Yozgat’ın Yerköy ilçesinde nadir görülen ‘ağrıya duyarsızlık sendromu’ hastalığı nedeniyle acı ve ağrı hissetmeyen 20 yaşındaki Muhammet Emre Dinç, parmaklarını yiyerek vücudunda kalıcı hasarlar bırakıyor. Hastalığı nedeniyle kendisi acı hissetmese de çevresindekilere büyük acılar yaşatıyor.
#Parmaklarını YiyorTürkiye'nin en iyileri listesinde bu hafta esnaf lokantaları var. Gurmelerden ve yemek yazarlarından oluşan jüri üyelerimizin herbirine en beğendiği beş esnaf lokantasını sorduk. Böylece jüri Türkiye'nin en iyi esnaf lokantalarını yani, en iyi ondan oluşan A takımını ortaya çıkardı.
Kolombiyalı yazar Pilar Quintana’nın bol ödüllü kısa romanı ‘Köpek’in İngilizceye ‘The Bitch’ (Kaltak) adıyla çevrilmesi boşuna değil. Nitekim bu hikâyedeki dişi köpek, bir noktadan sonra ‘kaltak’ damgasını da yiyor. Annelik üzerinden insanın karanlık bölgelerinde dolaşan çarpıcı bir roman.
#KöpekHürriyet Spor'un futbol konseyi güçlü yorumcularıyla haftanın gündem olan olaylarını masaya yatırdı. Tümer Metin, Güntekin Onay, Uğur Meleke ve Mehmet Arslan, Süper Lig'de öne çıkanları değerlendirdi: “Galatasaray teknik heyeti kiralık oyuncuların aidiyet duygusunun olmadığından yakınıyor. Bu duyguyu takımın bütününe yansıtacak isim Arda Turan. Fatih Terim, onu tıpkı Fenerbahçe’nin Emre Belözoğlu’nu kullandığı gibi kullanabilme şansına sahip."
#GalatasarayTürkiye’nin denizleri balonbalığı istilası altında. Prof. Dr. Vahdet Ünal, balonbalıklarına karşı av seferberliği başlatılmasını öneriyor. Balıkçıların etkilendiğini, yazın da tatilcilerin etkileneceğini söylüyor. Doğal Hayatı Koruma Vakfı ise “Yakalanan balıkların denize atılması ve karaya çıkartılmaması en etkin çözüm” diyor.
#GazetehaberleriSahrap Soysal’ın yıllarca televizyon ekranlarından ve Kelebek sayfalarından tarif ettiği yemekler, artık birinci elden, sahibinin lezzetinden. Beyoğlu Şişhane’de açtığı kendi adını taşıyan restoranında İstanbul’un ve Anadolu’nun her yerinden gelen hayranlarını ağırlıyor. Fakat bu kadının yemekleri mi daha nefis, sohbeti mi daha leziz karar vermek zor. Müşteriler ona bayılıyor, dükkâna adımını atan dışarı sarmaş dolaş çıkıyor.
#Savaş ÖzbeySahrap Soysal’ın yıllarca televizyon ekranlarından ve Kelebek sayfalarından tarif ettiği yemekler, artık birinci elden, sahibinin lezzetinden. Beyoğlu Şişhane’de açtığı kendi adını taşıyan restoranında İstanbul’un ve Anadolu’nun her yerinden gelen hayranlarını ağırlıyor. Fakat bu kadının yemekleri mi daha nefis, sohbeti mi daha leziz karar vermek zor. Müşteriler ona bayılıyor, dükkâna adımını atan dışarı sarmaş dolaş çıkıyor.
