Güncelleme Tarihi:
Bebek’te kahvaltı
Yer Bebek sahili. Bade İşçil için pazar sabahlarının vazgeçilmezi; kahvaltı ve spor. Nişantaşı’ndaki evinden yaklaşık 10 bin adım atarak Bebek’e kadar yürüyor. Buluşuyoruz. Eşofmanların içinde, hafif makyajlı haliyle Türkiye’nin en güzel kadınlarından. Pembe hırkasını çıkarıp kendi deyimiyle büyükanneler gibi omzuna atıyor ve kahvaltı siparişini veriyor. “Kahvaltıyı önemsiyor, metabolizma çalışmaya
burada başlar” diyor.
Bebek’ten Nişantaşı’na yürüyor
Kahvaltı sonrası Bebek’ten Nişantaşı’na yürüyor. Ayağında çorabı andıran ve parmaklarını tek tek kavrayan komik spor ayakkabılar var. Bunların da sağlık açısından iyi olduğu görüşünde. Yürüyüş sırasında en çok balıkçıların yanından geçerken geriliyor. Oltalarının yüzüne takılmasından korkuyor. Yol boyunca Bade’yi görenler dönüp bir kere daha bakıyor. Bade mümkün mertebe herkese selam veriyor. İsteyen hayranlarıyla fotoğraf çektiyor.
Yumurtanın beyazını yiyor
Gıdaların ürün değerlerini, yağ oranlarını takır takır sayabiliyor. Kahvaltı tabağında salam, sucuk, sosis gibi lezzetlere yer yok. Garsonlar artık onun alışkanlıklarını biliyor. Domates ve yeşillikler başrolde. Yumurtanın sarısının kolestrol oranı daha fazla olduğu için sadece beyazını yiyor. Sahanda beyaz peynirli yumurta geliyor. Yanına kaçamak taze bir simit ve çay söylüyor.
Laf atanlar çok oluyor
Tahammül edemediği tek şey pazar yürüyüşleri sırasında kaba şekilde laf atanlar. Tam bu sırada arkamızdan gelen iki çocuk “Bade İşçil mi o lan!”, “Kuzey Güney’deki Banu oğlum koş yüzüne bak” diye bağırıyor. Bade, gayet sakin yürümeye devam ediyor. Çocuklar da peşinde. İlgilenmiyor, kulağında ipod’uyla müziğin ritmine bırakıyor kendini.
Pazar gecesi için DVD ve dergi seçimi
Sırada kitap ve DVD alışverişi var. Romantik komedilere ve korku filmlerine bayılıyor. Bir filmde kıyısından köşesinden de olsa Anthony Hopkins’in görünmesi o filmi izlemesi için yeterli. Moda ve spor dergilerini pazar akşamı okumak için alıyor. Çocukluk aşkı Bon Jovi’nin CD’lerine bakıyor. Ardından Michael Jackson’ın ‘Bad’ CD’sini satın alıyor.
Alışveriş kendi mahallesinde
Spordan sonra en büyük tutkusu alışveriş için bu kez kendi mahallesi Nişantaşı’nda. Alışveriş turuna başlamışken, cep telefonuna bir mağazanın satış müdüründen mesaj geliyor. Yeni gelen ürünlerin fotoğraflarını çekip yollamışlar. Heyecanla ayakkabı ve çantaları gösteriyor. Bazen Nişantaşı’ndan İstinyepark’a alışverişe gidiyor, bunu da yürüyerek yapıyor.
Gösteriş ve pırıltıyı seviyor
Kıyafetler konusunda tam bir obur. Giymese de dolabında olsun istiyor. Bazen bir ojenin rengine, bazen ruja bazen de spor kıyafetlere sarıyor. Deri kıyafetlere bayılıyor. Bunun sebebi çocukluğundan beri hayran olduğu Bon Jovi’nin stili... Eli sürekli Aslan burcunun ruhuna hitap eden gösterişli ve pırıltılı giysilere gidiyor. Parfümeride adeta kendini kaybediyor. Hayali kendi parfümünü yaratmak: “O koku biraz oryantal, biraz çiçekli ve biraz baharatlı olurdu” diyor.
Partiye hazırlık
Haftaiçi özel bir geceye katılacak. Orada giyeceği kıyafet için modacı arkadaşı Özgür Masur’un mağazasına uğruyor. Beyaz elbiseyi üzerine geçiriyor. Şimdi karşımda bambaşka bir kadın duruyor.
Mönüde sebze ve makarna var
Son durak Nişantaşı’ndaki evinin mutfağı. Kendi başına yaşamaya başladıktan sonra sık sık mutfağa giriyor. Uzun süredir Becel’in yüzü olan ve kalp sağlığı kampanyaları için maratonlara katılan Bade İşçil daha da iyi yemek yapmaya başlamış. Bir yandan sebze sote, bir yandan makarna yapıyor. Yemekten sonra DVD’leri ve dergileriyle onu baş başa bırakıyor, mutlu pazarlar diliyoruz.