ünlü şair, filozof ve eleştirmen Samuel Taylor Coleridge’ın ‘Shakespeare Üzerine Konferanslar’ı (Artshop). 1811-19 arasında düzenlenmiş bu konferanslarda Coleridge ‘Şiirin Prensipleri’ üzerinde duruyor. Volkan Hacıoğlu bu kapsamlı yapıtı Türkçeleştirmekle kalmamış, William Shakespeare’i “İnsan’ı keşfeden şair” olarak uzunca bir önsözle de kuşatmış. Bazı çalışmaları, özellikle de çevirileri ‘pir aşkına’ çabalardan sayarım.
#Samuel Taylor ColeridgeDenemeyi yere göğe sığdıramayıp suya, yola, ağaca, kurda kuşa, iğneden ipliğe her yere, her şeye yazanlar var bir de, eh bence edebiyatı edebiyat kılanlar da onlar. “Yere göğe sığdıramayıp” diyerek orada bırakmak, olmaz, ‘Rüzgâra Yazanlar’dan da söz etmek gerekir ki onların hem en eskisi hem her dem yenisi de Taner Ay’dır.
#Taner AyÖtüken Yayınları, Peyami Safa’nın geçimini sağlamak için yaklaşık 40 yıl boyunca Server Bedi takma adıyla yazdığı Cingöz Recai polisiyelerini yeniden yayımlamaya başladı. Yakışıklı, zeki, iyi eğitimli, zenginden aldığını yoksullara dağıtan kibar hırsız Cingöz Recai, Türk polisiyesinin en ünlü kahramanı.
#Cingöz RecaiBizde unutulan unutulana... Yitik eserlerin toplamı orduya bedel. Necatigil’in sözlüğündeki çizelgeden kasım ayındaki doğumlara-ölümlere baktım. İşte Celâl Esat Arseven. Onun cilt cilt ‘Sanat Ansiklopedisi’, sanatın bütün dallarını madde madde işleyen, akıllara durgunluk verici bir emek ürünüdür.
#Celâl Esat ArsevenAndre Chastel, ‘Tablodaki Tablo’da resim sanatında 15’inci yüzyıl ile başlayıp 20’nci yüzyılda zirve yapan ‘tabloya tablo yerleştirme’ konusunu inceliyor. Sanatçının bu eylemini imgesel değerde görerek hem meselenin düşünsel hem de ressamın otoportresine açılan yönünün peşine takılıyor.
#Tablodaki TabloNeşet Ertaş’ın ölümünün ardından duyulan kitlesel acı, bir halk sanatçısının kişiliğinde, halk kültürüne, halk sanatçısına duyulan sevgi ve saygının da bir simgesiydi. Arkasında binlerce yıllık bir kültürü barındıran türküler hakkında bilgimiz ne kadar? Peki, aşk hikâyelerinin türküsünü dinliyor muyuz?
Soru ilk bakışta son derece tuhaf elbette. 18. yüzyılda Erzurum ile Glasgow arasında herhangi bir bağlantı olması düşünülemez bile. Ancak, Selma Karışman doktora tezinde aynı yüzyılda yaşayan bu iki ismi bir araya getirerek benzerliklerine dikkat çekiyor. Üstelik ikisinin de ahlak hakkında yazdıkları kitaplardan yola çıkarak.