Şavkar Altınel’i okurken...

Güncelleme Tarihi:

Şavkar Altınel’i okurken...
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 25, 2017 15:34

Şavkar Altınel şair, yazar ve iyi bir okur. ‘Tetikçiyi Beklerken’deki yazılarında sözünü ettiği yazarları ve kitapları yakından izleyen okurları edebiyatın ne denli çekici bir dünya olduğunu gösteren yollara düşürüyor.

Haberin Devamı

Kendine dert ettiği sorunlar ya da okuduğu kitaplar üstüne yazıp kurmacanın ya da şiirin sorunları üstüne düşünen yazarlar bizde hep az oldu. Hiç değilse çoğunluğun düşündüklerini yazması beklenirdi. Eleştirinin yalnızca ‘eleştirmen’ denen kişilerin uğraşı değil de, bütün bir edebiyat kamuoyunun sorunu olduğu böylece anlaşılabilirdi. Ama kim bekleyecek, kim yazacak. Artık kimin ne yazdığını sorun etmek yerine, yaratıcı bir düşüncenin içinden geçerek yazanları okumakla yetiniyorum.
Şavkar Altınel’in de bütün yazdıklarını okurum. Ondan öğreneceğim şeyler her zaman vardır. Orada burada yayımlanmış yazılarını bir araya getirdiği ‘Tetikçiyi Beklerken’in başında, o da bir baltaya sap olamamış -dolayısıyla yekpare bir kitaba gitmemiş- yazıların ikinci sınıf sayılmaması gerektiğini belirtiyor. Yoksa bu yazıları unutulmaya terk etmemiz gerekir ki, bunu düşünemiyorum. Sonunda okumak denen, insanı duvara çarpan bir aşktan daha güçlü bir tutkuyla kendine bağlayan o tılsımlı anafordan kurtulmak yerine, onun içinde kaybolmak istediğimi biliyorum. Okuduğumuz kitapların en iyilerini bir yana ayırdıktan sonra onları birçok kere yeniden okuduğumuz da düşünülürse.
Şavkar Altınel şair, yazar ama aynı zamanda iyi bir okur. Yazılarında sözünü ettiği yazarları ve kitapları yakından izleyen okurları edebiyatın ne denli çekici bir dünya olduğunu gösteren yollara düşürür. Birçok kitabı önceden görür ama bunu pek kimseler fark etmez. Arada geç kaldıklarımız da varsa, Şavkar onları okumuştur, belki ilk düşüncelerini de paylaşmıştır.
W.G. Sebald’ı iki yıl önce okumaya başladım, oysa Sebald’ın, ‘20. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkan yazarların en önemlisi olduğu’nu o altı yıl önce yazmıştı. İkimiz de bir dizi ödül kazanan ‘Göçmenler’i öne çıkarmıyoruz, o bitirir bitirmez başa dönüp yeniden okuduğu ‘Vertigo’yu kendine yakın bulurken benimki ‘Satürn’ün Halkaları’. Ben iki yüzyıl arasındaki en önemli köprü olan D. H. Lawrence’ın en önemli romanının ‘Oğullar ve Sevgililer’ olduğunu düşünürüm ama bu seçimim de Şavkar’ınkiyle boy ölçüşemez. Çünkü o Lawrence’ın ‘İtalya’da Alacakaranlık’ kitabını -ki bir gezi kitabı olarak yazılmıştır- “Bana hep yazarının başyapıtı olarak görünmüş bu olağanüstü kitap” olarak anlatıyor. Onun şaşırtıcı olmaya çalıştığı gelmesin akla, nitelikli ve bütünüyle kendine özgü bir beğeni içinden çıkan kitaplardır seçtikleri. İyi okur olmadan bu seçimlere varılması olanaksız.
Bir yazarı keşfetmek hiçbir zaman kolay değil, okuduğunuz 20 yazar arasında mı bulacaksınız yazarınızı, 200 yazar arasında mı?.. Sonuç sanırım değişir ama asıl olan, gölgede kalmış olanı ortaya çıkarmak. Bazen de kendi bulamadıklarımızı iyi okur olan arkadaşlarımız söyler bize. O güne dek fark etmediğim Per Petterson gibi bir yazarı bulmuşsam, hayatımı değiştirecek onun gibi yazarları. İşte o zaman okumanın ömrü uzadıkça uzamaya başlar.
Öteden beri düşündüklerimden biri de Graham Greene’in bizde niçin ilgi görmediğidir. Yazdıklarını bir türlü kendime yakın bulmadım. Çevremde de Şavkar’dan başka Greene’i bunca önemseyen bir başkasını görmedim. Şavkar’ın ‘Graham Greene İçin Bir Şiir Yerine’ adlı harika yazısını yazarın kendisi okusaydı ne düşünürdü? Greene’in ‘Güç ve Şan’ romanını büyülenerek okuyan Şavkar’a gıpta ediyorum. O pek çok kitabını okumuştur okumasına ama bizim edebiyat dünyamızda da nedense ilgi çekmemiştir Greene. Bir kültür farkından geliyor olmalı bu uzaklık... İlginçtir ama, Şavkar’a yazdan çok kış günlerini çağrıştıran Greene, bana hep bir soğukluk çağrıştırmıştır ve onunla yakın ilişki kurabileceğime inanmadım. Dünya görüşümüzün yakınlığı demek edebiyat yakınlıkları için yeterli olmuyor.
Okumanın yerini ne alabilir diye geçiyor aklımdan: Sanırım doğadır o. Şavkar’ı hep İskoçya’nın yemyeşil kırlarında tepelere çıkarken görüyorum, ağır ağır yürürken yazacaklarını düşünüyordur. Arada kulakları da çınlıyor mudur...

Haberin Devamı

TETİKÇİYİ BEKLERKEN

Şavkar Altınel’i okurken...

Şavkar Altınel
Yapı Kredi Yayınları, 2017
190 sayfa, 16 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!