‘Bir gemi inşa etmek’

ALMANYA’nın Frankfurt kenti bir finans merkezi olduğu kadar fuarlar kentidir. Fuarların biri biter, bir diğeri başlar.

Haberin Devamı

Frankfurt 67. Uluslararası Kitap Fuarı başlıyor. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 100’ü aşkın ülkeden 7 bini aşkın yayınevinin katıldığı fuar 23 Ekim Pazar akşamı sona erecek. Fuara her yıl yaklaşık 150 bini kitap yayıncılığı sektörü çalışanı olmak üzere 280 bin civarında ziyaretçi geliyor.

Fuara 1985’ten beri katılan Türkiye 2008’de ‘Onur Konuğu’ olmuştu. Onur konuğu ülke fuar öncesi ve sonrası yaptığı etkinliklerle de ülkesini tanıtma fırsatı elde ediyor.

 

Fuarın bu yılki onur konuğu Hollanda ile Belçika’nın Flaman bölgesi. Aynı dili konuşan bir ülke ile bir bölge fuara ‘İşte paylaştığımız şey’ (Dit is wat we delen/This is what we share) adı altında beraber katılıyorlar. Hollanda ile Flamanlar Almanya’da yaz aylarından beri yaptıkları etkinliklerde edebiyatın yanı sıra sanat ve kültürlerini de tanıtıyorlar.

 

Haberin Devamı

Türkiye her yıl olduğu gibi 5. Salon’un alt katında diğer uluslararası yayıncıların bulunduğu bölümde yer alacak. Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle Türk yayınevlerinin de toplu olarak yer aldığı Türkiye ulusal Türkçe kitaplar, Türk yazarların Almancaya veya başka dile çevrilmiş eserleri ve bir de yayıncıların ‘prestij yayınlar’ adını verdiği Türkiye’nin tarihini, kültürünü, uygarlığını tanıtan lüks baskılı, ciltli, iri kitaplar sergileniyor... Bir de çocuk kitapları bölümü... Umarım ki sadece yabancı ülkelerin yer aldığı bu salondan geçen Almanlar veya diğer milletlerden insanlar merak edip bu kitaplara birkaç dakika da olsa bakar...


Yazar ve eleştirmen Doğan Hızlan şöyle diyor; “Türkiye açısından bu fuara katılımın iki amacı olmalı. Biri edebiyatımızı Almanlara ve diğer milletlere tanıtmak, diğeri ise Almanya’da yaşayan Türklere/Türk kökenlilere Türk edebiyatını tanıtıp sevdirmek...” Bu tespite katılmamak mümkün değil ama bu nasıl olacak? Bu konu üzerinde düşünmeliyiz. Ayrıca Avrupa’da yaşayan Türk veya Türk kökenli yazarlar nereye dahil edilecek? Bu da ayrı bir tartışma konusu...

Haberin Devamı

Yazarların eserlerini yazmasıyla yayıncılık çarkı başlıyor. Bunların basılması, geniş kitlelere duyurulması, satılması, bazen yazıldığı dilden başka dildeki insanların da okumaları için tercüme edilip tanıtılması gibi birçok halkalardan geçiyor. Bunların her biri ayrı bir uzmanlık alanı.

 

Herkesin severek okuduğu ‘Küçük Prens’ (Le Petit Prince) adlı eserin Fransız yazarı Antoine de Saint-Exupery şöyle diyor:

 

“Bir gemi inşa etmek için sadece bu işi bilen ustaları bir araya getirmek yetmez. Buna ilaveten uzak denizlere açılma hayalini de aşılamak gerekir.” Fransız yazarın bu sözünden yola çıkarak şöyle diyebiliriz... “Sadece kitapları ve kitapçıları bir araya getirmek yetmez. İnsanlara kitap okuma zevkini, alışkanlığını da aşılamak gerekir.”

Haberin Devamı

Halit CELİKBUDAK

 

GÜNÜN SÖZÜ

“Ben kimseye hiçbir şey öğretemem, sadece onların düşünmelerini sağlayabilirim.”

 

Sokrates

 

KORKMAYIN, MEME KANSERİNDEÖNEMLİ OLAN ‘DOĞRU BİLGİ’

 

EKİM ayı tüm dünyada meme kanseri konusunda bilinçlendirme ayı!


