Paylaş
Bugün de Selçuk Orhan’ın ‘Sorularla Oğuz Atay’ kitabını tanıtacağım.
Kısa tanıtım notu ile yazıya başlayacağım:
“Oğuz Atay, 40 yılı aşkın bir süredir edebiyatımızın en çok tartışılan yazarlarından biri. Yapıtları biçimsel özellikleri, tarihsel referansları, çok sesliliği ve düşünsel derinliği açısından okurlara zengin bir dünya sunuyor.
Bununla birlikte okurları zorlayan bir yazar olduğu da sıklıkla söyleniyor. Hatta çoğu okur, Oğuz Atay’ın biçimsel deneylerle örülü hacimli yapıtları karşısında duraksıyor.
Elinizdeki kitap Oğuz Atay’ın yapıtları ve düşüncesiyle ilgili mütevazı bir rehber olarak hazırlandı. Oğuz Atay’ın yapıtlarıyla yeni tanışmış okurlar kadar Atay’la ilgili meraklarını ileriye taşımak isteyenlere yol arkadaşlığı etmesi umularak yazıldı. Sorularla ayrıştırılan bölümlerde Oğuz Atay’ın yapıtlarının yanı sıra yaşadığı dönem, dostları ve kişisel hayatına dair (dedikoduya kaçmadan!) ayrıntılar da bulacaksınız.”
Yazar 100 soru soruyor ve onları yanıtlıyor.
Oğuz Atay’a yaklaşımı konusunda kitabın başında bilgi veriyor hem kendi yorumunu hem Oğuz Atay kimliğini yazıyor:
“Oğuz Atay, romanlarında önsöz ya da giriş yazılarını alaya alırdı. ‘Soru - Cevap’ türü yerleşik kalıpları da ti’ye aldığını, örneğin Oyunlarla Yaşayanlar’da Coşkun ile Saffetin ‘cemiyete faydalı kitapları neşredebilmek için’ en mükemmel satan kitapları da basmaya mecbur kalan hayali bir yayınevi için uydurdukları gülünç başlıklar içinde ‘Yüz Tanınmış Operadan Aryalar’ ya da ‘Sevişmede On Temel Pozisyon’ geçmesinden anlayabiliyoruz.
Basmakalıp bir başlıktan kaçmadığım için eleştirebilirsiniz ama şu da var: Oğuz Atay’ın alaya almadığı bir şeyi bulmak çok zor. Bana göre, Oğuz Atay’ı okumak, alaya alınmak, acı ve ağır biçimde alaya alınmaktan korkmamak, hatta bundan keyif almayı bilmek, hiç değilse öğrenmektir.” (Doğan Kitap)
TARIK BUĞRA’YI ANLAYARAK OKUMAK
HER edebiyatçının eserlerini anlamak, değerlendirebilmek için hakkında yazılmış eleştirilere gereksinim vardır. Eleştirinin önemli işlevlerinden biri de budur.
N. Niyazi Bakırcıoğlu’nun ‘Tarık Buğra’nın Roman Dünyası’ da bu alanda yapılmış bir çalışma.
Buğra’nın en büyük özelliği nedir? Yazar açıklıyor:
“Tarık Buğra’nın kendine mahsus bir kelime ekonomisi var. Her tasvir, her tahlil cümlesi, her konuşma bir amaç için kullanılmış. Âdeta cümle değil de mısra yazar gibi kelimelere tasarruf ediyor. Yani onun romanlarında şiirin disiplini hâkimdir.”
Bu incelemede Tarık Buğra’nın kitap halinde yayınlanmış olmakla birlikte, bir kısım da tefrika halinde kalmıştır.
Bu yazıda romanların listesi verilmiştir.
İçindekiler sıralaması:
◊ Romanların listesi
◊ Romanların Mevzuları ve Hususiyetleri
◊ Siyah Kehribar
◊ Küçük Ağa
◊ Firavun İmanı
◊ Yağmur Beklerken
◊ Dönemeçte
◊ Gençliğim Eyvah
◊ Dünyanın En Pis Sokağı
◊ İbişin Rüyası
◊ Yalnızlar
◊ Osmancık
◊ Osmancık Dönemi
◊ Arayış ve Buhran Dönemi
◊ Beğlik Dönemi
◊ Bazı Dikkatler ve Değerlendirmeler
(Ötüken Yayınları)
Paylaş