Cenevre’nin uluslararası ilişkilerdeki rolü nedeniyle çoğunlukla turizmdeki cazibesi unutulur. Tarihi merkezi birkaç bin yıllıktır. Birleşmiş Milletler şehre yerleştiğinde personeli de kentin kuşaktan kuşağa aktarılan köklü geleneklerini benimsedi. Cenevre’nin, Avrupa’nın megastarı olma yarışına girişmediği aşikâr. Hem gerçek İsviçre hem de uluslararası niteliğini koruyan şehir, global düzeyde de hak ettiği yeri almış durumda ve bunu da gururla taşıyor.
#Cenevreİtalya’nın kuzey batı köşesinde, Slovenya sınırındaki Trieste’nin alametifarikası sert esen poyrazı. Karst bölgesinin kalker tepelerinde bir zamanlar dinozorlar, Neandertal canlılar dolaşırmış. Altın Sal ile Altın Post’un peşinde yolculuk yapan Arganotlar’ın efsaneleri hâlâ anlatılıyor. Yenilik rüzgârının şehre taşıdıkları arasında bir başka ünlü isim yazar James Joyce. Yeni high-tech fotoğraf müzesi, marina yakınlarındaki hızla genişleyen eğlence bölgesi Portopiccolo, tarihi kiliseler, tablo gibi pizzalar, saraylardaki görkemli müzeler, klasik Avusturya kafeleri, sempatik balık restoranları… Tüm bunlar Trieste’de unutulmaz bir Adriyatik deneyimi yaşatıyor.
#TriesteYaz mevsimini sonlandırdığımız ve sonbaharı yavaş yavaş hissetmeye başladığımız günlerde, artık tatilin bize çok uzak olduğunu düşünmeye başlarız. Oysaki tam da şu sıralarda gidilmesi gereken birçok yer var. İnternet sitemizde yazan beş gezgin yazarımıza ‘Ekim’ ayında nereye gitmeli, neler yapmalı?’ diye sorduk. Beşinden de oldukça güzel, eğlenceli ve bütçeyi pek sarsmayacak öneriler geldi. İşte ekimde mutlaka gitmeniz gereken beş yer...
#Ekimde Gidilecek YerlerAkdenizi ortaçağla buluşturan atmosferi, surları, mermer kaplı sokakları, gotik yapıları, derin mavi Adriyatik Denizi manzarasıyla Dubrovnik yaz tatilcilerini çeken cazip şehirlerden. Restoranların sıradanlığı, güzel bir fincan kahve bulmanın zorluğu yıllardır cazibesini etkilememişti. Fakat şimdilerde 42 bin nüfuslu Hırvat şehri hızlı bir dönüşüm içinde. Kaliteli restoranlar, kafeler, kaliteli barlar çoğalıyor. Artık sadece gözler için değil, tüm duyular için bir şenlik Dubrovnik.
#DubrovnikGördüğünüz gibi artık uzaklardan uzaklaşıp yakınlara başladım. Demek ki yaşlanıyorum. Kendi başıma gittiğim böyle yerlerde ilk iki gün köle gibi bir şeyler öğrenmeye çalışmaktan bitkin düşüyorum. Serde biraz mazoşistlik mi var ne? Yok yok iflâh olmayacağım... Bu sefer yolumu Slovakya'nın başkenti Bratislava'ya düşürdüm. Ne Mohaç, ne Estergon, ne Osmanlı ne de Naziler beni durduramaz demiş Tuna... İşte size Bratislava gezi rehberi.
#Tuna NehriUzun ve çok katmanlı tarihe sahip bir başkent için fazla sayılabilecek kadar yenilik var Mexico City’de. Gökdelenler bambu gibi hızla artıyor. Neredeyse her hafta iddialı bir restoran, butik otel, gurme şarküteri açılıyor. Merkezde yeni yayalaştırılmış alanlar oluşturulması, yeni bir havaalanı inşa edilmesi planlanıyor. Sanat fuarı ZonaMaco ise uluslararası sanat piyasasının önemli duraklarından birine dönüştü.
#Mexico CityAnkara'da Merasim Sokak’ta askeri servis araçlarına yönelik intihar saldırısında kullanılan bomba yüklü aracın görüntüsüne Hürriyet ulaştı. Patlamadan 2 dakika önce anayolda seyir halinde görülen araç sinyal verip Merasim sokağa dönüyor. 2 servis aracına yaklaşan araç bir anda alev topuna dönüyor.
#Ankara SaldırısıBazı şehirler vardır, şehir olmaktan ötedir; gelir gönül tahtınıza oturur. İşte Roma benim için o şehirlerden biri... Başınızı çevirdiğiniz her noktada, döndüğünüz her köşede büyüleyici bir eser ya da antik kalıntı barındıran, bir ‘açıkhava müzesi’ni andıran bu şehir, Sophia Loren’li, Anna Magnani’li, Marcello Mastroianni’li siyah beyaz filmlerin sıcacık atmosferli dekorudur aynı zamanda...
