Koronavirüs nedeniyle iki aydan fazla bir süredir evden çıkamadık. Egzersizden yemek yapmaya, sanal müze gezmekten online eğitimlere kadar her şeyi evimizde yaptık. Haziran ile birlikte yeni normal dönemi başlamış oldu. Mevsimin de içimizi ısıttığı şu günlerde uzun süredir özlemini çektiğimiz sokaklara yavaş yavaş ve dikkatli bir şekilde adımımızı atmaya başladık. Peki hafta sonu için İstanbul'un neresinden keşfetmeye başlasak dediğinizi duyar gibiyim. İşte maskenizi takıp, sosyal mesafeye dikkat ederek yeniden keşfedeceğiniz üç tarihi semt ve dolu dolu aktivite önerilerim.
#KuzguncukKitap konusu açıldığında hemen bir önyargı çıkar ortaya. Biz okumuyoruz. Oysa Türkiye Yayıncılar Birliği’nin istatistikleri bunu doğrulamıyor. Benim gözlemlediğim, genelde kitap okumayanlar bu sözü kullanırlar. Okumamanın gerekçesidir. Evde kalma günleri başlarken birçok yayıncı kitap satışları için karamsar bir ruh halindeydi. Oysa okur ilgisi bu görüşü yanılttı.
#YazarSeyahate çıktığımızda sınırlı birkaç günde tüm şehrin altını üstünü getirip, kilometrelerce yürüyüp, çılgınca yiyip, kısıtlı zamanda olabildiğince bilgiyi sindirmeye çalışıyoruz. Ya peki yaşadığımız şehre ne kadar zaman ayırıyoruz? Sonra giderim, haftaya ziyaret ederim, karşıya mı geçeceğim, çok uzak dediğimiz tüm yerleri bir düşünün. Geçtiğimiz aylarda ben Paris’te neredeyse her gün önünden geçtiğim Notre Dame’a hiç girmediğimi fark edip bir gezeyim demiştim. İyi ki de gezmişim bir hafta sonra o büyük yangın çıktı. O nedenle İstanbul’a geldiğimde kendi kendime karar verdim, yıllarca yaşadığım şehri bu ziyaretimde daha detaylı gezecektim ve kendi şehrimde turist olmaya karar verdim.
#IstanbulGeleceğin İstanbul’unu nasıl alırdınız? Bütün suların çekildiği, kupkuru bir İstanbul... Müminlerin suya batmış Ortaköy Camii’nde kaçak namazlar kıldığı bir İstanbul... Uzaylıların taş üstünde taş komadığı bir İstanbul... Bu ay çıkan öykü derlemesi ‘İstanbul 2099’ toplumsal, mimari ve teknolojik açıdan 16 farklı gelecek tasavvuru sunuyor.
#Cem AkaşSimit ve çay kokan dünyanın en eşsiz şehri İstanbul hakkında birikmiş kelimelerim var. Onun eşsizliğini anlatacak tamamlanmamış cümlelerim, çizdiğim resimlerim , okuduğum kitaplarım, dinlediğim müziklerim, karış karış gezdiğim sokaklarım var. Nedim’in; Bir taşına acem mülkünün tamamı fedadır dediği üzerine en çok edebi eserin yazıldığı Şehr-i İstanbul içerisinde koca bir tarihi, iyileri, kötüleri, huzuru, devleri, cüceleri , yorgunlukları , koşuşturmaları, sabah 8 akşam 6 durmaksızın akan bir kaosu barındıran hepimizin masalı.
#İstanbulTüm bu şehirler hem hikâyeleri hem bulundukları coğrafya ile hem de kültürleri o kadar renkli o kadar güzel ki, mutlaka ölmeden önce görülecek yerler listenizde olmalı... Hepinize keyifli okumalar ardından da bu rotalar gibi rengârenk hayaller dilerim. İşte size dünyadan en renkli şehirler, kasabalar, adalar, sokaklar, evler…
#En Renkli RotalarEvvel zaman içinde (Masalcı Baba Eflatun Cem Güney’e rahmetle), bir zamanlar, suları bol mu bol bir yer varmış. Sularının isimlerinin Seyrantepe veya Beytepe gibi bazısı tepeli; Bademlik, İğdeli, Söğütözü, Kirazlıdere, Cevizlidere veya Kavaklıdere gibi bazısı meyveli veya ağaçlıymış.
#KavaklıdereRessam ve çocuk kitapları yazarı Can Göknil 50’nci sanat yılını, 50 eseriyle Ankara Nurol Sanat Galerisi’nde açılan özel bir sergiyle kutluyor. Göknil “Yazan bir kişiyim ama yazar değilim. Ben bir ressamım. Çocuklar ve büyükler için resim yapıyorum” diyor...
#Kitap Sanat