36 saatte Trieste
İtalya’nın kuzey batı köşesinde, Slovenya sınırındaki Trieste’nin alametifarikası sert esen poyrazı. Karst bölgesinin kalker tepelerinde bir zamanlar dinozorlar, Neandertal canlılar dolaşırmış. Altın Sal ile Altın Post’un peşinde yolculuk yapan Arganotlar’ın efsaneleri hâlâ anlatılıyor. Yenilik rüzgârının şehre taşıdıkları arasında bir başka ünlü isim yazar James Joyce. Yeni high-tech fotoğraf müzesi, marina yakınlarındaki hızla genişleyen eğlence bölgesi Portopiccolo, tarihi kiliseler, tablo gibi pizzalar, saraylardaki görkemli müzeler, klasik Avusturya kafeleri, sempatik balık restoranları… Tüm bunlar Trieste’de unutulmaz bir Adriyatik deneyimi yaşatıyor.
Cuma 17.00
Zamanda yolculuk
Şipşak tarih kursunuza Via del Teatro Romano’daki antik anfitiyatrodan başlayın. Buradan merdivenli sokakları takip edip tepedeki Castello di San Giusto’ya ulaşın (giriş 13.5 TL). 15-17’nci yüzyıllar arasında eski Roma yerleşiminin üstüne inşa edilen kaleden panoramik şehir ve deniz manzarasını seyredin. Yapının içinde sizi daha fazlası bekliyor: Geçen yıl açılan Alinari Image Museum’da (AIM) duvara yansıtılan görüntüler, dokunmatik ekranlar, sanal gerçeklikle hazırlanmış enstalasyonlar, üç boyutlu filmler ve tarihi fotoğraflarla şehrin geçmişi anlatılıyor. Özel ses sistemi ve müzik de kayda değer (giriş 36 TL).
20.00
Balık okulu
Alla Sorgente’de denizle ilgili sözcük dağarcığınız genişleyecek. Taş duvarları, ahşap masalarıyla huzur veren restoranın şefi size mönüyü İtalyanca sunuyor: Capesante (kum istiridyesi) iri ve etli, orata (levrek) çiftlik değil, doğadan yakalanmış. Triglia (tekir) ismini duyarsanız hemen sipariş verin, leziz. Kekik ve sirkeyle lezzetlendirilmiş pırasayla soğuk olarak servis ediliyor. Domatesli ve minik istiridyeli spagetti de tadılmaya değer. Üç kap yemek kişi başı ortalama 180 TL.
22.00
İçelim, güzelleşelim
Parke taşla kaplı, yayalaştırılmış Via Torino’daki barda her beğeniye uygun içki var. Gündüz restoran ve taze meyve suyu barı olarak çalışan Draw, bisikletten bavula eski eşyalardan yapılmış masalarıyla dikkat çeken geniş bir mekân. Daha eski mekânları tercih edenler Mor’a gidiyor. Küçük salonunda tarihi fenerler, yerküreler, duvar saatleri asılı. Kokteyller çok özel.
Cumartesi 10.00
Beyaz pazar
Pembe dizi dergileri, zeytinyağı, Pugliya peyniri, ayakkabı bağcığı, buketler, palyaço resimleri, solmuş kartpostallar, zencefilli elma reçeli, eski bir Doris Day albümü… Tüm bunları 1930’lardan kalma Art Deco mimarili, iki katlı Mercato Coperto’da bulabilirsiniz. Alt katta çiçek tezgâhları, balıkçılar, yerel ürünler satılıyor. Üst katta ise koleksiyonerlere yönelik ürünler var: Eski ev eşyaları, mobilyalar, elektronik aletler ve objeler…
13.00
Antika ve sanat
İtalya’da sanat Rönesans’tan sonra da devam etti. Kanıtı Museo Revoltella. Birbirine bağlı üç tarihi saraydan oluşan müzenin üst katları 19 ve 20. yy ressamlarına ayrılmış: Giorgio Belloni’nin duygusal dünyasını yansıtan natürmortları, Vito Timmel’nin çarpıcı karakterleri, Edgardo Sambo’nun melankolik nü’leri… Tarihi alt kat salonları geçmişin dünyasındaki dekorasyonu günümüze taşıyor. Giriş 32 TL.