#RomaKışın soğuk günleri gelmeden Avrupa’nın tadını çıkarmak istiyorsanız bayram tatilinizi seyahat etmeye ayırabilirsiniz. Alımlı şehirler, sonbaharda bir başka güzel oluyor. Keyifli yürüyüşler, gurme deneyimler, müzik ve sanat aktiviteleri sizleri bekliyor. İşte bayramda Avrupa’da gidebileceğiniz en güzel 5 şehir...
Avrupa’nın güneyinde bahar bir başka güzel olur. Dalmaçya sahillerindeki Dubrovnik yeşilin envai çeşit rengiyle karşılar konuklarını. Fas’ın karşı kıyısındaki Cebelitarık’ın plajlarında hareket başlar. İstanbul gibi Sevil de erguvanlarla selamlar baharı, flamenko daha bir hoş gelir kulaklara. Malta’da balığın en iyisi baharda Marsaxlokk’ta yenir, balıkçıların ağlarından masanıza gelir derya kuzuları. Cannes ise mayıs ortasındaki festivale hazırlanır, kırmızı halıda yürüyecekleri bir heyecan kaplar. Yunan mitolojisine göre bahar, Persephone’nin yeraltından yeryüzüne çıkış zamanıdır. Annesi Demeter öyle mutlu olur ki kızını görünce, her tarafı yeşilin renklerine boyar, doğa canlanır ve Akdeniz’in güneyi bahardan payına düşeni fazlasıyla alır.
Ekim sonunda birkaç günlük kaçamak yapmayı düşünüyorsanız size beş önerimiz var. Adriyatik kıyısındaki Dubrovnik’te ortaçağ atmosferini yaşayacaksınız. Cebelitarık, bu mevsimde büyüleyici Akdeniz manzaraları sunuyor. Sonbaharda doğayla baş başa kalmak, uzun yürüyüşlere çıkmak istiyorsanız Vaduz size göre. Lubliyana ve Lüksemburg ise kültürle, müzikle iç içe bir sonbahar vaat ediyor.
Slovakya’nın başkenti Bratislava, Prag ve Viyana’nın küçük bir kopyası. Tarihi bölgesi iyi korunmuş. Mozart, Beethoven, Haydn gibi müzikçilerin geçtiği kültür şehri bugün üniversiteleriyle öne çıkıyor. 430 bin nüfusun yüzde 15’i öğrenci. Mimarisi, kültürel dokusu, sokakta ansızın karşınıza çıkan esprili heykelleriyle görülmeye değer.
Aşağı Saksonya eyaletinin başkenti Hannover, 1944’te neredeyse tamamen yıkılmış, küllerinden görkemli şekilde yeniden doğmuş. Şehir, Almanya’nın gizli kalmış hazinelerinden. Güzellikleri ilk başta dikkat çekmiyor ama keşfettikçe sürprizlerle karşılaşıyorsunuz: Avrupa’nın en önemli sanat müzelerinden Sprengel, caddelerdeki sıra dışı mimari örnekleri, barok bahçeler, görkemli endüstri fuarları... Parklarda şölene dönüşen ilkbahar aynı zamanda yaz boyunca süren festivallerin de habercisi. Dans, rock, tiyatro, edebiyat festivalleri kenti aylarca sanatın bin bir rengine boyuyor.
Varalım hele, görelim hele...<br>Karanlık zamanları, korsan günlerini düşünüp kendinizi ürküntüye vuracak olursanız yalnız Bozcaada’da değil, hiçbir adada işiniz olamaz! Ada yalnızlık demektir çünkü. Ada ıssızlık demektir. Fırtınanın ufukları tuttuğu, bulutların oynaş kaynaş olduğu günlerde unutulmak demektir, "ıssızlığın ortasında" tek başına kalmak demektir. Tersinden bakacak olursanız, ada, ıssızlıktaki ses demektir. Tıpkı Bozcaada gibi. O ıssızlığa varmanızı ve uzak seslerin tadına bakmanızı dilerim.
Dünyanın önde gelen kentleri aylardır heyecanla yılın son haftasını bekliyor. Meydanlar, sokaklar, mağazalar, evler süslendi, rengarenk ışıklandırıldı. Önce noel, ardından yeni yıl kutlanacak. Milyonlarca kişi, noel tatilinden istifade edip, bu coşkuyu farklı bir ülkede yaşamak arzusuyla yolculuğa çıktı. Televizyonlar 31 Aralık gecesi yine yeni yıl kutlamalarını Sydney’den başlayıp, New York’a kadar adım adım takip edecek. 2008’i ekran başında karşılamak yerine yola düşmek, farklı bir kentte eğlenceye katılmak istiyorsanız çantanızı hazırlayın. İşte size altı kentten yeni yıl kutlaması izlenimleri.