James Jones’un son dileği 61 yıl sonra gerçekleşti

HÜRRİYET’in Sanat sayfasında bir utanç anıtının daha yıkıldığını okumuşsunuzdur.

Haberin Devamı

Haberi okumayanlar için özetliyorum:
“Amerikalı ünlü yazar James Jones’un İnsanlar Yaşadıkça (From Here to Eternity) adlı romanı 61 yıl sonra sansürsüz olarak yeniden yayımlandı. Aynı adla sinemaya da uyarlanıp 8 dalda Oscar ödülü kazanan filmin romanında, Pearl Harbour’da yer alan askerlerin çilekeş yaşamları anlatılırken, eşcinsellik, aşırı küfür ve cinsellik öğeleri, ‘Ulusal Edebiyat Denetleme Kurulu’nca sansürlenmişti. James Jones 55 yaşında ölmeden önce, ‘Kitabıma sansür umarım bir gün kaldırılır’ demişti.”
James Jones’un İnsanlar Yaşadıkça romanını okumuş, filmini de izlemiştim.
Sanatın gücü bütün engelleri yıkar ve eser sansürsüz haliyle okura veya seyirciye muhakkak bir yolunu bulup ulaşır.

* * *
  
BEN eserin özgünlüğünü bozan bütün sansürlere karşıyım. Ancak ne yazık ki tarih sansürlerle dolu.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun kitabının nasıl sansürlü sayfalarla yayımlandığından “Yakup Kadri Bey’in sansürlenmiş kitabı” (23 Ocak 2011) başlıklı yazımda söz etmiştim. Kitap bazı kelimeleri silinmiş bir şekilde basılmıştı. Yayıncısının notu da şöyleydi:
“Gerek birinci, gerek ikinci kitapta ‘sansür’ veya ‘sansürlenmiştir’ işaretli yerlere tesadüf olunur. Bunlar, malum olacağı veçhile o vakitler, ‘İtilaf sansürü’ tarafından çizilmiş, silinmiş kelime veya satırların boş kalan yerlerini gösterir. Yakup Kadri Bey bunları yeniden doldurmak imkânını bulamamıştır. Bu boşluklar o devirde Türk matbuatının çektiği zulüm ve itisafı hatırlatmağa yarayacağı için bizim tarafımızdan da böyle bırakılması münasip görülmüştür.”
İnsanlar nedense gerçeklerden korktukları için sansüre başvururlar.
Bunun anılması gereken örneklerinden biri de D. H. Lawrence’ın Lady Chatterley’in Sevgilisi romanının sansürlenmesidir. Kendi dilinde, yani İngilizcede romanın sansürsüz yayımlanabilmesi 60’ların ortasında mümkün olmuştu. Kitabın 1928’de yayımlandığını hesapladığımızda orijnal metnin yayımlanması için ne kadar beklendiği ortaya çıkar.
Ünlü bir edebiyat öğretmeni de Rus klasiklerinden dilimize yaptığı bir çevirisinde, kimi bölümleri sansürlemişti. Gerekçesi de şuydu: “Kendi kalemimle kendi milletime hakaret eden satırları çeviremezdim”.
Sansürün öteki yüzüne de değinelim.
Bir yayıncı olarak bazı tanıklıkları, başımıza gelenleri de kötü anılarım arasında yazmalıyım. Yabancı bir kitabı çevirtiyorsunuz. Muhteva ettiği kimi satırlar, Türk yasalarına göre suç arz ediyor. Çevirip yayımlatırsanız kitap toplatılacak, mahkûm olacaksınız. Çevirmeyip o kısma gizli sansür uygulasanız daha büyük ayıplar doğacak. Bu durumda ne yapacaksınız?
Ben ve kuşağım, İngilizcede sansürüne uğramış kitapların sansürsüz yayınlanmış hallerini nereden alırdık biliyor musunuz? Rahmetli, yayıncı Necdet Sander’in kitabevinden. Hıdivyal Palas’ın girişindeki kitabevinde, Fransa’daki Olympia Press yayınevinin sansürsüz yayınladığı kitapları çevirirdi dilimize...

Haberin Devamı

* * *
  
YAZAR James Jones’un son dileği yıllar sonra yerine geldi. Artık rahat uyuyabilir. Ama bu vesileyle sansürü bir kez daha ve sonsuza kadar lanetleyelim!

Yazarın Tüm Yazıları