Meme kanseri, kadınlar arasında en sık görülen kanser türü. Batı ülkelerinde her 8 kadından birinde, ülkemizde de her 12 kadından 1’inde, yaşamlarının bir döneminde meme kanseri geliştiğini biliyoruz. Meme kanseri ölüme yol açması açısından da akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alıyor.

 

Ancak endişe etmenize gerek yok, çünkü yaşam alışkanlıklarınızda alacağınız basit önlemlerle meme kanseri riskinden büyük oranda korunmak mümkün. Sağ kalımlar yükseldi. Esas, bilgilenmek çok önemli tabii...

Haberin Devamı

Kadıköy CKM’de dün akşam üzeri kanser konusunda bir toplantı vardı.

 

Kimler mi katıldı? Pembe Hanım Derneği Başkanı Nevval Sevindi: Meme kanserini, sevgi ve bilgi ile yenmek.

 

Canan Perdahlı: Meme kanserinde hasta derneklerinin sosyal destek yönü.

 

Doç. Dr. Evrim Coşkun Çelik: Lenf ödem korunma yolları ve klinik tedavi.

 

Dr. Beril Koparal: Destek ve tamamlayıcı bitkisel tedavinin önemi.

 

Nevval Sevindi’nin konuşması ilginçti... Sevindi’ye göre, artık Avrupalılar ‘Dr. Google’a karşı olmaya başlamışlar. Çünkü doğru bilgi verilmiyor, kandırılıyor ya da yanlış yönlendiriliyor. 

 

Biliniz ki, İngiltere bu konuda yeni yaptırımlar ve yasalar çıkardı; uygulamaya başlayacak... Kanser konusunda web sitesi açacaklar veya STK’lar ve siteleri, yasayla belirlenen kriterlere uymak zorunda olacak..

 

Haberin Devamı

Ve bu bilgiler üç yılda bir yenilenecek..

 

Her zaman www.pembehanim.com ve Facebook sayfalarından doğru bilgilere ulaşabilirsiniz.

 

BİLİYOR MUSUNUZ?

 

ANTALYA Muratpaşa Belediyesi’nin geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz iletişim ve medya dünyasının duayeni, akademisyen Prof. Dr. Ünsal Oskay anısına düzenlediği, bugün 19.00’da Belediye Kültür Salonu’nda yapılacak ‘Her Şeyden Biraz’ başlıklı ilk ‘Popüler Kültür Konuşması’ etkinliğinde; Küçük İskender, Yekta Kopan ve akademisyen Serdar Taşçı’nın konuşacaklarını...

 


Tarımın geleceği iyiye gitmiyor


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hafta sonu Silivri Eser Otel’de öncelikle Trakya Bölgesi’ndeki tarımla ilgili STK temsilcileriyle, akademisyenlerle ve üreticilerle bir araya geldi, onların dertlerini ve eleştirilerini dinledi. Daha sonra Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ve İlçe Başkanı Suna Göçengil’in ev sahipliğinde yapılan ‘Trakya Tarımının Sorunları ve CHP’nin Çözümleri Toplantısı’na katılan Kılıçdaroğlu, verimli toprakların tehdit altında olduğunu söyleyerek; “Trakya’nın tarımı ne olacak? Bu kaygıları gidermek bizim elimizde. Dışarıdan birileri gelip bizi yönetemeyeceğine göre kendi aklımızla, birikimimizle yola çıkıp çözeceğiz. Çiftçi ekmesine ekliyor ama karşılığını alamıyor. Girdi fiyatları bu kadar yüksek çiftçi ürünün karşılığını alamıyor, ekmekten vazgeçiyor. Köylü milyonlarca kişiyi besliyor, üretiyor. Bugün çok şükür her şeyi üretiyoruz. Üretiyoruz ama üreten kişinin alın terinin karşılığını veriyor muyuz? Kendi çiftçisini desteklemeyen herhangi bir ülke var mı?” dedi. Toplantıda Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, “Bizler yerel yönetim olarak özellikle kent çevresinde bu toprakları koruyarak, inovatif tarımı geliştirip farklılıklar yaratma, kalıcı ve sürdürülebilir başarılara taşıma kararlılığındayız. Yanı başımızdaki kötü örneklerine, kent yağmalarına karşı; Silivri’de bu 430 kilometrekarelik tarım alanında, üretimi zenginleştirmeye, tarımın refah ve insan yanını, geliri artıran örneklerini anlatmaya ve uygulamaya çalışmaktayız. Betonla, demirle ve onun getirdiği rantla mahvedilen İstanbul üzerimize vahşice akıp gelirken, biz burada kent ve kent çevresi tarımını geliştirmek için 8 yıldır mücadele ediyoruz. Bunun için TÜRAM’ı (Silivri Belediyesi̇ Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi’ni) kurduk.” dedi. 

