Bazı yemekler vardır, semt adlarıyla birlikte anılan. O semtte bir dükkan açılmıştır zamanında ve yaptığı işte o kadar iyidir ki, ünü yayılır bir süre sonra.
Zaman geçip dükkanın mazisi eskiyince haklı olarak bir de "tarihi" sözcüğü konuverir dükkan adının başına. Sonra yeni girişimciler çıkıverir ortaya ve birdenbire çoğalıverir o semtte aynı işi yapan dükkanlar.
Bir süre geçer, bir bakarsınız ki hepsinin adı "tarihi" sözcüğüyle süslenmiş. Örneğin o yerin meşhur yemeğini yemeye giden biri olarak siz, bir de bakarsınız ki, bütün dükkanlarda "tarihi" olma sevdası...
Bilmiyorum, başınıza hiç böyle şeyler geldi mi ama biz bu yazımızda tarihin hakkını, hak edene vermeye çalışacağız. 110 yıllık geçmişiyle marka olmuş Tarihi Sarıyer Börekçisi’nden bahsedeceğiz yani.
110 yıla dört kuşak sığmış ve şu anda dördüncü kuşak temsilcisi Hüseyin Ondur var işin başında. Aslen Safranbolulu olan aile Sarıyer’e geldikten sonra Safranbolu insanının usta olduğu işi, hamurişini benimsemiş meslek olarak.
1895’te böylece açılmış ilk dükkan. Karaköy’de de bir tane varmış ama bina istimlak edilince kapanmak zorunda kalmış. Dükkanın adı bir süre Sarıyer-Karaköy Börekçisi olarak anılmış ama daha sonra şubeler açılıp markalaşmaya gidilince Sarıyer adı tercih edilmiş.
Eskiden çoklukla kuyruk yağı kullanılıyormuş böreklerde. Sarıyer Börekçisi’nde zamanın değiştirdiklerinden biri de böreklerde kullanılan yağ olmuş.
Şimdilerde dönemin damak zevkine uygun olarak tereyağı ve börekler için üretilen margarin karışımı kullanılıyor. Benim de bir yemekçi olarak çok katıldığım bir görüşü, işin sırrının malzemenin kalitesinde olduğunu benimsiyor Tarihi Sarıyer Börekçisi ve bir asrı aşkındır koruduğu seçkin yeri mümkün olduğunca malzemeden ödün vermemekle açıklıyor.
Örneğin böreğin olmazsa olmazı yufkaların artık insan eliyle değil, makinelerle açılmasının kaliteyi ve lezzeti etkileyeceğini düşünmüyor Hüseyin Ondur ve "malzeme yemeğin her şeyidir" fikrini benimsiyor.
Yıllardır Sarıyer’de oturan bir yemekçi olarak böreğin Sarıyer’in simgesi haline gelmiş olmasından çok mutlu olduğumu belirterek ve Tarihi Sarıyer Börekçisi’nin aynı kalite çizgisinde yüzyıllar boyu daha gitmesini dileyerek bitirmek istiyorum yazımı.
Etli mısırunu omleti
6 kişilik
Hazırlama süresi 15 dakika
Pişirme süresi
55 dakika
Malzeme listesi
Omlet için;
2 su bardağı mısırunu
2 su bardağı ılık su
2 adet yumurta
1 çay kaşığı tuz, karabiber
2 yemek kaşığı sıvıyağ
Üzeri için;
250-300 gr kuşbaşı kuzu eti
1 yemek kaşığı bitkisel margarin
1 adet limonun suyu
2 adet orta boy kuru soğan
2 çay kaşığı tuz, karabiber
5 adet orta boy domates
Kuzu eti, limon suyu ve bitkisel margarini orta boy bir tencereye aktarıp orta ısılı ateşte, tahta bir kaşıkla sürekli karıştırarak 7-8 dakika kavurun. Üzerine incecik doğradığınız soğanları ekleyip karıştırarak 10 dakika daha kavurun. Tuz ve karabiberi serpiştirip 2 su bardağı sıcak suyu aktardıktan sonra ara sıra karıştırarak 20 dakika daha pişirin.
Tavla zarı formunda dilimlediğiniz domatesleri de ilave edip sık sık karıştırarak etler yumuşayıncaya kadar, en az 35-40 dakika pişirin. Bu süre sonunda et tam olarak pişmemiş ve suyu da azalmış olursa biraz daha sıcak su ekleyebilirsiniz. Pişirdiğiniz etli sosu ocaktan alın. Diğer taraftan, omleti yapmak için; mısırununu derin ve geniş bir kaseye aktarıp üzerine ılık suyu ekledikten sonra karıştırarak 10 dakika bekletin.
Üzerine yumurtaları kırıp tuz ve karabiberi serpiştirdikten sonra, çatal yardımıyla iyice çırpın. 1 tatlı kaşığı sıvıyağı 25-28 santim çapındaki teflon tavaya aktarıp üzerine 1 kepçe kadar mısırunu omletinden koyun. Tavayı sallayarak omleti tavanın her tarafına yayın. Omleti arkalı önlü, iyice sararıncaya kadar pişirip servis tabağına alın. Kalan omlet malzemesine aynı işlemi uygulayarak hazırladığınız omletleri üst üste dizin. En üste domates soslu eti gezdirin. Dilimleyerek ve sıcak olarak servise sunun.
Peynirli helva
8 kişilik
Hazırlama süresi 10 dakika
Pişirme süresi
35 dakika
Malzeme listesi
250 gr tuzsuz taze peynir
1 çay bardağı süt
2 yemek kaşığı sıvıyağ
1,5 su bardağı toz şeker
1 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı irmik
Üzeri için
100 gr dil peyniri
2 yemek kaşığı toz şeker
Süt ve sıvıyağı derin ve geniş bir tavaya aktarın. Taze peyniri çatalla ezip üzerine ekleyin ve tahta bir kaşıkla karıştırarak kısık ateşte, sürekli karıştırarak peynirin erimesini bekleyin. Peynir iyice eriyince toz şekeri koyup, un ve irmiği serpiştirin.
Karıştırmaya devam ederek 7-8 dakika daha pişirdikten sonra ocaktan alın. Karışımı küçük boy bir fırın tepsisine bastırarak yerleştirin. Üzerine tel tel ayırdığınız dil peynirini şekil vererek dizin ve toz şekeri serpiştirin. 175 dereceye ayarladığınız fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirip çıkarın. Ilıkken dilimleyip servise sunun.