#Sahrap SoysalMimar Selim Yuhay’ınsunduğu sevilen dekorasyon programı Evim Şahane, Hoşgör Ailesi için salonuyenilemenin yanı sıra mutfak ve holde de büyük değişikliklere imza attı.11 yıl önce babasınıkaybeden Ali Bey üzüntüden felç geçirene dek gayet sağlıklı ve çalışkanbiriyken artık tekerlekli sandalyeye mahkum… Eskiden gündüzleri çay ocağıişleten geceleri ise taksicilik yaparak ailesini geçindiren Ali Bey, bir gecedehayatı değiştikten sonra eşi Sevim Hanım sayesinde hayata tutundu. Tüm vücudu felç olan Ali Bey’den doktorlar yüzde20 yaşama şansı var diye bahsederken mücadeleyi bırakmayan Sevim Hanımsayesinde Ali Bey artık konuşabiliyor, yemeğini yiyor ve televizyon kumandasınıkullanacak kadar parmaklarını oynatabiliyor.HoşgörAilesine destek olmak isteyen Evim Şahane ekibi salonu baştan sona yenilediktensonra evin diğer mekanlarında da Ali Bey’in tekerlekli sandalyeyle rahatgeçişini sağlayacak birçok önlem aldı. Finalde en büüyk sürpriz Ali Bey’e akülütekerlekli sandalye alan Mimar Selim Bey’den geldi. Yeni sandalyesine verahatça gezebileceği bir eve kavuşan Ali Bey duygu dolu anlar yaşadı.
#Evim ŞahaneKaraya yakın, deniz üstünde bir yaşam seçmiş Birol Güven. Eşi ve çocuklarıyla yaz aylarını teknesinde geçiriyor. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede tekne sahibi olmanın ayıplanmasına şaşırıyor... Ünlü yapımcı, tekne tutkusunu ve deniz aşkını Motor Boat&Yachting dergisine anlattı.
Onu, başından genç yaşta iki evlilik geçen ünlü “ikoncan”lardan biri olarak tanıdı çoğumuz. Hakkında türlü dedikodular çıkarıldı. Çocukken pırlantalı kaşıklarla yemek yedirildiğinden köpeklerine botoks yaptırdığına kadar neler neler anlatıldı. Meğer Süreyya Yalçın çok farklı bir kız, gerçek bir çetin cevizmiş. Sanıldığı gibi parasını savurup saçmazmış. Garsonun getirdiği her hesap pusulasını kontrol edecek kadar hesabını bilirmiş.
Altı ay sıra beklenen restoranlardan uzak duran ve “Neticede bir yemek” diyen Zülfü Livaneli yemeğe o kadar güçlü anlamlar yüklemiyor: İnsan nedir? Doğar, beslenir ve türünü devam ettirir. Onun için mutfak ve aşk dediğimiz şeyler insanın temel oluşumudur. Kendimi hayatta tutacağım ve neslimi bırakıp gideceğim, bu kadar temel bir şey. Yemek yemek ve aşk, ölüme kafa tutmaktır. Çünkü bu ikisi olmayınca ölüm oluyor”
Muhalefet yapmanın, Türkiye’nin Salı klasiği Meclis grup toplantılarında kürsüden iktidara çatmak olmadığını hatırlamak için taa Irak’a gitmeye gerek yoktu elbette. Dahası demokrasiyle sınavının henüz başında olan komşumuz Irak’ta böylesi bir muhalif akımla karşılaşacağımız da aklımızın ucundan geçmezdi. Ama eşek benzetmesinin neredeyse küfür olarak kullanıldığı bir dünyada eşeği yüceltirken ağır sistem eleştirisi yapan bir muhalefetin hikayesi için Ay’a bile gidilirdi...
1945’te kurduğu Beyti Restoran Florya’da hizmete devam eden Beyti Güler hem iyi bir et ustası hem de iyi bir et tüketicisi? Güler, et yemezse karnının doymayacağını söyledi ve ekledi: Balık yesem bile üstüne mutlaka et yerim. Çocukluğumda fıçılara et basılırdı. Bir kat et, bir kat tuz... Yani evimiz etsiz kalmasın diye her türlü önlem alınırdı
Baba tarafından Adanalı, anne tarafından da Alman olunca ortaya Ayşe Arman gibi damak zevki geniş biri çıkıyor. Arman şnitzele de Adana kebaba da bayılıyor, sokak dürümünü tablacıdan yemeyi seviyor. Yine de şık bir sofra olmazsa olmazı çünkü mutfakların yatak odası kadar önemli olduğuna inanıyor
Kanal D’nin ilgiyle izlenen sağlık programı “Doktorum”, kısa bir aranın ardından yenilenmiş içeriğiyle izleyici karşısına çıktı. Sunucular Dr. Altuğ Kolankaya ve Zahide Yetiş’e programdaki yenilikleri sorduk, müjdeli bir haber aldık: “Otobüslerimiz hazırlanıyor. Çok yakında sokaklarda halkımıza göz taraması ve check-up hizmeti sunacağız.”