14.00
Salam cenneti
Ahşap dekorasyonuyla dikkat çeken Trattoria da Giovanni’nin kapısından girdiğinizde karşınıza sur delen tarihi topların boyutunda bir mortadella çıkacak. Gün boyunca doğranıp sandviç yapılan bu salam mahalleyi doyuracak kadar büyük. Barda hazırlanan sandviçlerde farklı türde salamlar da kullanılıyor, sandviçler hardal ve yaban turpu sosuyla lezzetlendiriliyor. Dışarıda bir masaya oturun, tebeşirle kara tahtaya yazılmış mönüden seçiminizi yapın. Yerel mutfağın vazgeçilmezi jota doyurucu bir çorba. Patates, fasulye ve domuz etiyle pişiriliyor. Sosisler tatlı lahana turşusuyla servis ediliyor. Tandırda domuz ya da dil seçenekler arasında. Öğünü bir kadeh malbec eşliğinde bir dilim elma turtasıyla tamamlayın. İki kişi ortalama 90- 130 TL.
16.00
Grappa ve antikalar
Şehrin en çekici dükkânlarından bir kısmı Via Felice Venezian’a sıralanmış. La Piccola Bottega Spiritosa di Piolo & Max’a ismini veren kurucuları, butik koşullarda ürettikleri vermut, grappa, absinthe ve divinterrano (şarap, meyve suyu, tarçın karışımı) benzeri içkileri kendi mağazalarında satıyor. Delikatessen Modernariato & Collezionismo ev eşyası ve tasarım ürünlere odaklanmış bir antikacı, anatomiyle ilgili posterlerden fabrika tipi lambalara kadar çok sayıda ürün var tezgâhında. Olivetti marka eski daktilo ya da Kral Tut’un büstünü arayan koleksiyonerlerdenseniz Il Mondo di Didy’yi keşfetmek sizi sevindirecek.
Geçmişte Roma ve Bizans’ın yönettiği şehirde en fazla iz bırakan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu. Bu nedenle bira, lahana turşusu ve elmalı turta restoran mönülerinin vazgeçilmezi. Sarayların bulunduğu bölgede ilk dikkat çeken yapı Hapsburg Köşkü.
18.00
Trieste geleneği
Bu şehirde yemek öncesi bir kadeh içki yuvarlamak vazgeçilmez ritüel, Piazza Cavana bölgesinin barları akşama başlamak için ideal duraktır. Eski gemilerden sökülmüş ahşap tahtalarla süslü tavanı, boya kutusundan bozma lambaları, barın üstüne yayılmış mezeleriyle Al Ciketo, özel bir yer. Küçük bir ekmek diliminin üstüne yerleştirilmiş salamlı, peynirli, balıklı mezelerin porsiyonu 4,5 TL. Yanında yudumlayacağınız Sancin üretimi bir kadeh kırmızı şarap ise 16 TL. Daha ferah, aydınlık yer arayanlar Life’ı sevecektir. Açık büfedeki mezeler arasında ızgara sebze, peynir çeşitleri bulunuyor. Meşhur Hugo kokteyli ise beyaz şarap, maden suyu, nane, yeşil limon ve mürver çiçeği suyundan yapılıyor, kadehi 18 TL.
20.00
Deneysel ya da geleneksel
Ne tür bir mönü isterdiniz? Pepenero Pepebianco’nun kemerli salonu sonbahar renkleriyle dekore edilmiş, yerel malzemeyle hazırlanan mönülerinde geleneksel tariflere de yer veriliyor. Meraklı damakları heyecanlandıracak yemekler arasında burrata peyniri köpüğüyle servis edilen enginar kızartması, zencefilli kayısı sosu ve susamla süslenmiş mavi yüzgeçli okyanus orkinosu, karalahana ve tütsülenmiş kaz salamıyla sunulan kum istiridyesi, domatesli, yosunlu, karanfilli midye çorbasını sayabiliriz. Daha klasik bir tercih için dana kuyruğu ve kuşkonmazla lezzetlendirilmiş patates mantısını (gnocchi) deneyebilirsiniz. Şam fıstıklı dondurmayla ağzınızı tatlandırdıktan sonra ödeyeceğiniz fatura iki kişi için ortalama 450 TL.