 

TRAKYA TARIMIN BAŞKENTİ


Kılıçdaroğlu eleştirilerine şöyle devam etti: “Birinci sınıf tarım arazileriyle zenginleşen bir Trakya, ne eksen karşılığını alıyorsun. Ama şimdi tarım toprakları tehdit altında olan bir Trakya var. Her kesimin kazanacağı buğday üreticisinin tarlasını ektiği takdirde yeni ürünlerle, 1 değil, 10 değil, 100 kat daha fazla kazanabileceği bir ürün modelini tanıtmaya çalışıyor. Bu görev kimin? Aslında Tarım Bakanlığı’nın değil mi? Peki kim uğraşıyor? Biz uğraşıyoruz, kim yapıyor? Biz yapıyoruz. Nasıl yapıyoruz? Belediye bazında yapıyoruz. Sizden isteğim, Türkiye bazında yapma fırsatını bize verin”Türkiye’nin tarım kıskacı içine girdiğini, bu ayıbın ülkeyi yönetenlerin ayıbı olduğunu, büyük işletmelere teşvik verildiğini ancak küçük işletmelerin görmezden gelindiğini belirtirken üretimde ‘planlama’nın önemine dikkat çeken Kılıçdaroğlu ayrıca şu başlıklara değindi.- Organik tarım yapanın özel olarak ve daha fazla desteklenmeli.- Her köye mutlaka bir ziraat mühendisi, hayvancılık yapılan yerlerde veteriner ile modern tarım öğrenilmeli. - Bütün Trakya’yı tarımın başkenti sayabiliriz. Birinci sınıf tarım arazileri var. Herkesin göz diktiği araziler. Eğer önlem alınmazsa önümüzdeki süreçte tarım ve çiftçiyi hep beraber yok edeceğiz.

 

AİLE İŞLETMECİLİĞİ YOK


- Üreten kişinin alın terinin karşılığını veriyor muyuz? Çiftçi elbette desteklensin. Kendi çiftçisini desteklemeyen dünyada herhangi bir ülke var mı? Yok. Tarım stratejik bir alandır. Stratejik alanı güçlendirmemiz gerekiyor.- Neden buğday, fasulye, saman, canlı hayvan ithal ediyoruz. Caddelerimizi yeşillendirmek için neden yurt dışından ağaç ithal ediyoruz. Ormanımız mı yok? - Bilinçli politikayla tarımda aile işletmeciliği öldürüldü. Bu bir bilinçli politika çünkü uluslararası tekellere meydan açmak istiyorlar. Biz uluslararası tekellere başkaldıracağımıza, uluslararası tekellere teslim olan bir siyasi irade var. Bu irade olduğu sürece Türk tarımı büyüyemez, gelişemez.- Tarım Kanunu’nda yer almasına rağmen, milli gelirin %1’i oranında teşvik çiftçiye verilmiyor.


Trakya tarım topraklarının kurtuluşu ‘Tarımsal SİT Alanı’nından geçer  

 

ÜLKEMİZİN yüz ölçümünün %2 sini, nüfusun % 20’sini barındıran Trakya, dünyanın sayılı mümbit (zengin ve verimli) tarım topraklarına sahiptir. Trakya topraklarının %82’si her türlü tarıma elverişlidir. Ülkemiz buğday üretiminin yıllara göre %8-10’unu, ayçiçek üretiminin %8’ini, %1-2’si üzüm (ekseri şaraplık) üzümünü üreten önemli bir potansiyele sahiptir. Aynı zamanda hatırı sayılır mera varlığına dayalı olarak büyük ve küçük baş hayvan varlığının %98’i kültür ırkından oluşmakta ve ülkemiz süt üretiminin %5’ini karşılamaktadır.Bunun yanında doğal güzellikleri ve var olan endemik bitki-hayvan türleri ile ayrı bir zenginliğe sahiptir. Trakyanın kabul edilen 1/100 000’lik ve 1/25 000’lik Çevre Düzen Planları’nda bölgemiz tarım ve turizm alanı edilmesine karşın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hukuka aykırı revize planlarla ‘enerji üretim ve depolama’ alanları ilan ederek bölgemizde çok sayıda doğal gaz, petrokok ve kömüre dayalı termik santraller (EPDK’da izinlendirilen 30 civarında), İğneada’da nükleer santral ile Trakya toprakları ve yaşam alanları tüm canlılar büyük felaketin eşiğindedir. 

