Paylaş
Ne yapacaksınız?
Bu sorular demode oldu.
Esasen şimdiki başkan adaylarına sınav gibi soru da sorulmuyor, bilakis, onlar size soruyor:
- Kaç muhallebici var?
Cevap verin bakalım.
Madem simit salonları onbeş’e katlanmıştır, madem pizzacı yüzbeş’e, lahmacuncu ikiyüzbeş’e katlanmışır bakalım muhallebici sayısı ne olmuştur?
***
Hasan Usta’yı kastetmiyoruz, hop... Özsüt falan da değil.
Saray Muhallebicisi’ni söyleyin bize.
Hani şu, çocukluğumuzdaki Beyoğlu’nda sürekli tavuklu pilav yediğimiz yer... Hani şu, sonradan Nişantaşı dolaylarından başlayarak açılım gösteren tarihi firma...
Sadece Beyoğlu’na tıkılıp kalmalıydı, değil mi?
İtalyan mutfağı, bu şehirde lokantalar zinciri açarken, Saray Lezzeti, haddini bilip yerinde saymalıydı, öyle mi?
- Muhallebici sayısı kaç?
Dünyada bundan daha çirkin bir soru olabilir mi?
Topbaş buna cevap verirse, soruyu soran kadar onu da ayıplayacağım.
***
Dürüstlük paranoyası’nı kabul ediyorum. Bunun kriz haline gelmiş şekline de eyvallah.
Ama orada bile seviye’yi muhafaza etmek lâzım.
Hacı Bekir, Hacı Salih, Konyalı, Abdullah Efendi, Hünkâr, Beyti... Yahu bunlar bizim simgemiz...
Borsa Lokantası, bizim damak zevkimiz.
Sultanahmet Köftecisi, bırakın çoğaltsın şubelerini...
Şimdi nerede o Çemberlitaş Turşucusu? Çook ararsınız.
Sevgili okurlar, canım Vefa Bozası istiyor. Koska Helvası istiyor. Sarıyer Börekçisi’ni çok özledim. Benimle İstanbul’u gezer misiniz? Acaba bu şehirde kaç dere var? 500 tane var mı?
Yok canım, bırakın bunları. Muhallebici sayısı kaça çıkmış, siz onu söyleyin. Bir de şuna cevap verin:
- Papaz her zaman pilav yer mi acaba?
- Her kuşun eti yenir mi?
- Ve de çekirge kaç kere zıplar?
Paylaş