Beşiktaş'tan 40 B'ye bindik: Aç gidin!

Güncelleme Tarihi:

Beşiktaştan 40 Bye bindik: Aç gidin
Oluşturulma Tarihi: Ocak 19, 2018 15:25

Şahane deniz manzarası, sayfiye halini koruyan sokaklar, nefis börek, leziz muhallebi, eşsiz pide, sıra sıra balık lokantası... Sarıyer gözü de iyi doyuruyor, mideyi de!

Haberin Devamı

Sarıyer’e geldiğinizi nereden anlarsınız? Tabii ki börekçi tabelalarından. Ama orijinali hangisi? Anlamak zor. İşe en eski tarihlisini arayarak başlıyorum ve karşıma ‘1895’ten beri’ yazan ‘MSB’ (Meşhur Sarıyer Börekçisi) logolu Tarihi Sarıyer Börekçisi çıkıyor.

Beşiktaştan 40 Bye bindik: Aç gidin

İçeride 10 yaşından beri yani 43 yıldır bu dükkânda çalışan Satı Mehmet Akyel var: “Buranın şimdiki sahibi Ömer Turan’ın babasının yanına çırak olarak girdim. Sabah 5’te açar, gece 12’de kaparız. Ustalar sürekli çalışır, bittikçe taze börek yaparız. En çok kıymalı, klasik Sarıyer böreği satılır. Buranın gerçek yer olduğunu anlatmakta zorlanıyoruz tabii. Herkes ‘Sarıyer böreği’ tabelası asınca...”

Haberin Devamı

Buranın en büyük özelliği, hâlâ odun fırını yani ‘kara fırın’ kullanılması. Malzemesi bol, hamuru incecik, çıtır çıtır böreğin tadına doyum olmuyor. Porsiyonu 9, kilosu 36 TL.

Beşiktaştan 40 Bye bindik: Aç gidin

Meşhur Sarıyer böreği

Balığın en kötü senesi

Bir de üstünde ‘1928’ yazan tabela dikkatimi çekiyor. Tarihi Sarıyer Muhallebicisi bir sütlü tatlı cenneti. Dükkânın hemen girişindeki çerçevede Zekeriyaköy’deki çiftliklerinin, hayvanlarının fotoğrafları var. Sütler taze taze oradan geliyor.

1912’de Balkan Savaşı yüzünden Arnavutluk’tan Sarıyer’e göç eden Şakir Göçmen kurmuş burayı. 1988 yılında vefat edene kadar işinin başında durmuş. Şimdi üçüncü kuşak görevde. Ben iyisi her yerde bulunmayan bir tatlı olduğu için su muhallebisi istiyorum. İşi, adabı bilmek böyle bir şey işte; geleneksel sunumunu bozmadan, öyle çikolata sosu falan gibi şeylere girmeden, pudraşekeri ve gülsuyuyla servis ediyorlar. Porsiyonu 11 TL.

Şimdi biraz sahile uzanma zamanı. Hava soğuk ve yağmurlu ama sahil boyu yine hareketli. Martılar uçuşuyor, onlara simit atanlar manzarayı seyrediyor, kafeler ve lokantalar dolu... Demirli gemilerden birinde ağ tamir eden balıkçıya yanaşıyorum. 30 sene önce Trabzon’dan gelmiş Özer Ballı, 42 yaşında. Bütün aile balıkçı. “Bu sene en kötü sene. Denizde hiçbir şey olmadığı için bağladık tekneyi. Eylüle kadar bağlıyız böyle. Balıkçılıkta masraf çok, her şey para zaten” diyor.

Haberin Devamı

Beşiktaştan 40 Bye bindik: Aç gidin

Çok yaşasın bu dükkân!

Sokakları arşınlarken bir dükkâna takılıyor gözüm. Burada beni mutlu edecek her şey var. İçeride yorgan dikiliyor, kapıda eski tip bir tabela asılı ve dükkânın ismi şahane: Mutlu Diken İğne! Sahibi İsmet Benli, 62 yaşında ve 48 senedir yorgancılık yapıyor. Daha önce Bayrampaşa’da ve Üsküdar’da da dükkânları olmuş. Semtin tek yorgancısı o. “Sizin mesleğe bitti diyorlar hep, iş var mı?” diyorum, “E var ki duruyoruz hâlâ burada” diyor gülerek: “Biraz eskiye dönüş var ama şimdi de sanatkâr yetişmiyor. Yazın falan çok talep oluyor. Çeyiz de yapılıyor, kullanmak için de alıyorlar. Ama tabii sonu da geliyor bu işin. Aslında o hazır yorganlarla olmaz ki; kolay yıkanıyor ama üstüne ‘petrol’ alıyorsun onlarla. Naylon gömlek giydiğini düşün. Hava almaz, terletir, güzel uyutmaz.”

Haberin Devamı

Beşiktaştan 40 Bye bindik: Aç gidin

Kıymalı pide tamam, o kabak tatlısı için gene geleceğim

Tabii ki Pideban’a uğramadan dönmeyeceğim Sarıyer’den. 1977’de kurulan bu mekân, öğle vakti nefis pidelerinin yanı sıra Karadeniz mutfağı ağırlıklı günlük, sıcak yemek de servis ediyor. Döner ve ızgara çeşitleri de var. Başlangıcı mısırlı karalahana çorbasıyla yapıyorum. Soğuk havada öyle iyi geliyor ki... Üstüne bir kıymalı pide istiyorum hemen. Sonrası büyük mutluluk. Kalkarken aklım o şahane kızarmış kabak tatlısında kalıyor. O da buralara tekrar gelmek için bahanem olsun...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!