Nobel ödüllü İvan Bunin’in öyküleri insan ilişkilerine gerçekçi anlayışla odaklanırken çok sade ama şiirsel ve oldukça sakin bir anlatımla okuru kendine bağlıyor. ‘Güneş Çarpması’nı geç kalmış iyi bir başlangıç olarak saymalı ve yeni çevirileri de beklemeliyiz. Bir okurunun dediği gibi “Bunin’in yazdığı her şeyi okumak istiyorum”.
#İvan BuninJan Morris’in 1985’te ilk bölümünü, 2005’te son bölümünü yazdığı ‘Hav’, gerçekliğine de gerçeküstülüğüne de inandıran bir şehrin üzerinden anlatılan kocaman ve aynı anda hem geçmişe hem geleceğe, hem Doğu’ya hem Batı’ya bakabilen bir toplumsal tasvir.
#Jan MorrisAli Akay, yeni kitabı ‘Delilik Gemisi’nde Foucault metni ‘Deliliğin Tarihi’nin katmanlarında geziniyor. David Lynch sineması ile Akay’ın Foucault metni üzerinden çıktığı yol arasında bir paralellik kurmak da mümkün. Tanıdık olanın altını oyan, ancak bunu yaparken onu bağlamından koparmak gibi bir amacın peşine düşmeyen bir yaklaşım bu.
#Ali AkayLerici’nin denize açılan dar sokakları ve dik merdivenlerinde, bir şiirin dizelerinde gezermişçesine ilerlerken, buraya duydukları hayranlıkla körfezin ismine kaynaklık eden Percy Shelley, Mary Goldwin Shelley, D.H. Lawrence ve edebiyat dünyasının ilk süper starı Lord Byron’dan her an bir iz görmek mümkün.
#Lerici1915 yılında yayımlandıktan yalnızca altı ay sonra, toplum ahlakını tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanmış bir D. H. Lawrence klasiği olan Gökkuşağı, Alfa Yayınları Klasikler serisinden çıktı. Gökkuşağı, çağının çok ötesinde olan ve kendi kendini özgürleştirmiş bir eserdir.
#Alfa YayınlarıEdebiyatta bu yılın büyük keşfi Yusuf Atılgan’dan geldi. Atılgan’ın 1961’de yazdığı ve beğenmeyip yok ettiği bilinen yapıtı ‘Eşek Sırtındaki Saksağan’dan artakalmış 20 sayfalık bir bölüm, Faruk Duman’ın hazırladığı ‘Siz Rahat Yaşayasınız Diye’ başlıklı Atılgan metinleri derlemesinde ilk kez okur önüne çıkıyor. Bu derlemede Atılgan’ın elinden çıkma, ilk kez okurla buluşacak başka birçok pırlanta daha var.
#Yusuf AtılganZaman çizgisinde 2000 yıl geriye gidin… İmparator Sezar Augustus bu adaya ayak basmış ve öylesine etkilenmiş ki adeta âşık olmuş. Tarih tekerrür etmiş, bu kez İmparator Tiberius hayran kalmış Capri’ye, adaya taşınıp hayatının sonuna dek burada yaşamış. Bunları düşününce, tarihi adanın ‘cennet bahçesi’ anlamına gelen ismini boşuna almadığını düşünmek elde değil. Aklıma İngiliz yazar D.H. Lawrence geliyor; “Dedikodulu, villalarla dolu, kat kat kireç taşlarıyla bezenmiş, cenneti çok andıran ama dünyayı hiç andırmayan bir yer” diye anlatıyor Capri’yi.
#CapriBizde enfes taskebabı, Macaristan’da gulaş, Fransa’da boeuf bourguignon… Dünya mutfaklarının ortak lezzeti o: Yahni. Fatih Sultan Mehmet’in favorisi ‘zırba yahnisi’nden ünlü şef Gordon Ramsey’nin safranlı bouillabaisse’ine bu konuda gelmiş geçmiş en ünlü tabakları tanıyalım.
#YahniÜnlü şair Ezra Pound’un 86 yaşındaki kızı Mary De Rachewiltz, babasının ismini faşistlerin elinden kurtarmak için mahkemeye başvurdu. Casa Pound isimli neo-faşist gurubun babasının adını ve şiirlerini kullanarak Floransa’da mültecileri öldürdüğünü hatırlatan Mary De Rachewiltz, babasının isminin istismar edilmesinin önlenmesini istedi.