Güncelleme Tarihi:
Resmen devlet kayıtlarına girmiş olan ismiyle, Kürdistan Eşek Derneği... 22 Eylül 2005’te Bölgesel Kürt Yönetimi’nin başvuruyu kabul etmesiyle dernek statüsü alan Eşek Hareketi aslında 1970’lerin sonlarında siyasi parti hedefiyle kurulmuş. Bağdat’ta Ziraat Bakanlığı’nda memur olarak çalışan hareketin lideri Ömer Klol’un, Saddam Hüseyin’i hedef alan “Damarsız eşek ol, millete hizmet eyle” şeklindeki çıkışlarıysa parti için sonun başlangıcı olmuş. Siyasi arenada muhalefete yaşam şansı tanımayan Saddam liderliğindeki Baas Partisi, hakaret bahanesini de işin içine katarak zaten 50 elli kişiyi zor bulan Eşek Hareketi’ni bir çırpıda dağıtıvermiş. Ömer Klol izini kaybettirip Kifri’ye kadar kaçmayı başarsa da 1979’da tutuklanmaktan kurtulamamış. Eş dost akrabalar yönetimdeki hatırlı tanıdıkları devreye sokunca Klol hapisten kurtularak memuriyete geri dönmüş. Emekli olana kadar da Ziraat Bakanlığı’nda çalışmaya devam etmiş ama muhalif ruhunu kendi içinde saklı tutarak...
EŞEKLER İNSANLARIN AĞABEYİ
2003’teki işgalin ardından Saddam düşünce Klol da emekli olup Kürdistan Bölgesi’ndeki memleketi Kalar Köyü’ne dönmüş. Saddam artık olmasa da, bu kez de yeni düzenin dayatmaları Klol’un muhalif gömleğini yeniden giymesine neden olmuş. Süleymaniye merkezli Kürdistan Eşek Derneği’ni bölgenin resmi otoritelerine kısa sürede kabul ettiren Klol’un bugün etrafına 10 bine yakın kişiyi toplayan felsefesinin temelinde, doğadaki en üstün canlının eşek olduğu inancı var. Klol, “Bu alemde iki çeşit eşek var. Bir dört ayaklı eşekler bir de iki ayaklı eşekler yani biz insanlar. Büyük ağabeylerimiz dört ayaklı olanlar” diyor. Tam da bu söylemiyle eşek yerine konmayı bir aşağılanma kabul eden genel geçer yaklaşıma kafa tutuyor.
EŞEK ÇALIŞIYOR İNEK YİYOR
Klol’un eşeği yücelten söylemi aslında karşılaştırma üzerinden insanoğluna bir eleştiri. Klol’un temel kriteri tarih boyunca dinin de felsefenin de alanına girmiş ‘iyi insan olma’ meselesi: “Eşek, adamdan adamdır. Eşeğin sırrı sabrındadır. Babam eşek üzerinde neft satardı. Dur desen durur git desen gider. İnsana aynısını yaptıramazsın. Sabahtan akşama kadar çalışıyor, sonra bir tutam ot alıyor. O kadar yiyor Allaha şükrediyor. Ama insan bu kadar yiyor şükretmiyor.” Bu işin ahlaki tarafı. Bir de eşeğin yetenekleri var. Klol’a göre dünyanın en güçlü kulakları, en keskin gözleri, en iyi dişleri onda.
Eşek hareketinin siyasi söyleminin göbeğindeyse adaletsizlik teması var. Klol eşeğin doğal ortamında muhatapları arasında gördüğü muameleyi iktidardaki siyasetçilerin halka yönelik tutumuna benzetiyor. Klol hareketin sloganını anlatırken yine öncekilere benzer bir teşbih yapıyor: “Eşek çalışıyor, inek yiyor. Yani biz çalışıyoruz siyasetçiler yiyor. Bizim sloganımız; eşek çalışsın, eşek yesin.”
DEMOKRATLARIN DA AMBLEMİ
Şu anda dernek sıfatıyla çalışmalarına devam eden eşek hareketi Kürdistan Bölgesi’nde yapılacak bir sonraki yerel seçime katılmayı planlıyor. 10 bini aşan üyeye sahip olduklarını hatırlatan Klol, “Üyelerimizin hepsinin bize oy vermesi durumunda en az iki yerel yönetici çıkartabiliriz” tahmininde bulunuyor. Bölge halkı harekete Sabır Partisi ismini takmış, eşeğin sabrı Irak’ın siyasi literatürüne yavaş yavaş girmeye başlamış. Klol, “Siyasette eşeğin işi ne diye” hareketi eleştirenlere, “ABD Başkanı Barack Obama’nın liderliğini yaptığı Demokrat Parti’nin de amblemi eşek” diye karşılık veriyor.