22.00
Geceye cila
Antico Caffè Torinese’e adım attığınızda birden bire geçmişe, açıldığı 1919’a sürükleniyorsunuz. Koyu renkli ahşap duvar kaplamaları, mermer tezgah, şamdanlar bu illüzyonun parçası. Genç bir ekibin işlettiği kafede kokteyl servisi de yapılıyor. Örneğin kitaplıktan aldığınız “Trieste Romantizmi” adlı kitaba göz atarken bir yandan da tatlılı-ekşili-baharatlı Americano (27 TL) yudumlayabilirsiniz. Zaman yolculuğunuzu Urbanis’te sürdürebilirsiniz. 1980’lerin New York’unda, Soho’daki barları çağrıştıran Urbanis’te lame masalar, parlak altın rengi simli yastıklar, mozaik zemin ve Art Deco lambalar birbiriyle uyum içinde. Uzun kokteyl mönüsündeki sanatkârane karışımlar arasından seçim yapmak zor. Tavsiyemiz Vini Vidi Vici (Laphroaig Scotch viski, Pineau des Charentes-brandy eklenmiş şarap, baharat karışımı pırlanta gibi şekillendirilmiş buz parçacıklarıyla dolu kadehte servis ediliyor, 60 TL).
Pazar 10. 00
Hakiki haliyle
Trieste’de hiç kimse yorgunluk gerekçesinin ardına sığınamaz. Caddeler tarihi kafelerle dolu, şehir ünlü kahve firması Illy’nin merkezi. Manzara açısından hiçbiri Caffè degli Specchi ile yarışamaz. Kafe, 19’uncu yüzyılda parke taşla döşenen, Avrupa’nın en büyük deniz kıyısı meydanı Piazza Unità d’Italia’da. Zarif tarihi köşklerle çevrili meydana yerleştirilmiş masalar kuşbakışı Adriyatik denizini ve 18’inci yüzyıldan kalma 4 Kıta Çeşmesi’ni görüyor. İç mekân güzellikleri için katedral benzeri kafe Caffè San Marco’ya uğrayın. 1914’te kurulan kitapçı ve kafe mermer masaları, tavandan sarkan bronz kahve yapraklarıyla çok çekici. Mönüsünde köpüklü cappuccino’dan (12 TL) kremalı ve tarçınlı Viyana kahvesine (13.50 TL) kadar ne ararsanız var.
13.00
Avusturyalı aristokratlar
Hapsburgs’un ışıltısı Miramare Şatosu’nda ölümsüzleşmiş. Arşidük Ferdinand Maximilian’ın deniz kıyısına beyaz Istrian taşından yaptırdığı yapı adeta 19’uncu yüzyıl zanaatkârlık müzesi gibi. Lüks yatak odalarından, balo salonlarına, yemek salonlarına geçerken başınızı her kaldırdığınızda tavanda müthiş süslemeler, resimler göreceksiniz. Maun mobilyalar, fildişi seyahat yazarı kaplı dolaplar, ipek duvar kâğıtları geçmişin görkemini yaşatıyor. Fakat gerçek doğal güzellik uzun pencerelerin ardındaki deniz. Trieste hakkındaki bilgilenme sürecinizi şatonun hediyelik eşya mağazasında sürdürebilirsiniz. James Joyce’un, seyahat yazarı Jan Morris’in kitapları sizi bekliyor. Morris’in şehir hakkındaki izlenimi ilginç: “Trieste ve Boşluğun Anlamı”. Müzeye giriş 45 TL.
Nasıl gidilir?
Yeni yılın ilk haftasında Pegasus, İstanbul’dan Roma’ya gidiş-dönüş 465 TL’den başlayan fiyatlarla uçuyor. Aynı tarihte Ryanair’in Roma-Trieste uçuşlarında gidiş-dönüş biletler 402 TL’den başlıyor. UN Ro-Ro’nun gemileri pazartesi hariç her gün İstanbul-Pendik’ten Trieste’ye sefer yapıyor, yolculuk üç gün sürüyor, otomobil taşıma fiyatı tek yön 423-518 Euro arasında.
Fotoğraflar: VinePair, Triesteraccontatrieste, In Your Pocket, Viaggi – NanoPress, Skyscanner