Zümrüte rengini veren de kuzeydeki ormanlar. Bu ormanlar Karadeniz İstanbul’una yol alırken karşınıza çıkar. Rumeli Feneri’ne giderken buluşursunuz yeşil deryayla. Ve sahil şeridi boyunca yola devam ederseniz, İğneada’ya kadar sürer birlikteliğiniz. Bugün hep beraber zümrüt İstanbul’a doğru yola çıkacağız. Güzel köylerden, mavi ile yeşilin birleştiği sakin koylardan, sarp kayaların üzerine kurulmuş kalelerden geçmeye hazırsanız, yola çıkalım. Seyahatinizin farklı ve çok renkli geçmesini istiyorsanız, sabah gün doğarken yollara düşmelisiniz.
Bayram tatilini fırsat bilip tası tarağı toplayarak, şehir ya da ülke dışına gidenler bu yazıyı es geçebilir. Bu hafta gezi sayfası bayram tatilinde İstanbul’dan ayrılmayanlar için hazırlandı. Küçük rehberimizde tiyatrodan sinemaya, müze gezisinden tekne sefasına, meyhane faslından caz dinletisine kadar her şey var. Nüfusun önemli bir bölümünün tatil için şehirdışına kaçtığı düşünülürse, İstanbul daha bir sakin olacak gibi.
Elde incecik açıldıktan sonra haşlanan hamur katları... Arasında beyazpeynir-maydanoz veya bol kıyma... Tepside üzeri nar gibi kızaran suböreği, mutfağımızın en özel lezzetlerinden, bayram sofralarının da vazgeçilmezi... En iyilerini bulabileceğimiz yerleri jürimize sorduk.
#Baklava