Bir kalenin yamacına kurulmuş, yüzünü Mezopotamya’nın bereketli topraklarına dönmüş, hoşgörü kenti, taşın başkenti Mardin. Coğrafyası, tarihi, mimarisi ve mutfağıyla her göreni kendine hayran bırakıyor. Bu kez değerli sanatçı Lolita Asil’in sergisi için yolumu düşürdüğüm kente seyahat planı yapacaksanız 19 Ekim’e kadar sürecek sergiyi kaçırmayın.
#Hürriyet‘Geçmişten Günümüze İstanbul Lezzetleri’, bizi İstanbul’u tarih boyunca var eden, bu şehrin insanlarını kocaman bir ortak sofrada buluşturan tatların kökenine, kültürüne götürüyor. İstanbul’da doğan ya da kente göç yoluyla yerleşen lezzetlerin tarihle, siyasetle, sosyolojiyle ve hatta mimariyle ilişkisine değiniyor. Merin Sever’in hazırladığı kapsamlı derleme her İstanbullunun hayretle, merakla, ince bir hüzünle okuyacağı derin bilgilerle dolu...
#Geçmişten Günümüze İstanbul Lezzetleri“Gündüzü seyranlık gecesi gerdanlık” derler Mardin için… Taşın başkenti derler… Hoşgörü kenti derler… Dahası da var ama ne yazsam bir şeyler eksik kalacak. Çünkü Mardin kısacık cümlelere, sloganlara indirgenebilecek bir kent değil. Mardin zenginliğinin keşfetmekle bitmeyeceği derin mi derin bir kültür mirası. Benim önerilerimi başlangıç olarak alın ve Mardin’i her şeyiyle keşfetmek isterseniz, bu rotadaki noktaları 3-4 katıyla çarpmanız gerektiğini, görülecek yer listesinin uzayıp gittiğini unutmayın…
#Mardin Gezi RehberiBir masal diyarını anımsatan Mardin geçmişi, tarihi eserleri, dar sokakları ve birbirinden lezzetli yemekleriyle insanın aklını başından alıyor. Kendine has mimarisi ve farklı dinlerin bir arada yüzyıllardır kardeşçe yaşaması, bir yanda ezan okunurken diğer yanda çanların çalması gibi güzellikler kendine çekiyor. Uzun zamandır gitmeyi kafaya koyduğum bir yerdi Mardin. Sonunda arkadaşlarla ani bir planla geçtiğimiz hafta sonu Mardin’e gitmeye karar verdik ve kendimizi bu mistik şehirde bulduk. Mardin’de geçirdiğimiz üç gün boyunca gerek Süryani yemekleri, gerek et ağırlıklı Mardin yemekleri olsun tattığımız çoğu şeyi çok beğendik. İşte size Mardin lezzet durakları…
#Mardin- Mardin'in yöresel yemeklerinin tanıtımı ve 75 kişilik uzman havuzunun oluşturulması için hazırlanan "Mardin'de Gastronomi Meslek Eğitiminin Geliştirilmesi Projesi" hayata geçiriliyor - Proje sayesinde zingil, kıtkat, kıdre, dobo, ikbebet, irok, sembusek ve hıllaviyenin de aralarında yer aldığı lezzetler, dünyada tanıtılacak - Milli Aşçı Engin: "Türkiye'nin en kapsamlı gastronomi projesi, AB tarafından kabul edildi"
Sayın üstadım damağınıza düşkünlüğünüzü biliyorum. Onun için size bu hafta çok özel lokantadan bahsedeceğim. Keşke buralara dönme imkannız olsa da bu lokantanın yemeklerinin tadına bakabilseniz. Çiya Sofrası, Kadıköy çarşısının içinde, her zamanki yerinde, Türkiye'nin ve bitişik coğrafyaların tatlarını sunmayı sürdürüyor. Ahmet Rasim bey size Çiya ve onu yaratanları tanıtmak istiyorum. Bu "lezzet laboratuvarı" çok yazıldı çizildi. İstanbul'da oturanların çoğunun artık malumu oldu. Hatta şöhreti yerli medyayı aştı, okyanusları geçti, taa Amerika'ya, Japonya'ya ulaştı.
Mardin, sadece ara sokaklarında, hiç beklemediğiniz anlarda karşınıza çıkan inanılmaz etkileyici taş binaları, binlerce yıllık tarihi, candan insanlarıyla değil, her köşesinden görebildiği Mezopotamya Ovası’ndan ciğerlerinize dolan havasıyla da büyüleyici. O havada başka bir koku, hadi daha ileri gideyim, başka bir enerji var.