BAŞBAKANDAN BARINAK İSTİYOR
Ömer Klol’un eleştiri oklarının hedefinde Irak’ın kuzeyinde özerk bir yönetim kuran Kürt liderler var. Klol eski baskıcı sistemden kurtuldukları için mutlu ancak bölgeye nispeten refah getiren Mesut Barzani ve Celal Talabani’nin de klasik siyasetçilere dönüştüğünü düşünüyor: “Kürtlerin dağlardaki mücadelesine eşeklerin yardımını unuttular. O zamanlarda yaralıları da silahları da eşekler taşırdı.” Klol, Bölgesel Kürt Hükümeti’nden talepleri için Başbakan Berham Salih’e mektup yazmış. Dernek köylerde kaderine terk edilmiş eşekler için büyük bir barınak kurmak istiyor. Fizibilite çalışması yapılmış; hükümet bir arsa tahsis eder, bir de 7 yedi milyon dinar (yaklaşık altı bin dolar) verirse barınak işi hallolacak. Ancak bugüne kadar Başbakan Salih’ten ses yok. Klol’un bir başka projesi de Eşek Hareketi için bir radyo kanalı açmak ancak bu konuda da hükümetten beklediği izni alabilmiş değil.
BİR EŞEĞİ BİLE YOK
Eşek Derneği’nin Genel Merkezi aslında Süleymaniye’de ancak Ömer Klol bizi Süleymaniye ile İran sınırı arasındaki Kalar Köyü’ndeki evinde misafir etmek için ısrarcı oluyor. Kıramayıp yola düşüyoruz, Süleymaniye’nin merkezinden yaklaşık iki saat direksiyon salladıktan sonra Ömer Klol’u köyün girişinde eski bir Ford arabanın önünde bizi beklerken buluyoruz. Ömer Klol eşek yerine arabaya biniyor ama arabasının içi aynı evi gibi oyuncak eşeklerle dolu. Çocukları ve torunlarıyla birlikte yaşadığı mütevazı evde baş köşe de yine eşeklerin. Klol, kocaman bir eşek tablosunun önündeki oyuncaklara nadide birer tarihi eser muamelesi yapıyor. Hepsinin bir hikayesi var. Ömer Klol eşeklerini bize tanıştırırken bir yandan da onları seslendirince hep beraber çocukluğumuza dönüyoruz adeta. Sohbetin sırasında Klol’un eşi bir yer sofrası kuruyor, “O kadar yol geldiniz aç göndermem sizi” diyerek. Torunlar da bize eşlik ediyor ama Klol’un kızlarını fotoğraf çekimi sırasında bile mutfaktan çıkartamıyoruz. Birkaç saatlik misafirliğin ardından Klol’a “Hadi sıra gerçek eşeklerde” diyoruz. Klol’un yanıtı şaşırtıyor: “Benim eşeğim yok ama isterseniz köyün etrafındaki otlaklara gidelim birkaç tane eşeğe rastlarız. O eşekler hepimizin.” Veda seansı da eşek usulü oluyor. Klol ilk önce sağ elinin işaret ve orta parmaklarını eşek kulağı gibi kırıp bükerek birkaç hareket yapıyor ardından da Sebati’nin kamerasına doğru bir havada bir tekme savuruyor.
SEBATİ DE ÜYE OLDU
Klol’un anlattıkları fotomuhabir arkadaşım Sebati Karakurt’un çok ilgisini çekiyor. Klol derneğin üye sayısının giderek arttığını anlatırken Sebati yurtdışından üye kabul edip etmediklerini soruyor. Sebati’nin niyetini anlayan Klol hemen bir başvuru formu uzatıyor, iki tane de vesikalık fotoğraf istiyor. Oracıkta derneğe üye olan Sebati, yıllık üyelik aidatı olan beş bin dinarı ödüyor, Klol’un kendisine verdiği Kürtçe dokümanları tercüme ettirip okumak üzere alıyor. Ömer Bey mini üyelik töreni sırasında Sebati’ye “İyi bir eşek olacağına inanıyorum” diyor.
Klol’un derdi modern hayatın insanları yüzyıllarca birlikte yaşadıkları büyük ağabeylerinden koparması. “Koca motorlu araçların üzerindeki kimse artık dönüp eşeklere bakmadığı gibi saygı da göstermiyor” diye serzenişte bulunuyor. Klol’un bu sözleri geçen yaz Rusya’nın Azak Denizi kıyısında bir promosyon faaliyeti için balonla uçurulan eşek Anapka’ya yapılan eziyeti aklımıza getiriyor.