 

ISTIRANCA’NIN SUYU İSTANBUL’A


Trakya tarım toprakları sanayi ve kentleşme, Avrupa’ya uzanan doğal gaz ve enerji nakli (Rusya ve Azerbaycan doğal gazı ile 250-300 km2’lik alan), kara ve demir yolları ile hızla amaç dışı kullanımı söz konusudur. Bunun yanında hızlı nüfus artışı ile yetersiz olan alt yapı ve su kaynakları ayrı bir sorundur. Trakya’nın içme suyunun %90’ını yeraltı sularından karşılanmaktadır. Istıranca Dağları’ndan doğal kaynak suları İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından İstanbul’a gitmektedir.Ergene kirliliğini kurtaralım derken derin deşarjla arıtma yapmadan Marmara Denizi’ne verilerek burada yaşayan su canlılarının yaşam alanları yok edilmekte ve suyun en az bir derece ısı artışı ile bölgenin ekolojik koşullarına olumsuzlukları ile tarım ve yaşam alanlarımız tehdit altındadır.Gelişmiş ülkelerde tarıma elverişli topraklarının %50 ye ulaştığı bölgeleri tarımın dışında hiçbir faaliyete izin vermeyecek yasal kısıtlar getirirken; Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı olması ve topraklarının %82’si ile her türlü tarıma elverişli Trakya’nın tek kurtuluşu bölgenin ‘Tarımsal SİT  Alanı’ ilanından geçer. Gıda ve tarımsal ürünler enerji ve su dan sonra en stratejik kaynaklardır.

Dr. Cemal POLAT-TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Tekirdağ Şube Başkanı          

            
Türkkan ve Toros’ların düğününde ‘siyaset koalisyonu’ vardı


MHP eski Milletvekili Lütfü Türkkan renkli bir siyasetçi. Nihan, Dilara ve Türküm isimli üç kız, Mehmet isimli de bir erkek çocuğu olan Türkkan geçtiğimiz Cumartesi akşamı  büyük kızı Nihan’ı Adana kökenli işadamı Sabri Toros ile evlendirdi. Zorlu Raffles Otel’deki düğünün siyaset, iş ve sanat dünyasından katılımcılarında tam bir ‘koalisyon’ oluşmuştu; siyaseten…Milliyetçilerden, sosyal demokratlara, demokratlardan muhafazakarlara kadar her kesimden siyasetçi ve eşleri keyifli bir gece geçirdi.Düğünde Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ en ilgi gören konuktu. Mehmet Ağar, bir süre sonra gelininin rahatsızlığı nedeniyle salondan erken ayrılmak zorunda kaldı. Gözler, Meral Akşener’deydi. Eşiyle salona giren Akşener, elini sıkanlara ‘sıcak’ mesajlar verdi. Türkkan ve Akşener’in yakın dostları Celal Adan’ı gözler özellikle aradı. MHP Genel Merkez’den kimsenin davet edilmemesi dikkat çekti.CHP’yi, Gürsel Tekin,  Enis Berberoğlu, Dursun Çiçek, Muharrem İnce ve Tuncay Özkan temsil etti. Eski siyasetçilerden dikkat çeken isimler şunlardı:Sadettin Tantan, Nazif Okumuş, Ali Talip Özdemir, Erkan Mumcu, Ali Doğan ,Sinan Aygün, Oktay Ekşi, M. Ali Bayar, Lütfullah Kayalar, Prof. Dr. Ahad Andican, Metin Işık ve Bahattin Şeker.…CHP’nin geçen dönemki Ankara Büyükşehir adayı Mansur Yavaş da davetliler arasındaydı.İşadamları dahil bazı isimler şöyleydi:Mustafa Süzer, Hamdi Akın, Lokman Kondakçı, Av. Murat Aksu, Tevfik Yamantürk, İbrahim Vefa Arıcı…Gazeteciler; Nazlı Çelik, Balçiçek İlter, Şükrü Küçükşahin, Serdar Akinan, Sevilay Yılman ,Semra ve Bilal Çetin  . Sanatçılar; Sinem Kobal-Kenan İmirzalıoğlu.

Yazarın Tüm Yazıları