Paylaş
1) Balat, İstanbul – Türkiye
Listeye ilk olarak ülkemizden, özellikle son dönemde çok popüler olan İstanbul’un Balat semtiyle başlayalım.
Balat, aslında İstanbul’un en eski yerleşim yerlerinden biri. Bugüne gelene kadar Yahudiler, Rumlar ve Türkler yaşamış bu rengârenk cumbalı evlerde.
Tüm bu kültürlerin bir harmonisini sergileyen ruhu hala eski ama görüntüsü son dönemde her gün yenisi eklenen kafeler ile git gide modernleşiyor. Hala sokaklarında çocukların top oynadığı, daracık sokaklarında bir evden diğer eve çamaşırların asıldığı, sinagog-cami-kilise üçlemesi ile tam bir kültür mozaiği yaşatan rengârenk bir semt.
Fotoğraf: www.bayaiyi.com
2) Burano Adası, Venedik – İtalya
Listemizin 2 numarasında İtalya’nın sevimli adası var. Burano adasına gitmek için önce güzeller güzeli Venedik kentine gitmeniz gerekiyor. Burano, Venedik Lagünü içinde yer alan 3500 nüfuslu küçüçük bir ada.
Adada yaşayan erkekler akşam eve sarhoş döndükleri için yanlış kapıyı çalıyorlar ve evlerinin yolunu bulamıyorlar diye adada yaşayan kadınlar çözümü her evi farklı bir renkte boyamakta bulmuşlar. İşte Dünya’nın en renkli adası böyle oluşmuş.
Fotoğraf: www.pixabay.com
3) Bo-kaap, Cape Town – Güney Afrika
Afrika'nın en güney ucundaki ülke Güney Afrika’nın 3 başkentinden biri Cape Town. Bir şehrin hem kültürü, hem insanları, hem dilleri, hem şehir hayatı, hem ruhu, hem evleri, hem kıyafetleri hem de doğası çok renkli olur mu işte Cape Town’da hepsi rengârenk olur. Bu renkli başkentin en renkli mahallesi ise Bo-kaap. 17. yüzyıl başlarında Hollandalılar, Afrika’nın diğer bölgelerinden getirdikleri Müslüman köleler için Bo-kaap mahallesinde bu evleri inşa ederler. Evler önce bembeyazmış ve tüm köleler tek tip kıyafet giyinmek zorundaymışlar. Özgürlük mücadelesini kazanılması ve ırkçılığın son ermesi ile birlikte ise tüm beyaz geçen yıllara inat özgürlüklerinin sembolü olarak tüm evleri rengârenk boyamaya başlamışlar. Şimdi ise bu Müslüman mahallesi, Cape Town’un en çok turist alan semti.
Fotoğraf: www.pixabay.com
4) Kopenhag – Danimarka
Listede İskandinavya ülkelerine yer vermemek olmazdı. Bu ülkelerin soğuğuna inat, şehirleri sokakları her zaman çok renkli... Benim tercihim ise son dönemde Hygge felsefesi ile de hayatımıza sıcaklık getiren Danimarka’nın başkenti Konpenhang oldu. Başkentin en turistik noktası Nyhvan ise sıra sıra rengârenk evleri, ortasında kanalı, tekneleri ve birbirinden güzel pubları ve kafeleriyle tam bir kartpostal izlenimi veriyor.
Fotoğraf: www.pixabay.com
5) Köln – Almanya
Almanya ile renk kelimesini eşleştiremiyorsanız Köln şehrini mutlaka görmelisiniz demektir. Almanya’nın bir sanayi ve ticaret şehri olarak görülen Köln; rengârenk evleri, heybetli kiliseleri, birbirinden özel mimari yapıları ve müzeleri ile kültür şoku yaratıp beklentilerin aksine kendine hayran bırakıyor... Ren Nehri kıyısında yer alan birbirine yapışık bu rengârenk evler, Köln katedralinden sonra şehrin en turistik ve en masalsı noktası.
Fotoğraf: Pinterest
6) Havana – Küba
Bu listedeki en renkli şehir sanırım Havana çünkü bu şehrin bir bölgesi değil her köşe başı, her sokağı, her binası renkli. Bu şehirde sadece sokaklar mı renkli ya o klasik otomobillere ne demeli? Onlar da renk renk. Ya özgürlüğün temsilci halkı, onlar da hep rengârenk.
Fotoğraf: www.pixabay.com
7) Cinque Terre – İtalya
Cinque Terre, İtalya’nın batı kıyı şeridinde Genova ile La Speiza şehirleri arasında kalan minicik rengârenk dünya tatlısı 5 köydür. Unesco mirasındaki bu köyler’e İtalyanca 5 toprak anlamına gelen Cinque Terre deniliyor ama harita da Riomaggiore, Manarola, Corniglia, Vernazza ve Monterosso isimleri ile bulabilirsiniz. İtalya’nın incisi bu köylerin her biri rüya gibi, romantik ve deniz kenarında eşsiz manzaralar sunuyor. En önemlisi ise tüm köyler rengârenk.
Fotoğraf: www.onthegotours.com
8) La Boca, Buenos Aires – Arjantin
Tangonun başkenti Buenos Aires’de göçmenlerin yaşadığı La Boca semti; rengârenk evleri, grafitti ve duvar resimleri ile tam bir açık hava sanat müzesini andırıyor. La Boca semtinde yer alan Caminito Caddesi ise trafiğe kapalı ve bu cadde de yer alan evlerin her bir duvarı bile farklı renkte boyanmış. Liman mahallesi olan Caminito’lu ev sahipleri teknelerini boyarken artan boyalarla evlerinin de duvarlarını boyamaya başlamışlar. Her seferinde tekneden artan boya ile boyandığı için sokak rengârenk olmaya başlamış ee sonra bakmışlar böyle çok güzel oldu semtleri ve bu rengârenk boyama işlemini bir gelenek haline getirmişler.
Fotoğraf: wikipedia
9) Cobh-Gork – İrlanda
İrlanda’da başkent Dublin ve Kuzey irlanda’nın başkenti Belfast’ın gölgesinde kalan, konum olarak da adanın en güneyinde yer alan ama en az onlar kadar yeşil üstüne de rengârenk olan bir şehir: Gork. İrlanda adasının 3. büyük şehri Gork’un liman kasabası Cobh ise Dünya’nın 2. en büyük doğal limanına sahip, Liman çalışanları ise bu rengârenk evlerde yaşıyorlarmış. Rüya gibi değil mi?
Fotoğraf: wikipedia
10) Notting Hill, Londra – İngiltere
1999 yapımı Notting Hill filmini izleyenler zaten bu mahalleyi direk hatırladılar. Filmi izleseniz de izlemeseniz de Londra’nın bu meşhur mahallesine geldiğiniz de ruhunuzdan yüzünüze yansıyan bu kocaman gülümsemeyi engelleyemeyeceksiniz. Burası daracık Arnavut kaldırımlı sokakları, antikacıları, kitapçıları, Victoria tarzı rengârenk evleri, kapıları, dükkânları ile Londra’nın en renkli semti.
Fotoğraf: Ebru Aykut
Paylaş