Balkan mutfağı mişöriz yemeği tavuk kapama olarak da biliniyor. Arnavut pilavı mişöriz yiyenlere fırında pilav ve tavuk yemeği şöleni yaşatıyor. Peki, mişöriz nasıl yapılır, malzemeleri ve püf noktaları nelerdir? İşte, Arnavut pilavı mişöriz tarifi ve yapılşı...
#MişörizTürk Mutfağı Haftası etkinlikleri kapsamında konuşan Doç. Dr. Özge Samancı “Geç Osmanlı dönemindeki pilav, tavuk çorbası, baklava, börek ve kabak dolması gibi yemeklerin önemi, günümüzde hâlâ yediğimiz lezzetler olmaları... Aslında mutfağımız çok geleneksel” diyor.
#Özge SamancıÇanakkale mutfağı hakkında ne kadar bilginiz var? Sadece balıkları sayacak olursanız, “Yanılıyorsunuz” derim. Bu kentin mutfaklarında çok lezzetli yemekler pişer. Örneğin Oğmaç çorbası, iskorpit çorbası, patlıcanla yapılan tumbi, mantıyı andıran metez, melki köftesi, tarhanalı patlıcan, börülce köftesi, lüfer pilavı... Say say bitmez. İşte size Çanakkale lezzet rehberi...
#SeyahatGelibolu Yarımadası’nın konumuyla, doğasıyla, tarihiyle, kültürüyle ve mutfağıyla her zaman çok özel ve özgün bir bölge olduğunu düşünürüm. Bir zamanlar eksiklik gibi algılanan kitle turizminin cazibe merkezi yerleri arasına girememesi ona bambaşka bir yol açtı.
#Müge AkgünTürk mutfak kültürünün gelecek nesillere aktarılabilmesi için yerel malzemelerimizi tanımak, onların geçmişten bugüne hikâyesini bilmek, özelliklerini tabaklara en iyi şekilde yansıtabilmek önemli. Bu amaçla yerel değerlerin mutfaklarda sürdürülebilirliğini sağlamak için şef Şemsa Denizsel işbirliğinde özel bir projeye imza atan Metro Türkiye, dört etaptan oluşan ‘Yerelin İzinde’yi hayata geçirdi. Boğaz lüferiyle başlayan projenin ikinci ayağında Aydın kestanesi var.
#Aydın KestanesiYüzlerce yıllık birikim, devasa bir külliyat, kuşaktan kuşağa aktarılan pratikler... Türkiye’nin lezzet hazinesi, kimilerine göre yeryüzünün en zengin birkaç mutfağından biri, pek çoğumuza göre de en güzeli. Peki bütün bu güzeller içinde en güzel 100 hangileri? Artık tereddüde gerek yok: Gastronomi düzeyi tartışılmayacak büyük bir heyet bunları sizin için belirledi.
#Türkiye'nin En Lezzetli 100 YemeğiBugün yerle bir olan Karaköy rıhtımında, 1940’ların başında görkemli bir yolcu salonu vardı ama bu salonun lokantası yoktu. O yılların ünlü mimarı Prof. Dr. Rebii Gordon’un çizimleriyle, salonun üst katına çok güzel bir lokanta yapıldı. Adı Liman Lokantası oldu. Kısa zamanda İstanbul sosyal hayatının önemli mekânlarından biri haline geldi, 1994 yılında ise kapılarını kapattı. Galataport, önemli bir simgeyi, İstanbul görüntüsünden silip attı.
#Liman LokantasıTürkiye’ye gelen yabancılar yemeye doyamıyor, yurtdışına giden Türkler en çok onları özlüyor. Döneri, kebabı, çiğköftesi, lahmacunu bir yanda, kuru fasulyesi, mantısı, karnıyarığı öbür yanda… Her biri başlı başına ülkeyi sevme sebebi... Peki en iyisi hangisi? Hurriyet.com.tr okurlarına sorduk. Oylamaya 45 bin kişi katıldı, birinci yaprak sarma oldu. Bununla yetinmedik, yemek yazarlarımız Mehmet Yaşin ve Vedat Milor’dan favorileri öğrendik, Türkiye’nin önde gelen şeflerinden görüşlerini aldık. Yemeksepeti.com rakamlarına baktık. Akademisyenlerden, yemek yazarlarından Türk mutfağını neyin özel kıldığını öğrenmeye çalıştık. İşte Hürriyet Pazar’ın dev yemek dosyası…
#ÇiğköfteDeniz Ülke Arıboğan’ı son 10 yılda Türkiye’nin önde gelen uluslararası ilişkiler uzmanlarından biri olarak tanıdık. Yazdığı kitaplar, makaleler, akademisyenlik, rektörlük, annelik derken, mutfakta da çok başarılı olduğunu öğrendik. Bu özelliği annesinden geliyor. Ailenin efsanesiyse babasının kek kalıbında pişirdiği pilav
Türkçe’de yemekle ilgili ne çok deyim olduğunun farkında mısınız? Bu hafta kafamın içinde dolaşan deyimlerin yanında bir de atasözü var: Marifet iltifata tabidir. Zira geçen haftaki yazıma, fikirlerine çok önem verdiğim yemek ve yazı çevresinden çok güzel tepkiler aldım. Beğenilme duygusu herkes için önemli, bu haftanın tarifi pestilli çıtır tavuğun beğenilme ihtimali de epey yüksek
NATO zirvesinde en çok konuşulanlardan biri İstanbul’a gelen ülke liderlerinin ağırlandığı iki sofra oldu. Biri Dolmabahçe Sarayı, diğeri Topkapı Sarayı’nda kurulan bu sofralar, iki ünlü Türk şefe emanet edildi. Londra’da aşçılık master’ı yaptıktan sonra kendisini Türk mutfağının araştırılmasına adayan Feriye Lokantası’nın sahibi ve şefi Vedat Başaran, Dolmabahçe Sarayı’ndaki ziyafetin sorumluluğunu üstlendi.